Herkese selamlar şampiyon takımın şampiyon taraftarı.
Forumu uzun süredir takip ediyorum ama yazmak bugüne nasip oldu diyelim. Yukarıdaki arkadaşımızın çağrısına uydum. Misafir olarak takılmayın gelin sayımız artsın
Kendime göre bir sezon değerlendirmesi yapacağım.
Sezon bizim için kötü başladı.
Kadro kalitemiz rakiplerimize göre düşüktü ve transferler gecikti.
Kalemiz tecrübesiz genç eldivenlere emanetti.
Sağ bek mevkisine son 2 sene az maç oynamış Rosier'i,
Stopere ve sol beke taraftarımızın çoğunluğunun istemediği Alanyasporlu 2 ismi,
Orta sahaya Arabistan'dan gelip nasıl bir performans katacağını kestiremediğimiz Josef de Souza'yı,
Sol kanata N'kodou, sağ kanata Ghezzal ve Töre'yi, forvete sakatlık geçmiş düşündüren Aboubakar'ı kattık.
Avrupa maceramıza CL'den PAOK, UEL'den Rio Ave'ye elenerek veda ettik. [Aslında bizim için hayırlı olmuş çok daha fazla yorulacaktık.]
5. hafta 18. sıradaydık. Sergen hocamıza eleştiriler artmıştı.
9. hafta son şampiyon Başakşehir ve 10. hafta 4-3 kazandığımız FB derbi galibiyetleri kötü gidişe son verip inancımızı yerine getirdi.
16-22 arası liderdik. 22-29 arası GS liderdi. 29. hafta liderliği geri aldık ve son haftaya kadar liderliğimizi koruyup süper lig tarihinin en önemli şampiyonluğunu kazandık.
Son haftalar çok talihsiz puan kayıpları ve sakatlıklar yaşadık. FB ve Ankaragücü maçlarında son dk beraberlikleri moralimizi bozsa da puan kaybetme kredimiz vardı. Erzurum deplasmanında Oğuzhan ve Cenk'in sakatlanarak sezon sonuna kadar olmaması hamle şansımızı çok kısıtladı. Bitime 3 hafta kala GS maçına çok dar bir kadroyla çıktık. Sakatlıklar ve kısıtlı hamle olanağı yüzünden yenildik ve rakiplerimizle puan farkı azaldı. İpler halen bizim elimizdeydi ki son 2 hafta 4 puan şampiyonluğa yetecekti. Karagümrük maçı rakip 10 kişiyken aldığımız yenilgi belki de son senelerin en üzücü mağlubiyeti oldu bizim için. Şahsen ben Göztepe maçına kadar geceleri uyumadan sabahlar ettim. Avantaj bizde olsa bile düşen momentum ve sakatlıklar "çok yakın olduğumuz şampiyonluğu kaybediyor muyuz" endişesi yarattı.
Neyse ki 2020-2021 sezonu cumartesi gecesi büyük Beşiktaş camiasının ve milyonlarca Beşiktaş taraftarının mutlu sona ulaştığı sonla bitti.
Bu pandemi döneminde taraftar desteği olmadan, 3 günde bir maç yaparak, kısıtlı bütçeyle, türlü imkansızlıklarla, sakatlıklarla, lobilere ve renkli basına ve bize aslan renklilere kedi oynayan kulüplere rağmen inanılmaz bir iş başardı Sergen hoca. Kelimeler kifayetsiz kalır.
Winner olmak budur işte. Kafalarına kafalarına vurduk. Asıl loser'lar 2-3 takım kuracak kadar para harcayıp, medya ve kurulların desteğine rağmen şampiyon olamayanlardır. Renkliler bu sene bizim yaşadıklarımız başlarına gelseydi çoktan yarıştan kopmuşlardı.
Biz namağlup (1991-1992), statsız (2015-2016), bu sene de taraftarsız en uzun sezonda şampiyon olmuş bir camiayız. Asıl winner biziz. Forumdaki büyüklerimiz zaten farkında da genç arkadaşlarımız da bunu iyi bellesinler. Ben bizim taraftara ezikliği, kötüyü çağırmayı, karamsarlığı, negatifliği yakıştıramıyorum. En kötü anlarımızda hep ayağa kalktık.
Çok iyi oldu bu şampiyonluk. Gelirler biraz olsun ekonomik olarak nefes aldıracaktır.
Önümüzde uzun bir transfer dönemi var. Yönetim ve hocamızın ortak istişareyle en iyi takımı kuracağına inanıyorum.
Takımımızdaki oyuncuların kaliteleri tartışılır ama adamlıkları, iş ahlakları üst seviye.
Sergen hocayla uzun yıllar birlikte oluruz umarım. Yapacak çok işimiz var.
Uzun zamandır ilk defa bu kadar uzun bir yazı yazdım. Cümle düşüklüğü, yazım yanlışı vesaire yaptıysam affola
Bırakmam Beşiktaş'ım seni.