Bir de ben bu henüz armasız logosuz stadımızı kabullenenleri anlamıyorum.
Tamam, " hele bi durun, sabredin, koyulacak, takılacak, endişelenmeyin, boşuna kendinizi üzmeyin " gibi şeyler diyenleri anlarım.
Fakat yok " çocukçaymış, takıntıymış, olmasa da olurmuş, böyle de güzelmiş " gibi yetinenleri gerçekten anlayamıyorum.
Birincisi sen bir semt takımısın. Takımdan öteye geçmişsin aşk olmuşsun ruh olmuşsun.
Yeni nesil kar amacıyla açılmış ya da satın alınmış bir kulüp değilsin.
Seni bu zamana kadar taşıyan bir şanın var, beyinlere kazılmış Şanlı Türk bayrağı olan bir arman var herkesin imrendiği.
Anlaşmalar, para, finans, o, bu, şu anlarım hepsine eyvallah koysunlar logolarını.
Ama bende koyacam arkadaş ! Hatta onların logolarından daha fazlalarını daha büyüklerini koyacam. Böyle olunca sponsorlardan da soğutuyorlar insanı.
" Beşiktaş yazıyormuş ya " Semtin her yerinde yazıyor zaten Beşiktaş.
Ben o stada girdiğimde her yerde armamı, ismimi, tarihimi görecem ki daha çok sahiplenme hissim, hırsım ortaya çıksın.
Sen Beşiktaş'sın büyük kulüpsün;
1- O çatıya Vodafone yazıyorsan karşısında Beşiktaş yazdıracaksın.
2- Karşılıklı tribünlerin bakan taraflarındaki boşluklara herkesin gözüne sokarcasına kocaman bir arma asacaksın.
3- Yeni, eski, kapalı, numaralı, tarihi duvar hiç farketmez, 4 bir taraftan o stadın Beşiktaş'a ait olduğunu herkese göstereceksin.
O stadı " Vodafone Arena" dan ibaret kıldırmıcaksın, " Beşiktaş Vodafone Arena " diye hafızalara kazıtacaksın !