Sabahtan beri okuyorum. Takıldım. Üsluba takıldım. Pixel sevmeyenlerin aşağılamalarına takıldım. Fikrimi söylüyorum diye insanları ötelemeye çalışanlara takıldım. Genelin üslubu böyle malesef. Sadece burası için değil, ülkeden bahsediyorum. İşin ilginci bir tek @KUMANOVALI hariç kimse nesnel bir bakış sunmuyor. Herkes bir şeye benzetiyor. Bence buna benziyor beğenmedim. Beğenen hıbıdıbı.....
En çok @Cengo abinin fikrini merak ediyorum mesela. Profesyonel işi bu konulara yakın diye. Mesela hiç iç mimar, desinatör vb yok mu aramızda pixel estetik açıdan neden tercih edilir? Tek renk olursa artısı eksisi nedir? Uzak olduğum ve bir çoğunuzun uzak olduğunu tahmin ettiğim konular bunlar. Bilgimiz yok. Kendi beğenimizi tartışmasız gerçek olarak görüyoruz.
Kulübün taraftara uzak olduğunu söylüyoruz. Bende aynı fikirdeyim. Ancak zaten bizim ülkemizde yöneticiler halka hep uzaktır. Öndeki adama lider değil tanrı gözüyle bakarız. (Aman diyim dini hassasiyet demeyin, ne demek istedim durup düşünün) O şahsiyette öyle şişer ki kendi gölgesini halkın desteği zanneder. Varlığını hissettirmesi gereken bizleriz. Tribünlere giderek, sosyal medya hesaplarına ulaşarak, medeni bir şekilde bu taleplerimizi ulaştırması gereken biziz.
Tribünlere sponsor ismi konusunda örnekleri olabilir. Sevmedim ben o fikri. Evet sponsor mutlu olsun tabi ama Beko'da mutlu, taraftarla projeler yürütüyor. Vodafone'da mutlu oda taraftarla projeler yürütüyor. Her ikisi de reklamlar veriyor vb. Taraftarın yanındalar. Ben eminim bir tribünde BEKO bir tribünde Vodafone yazsa pek çok insan memnun olacaktır. Ben en azından olurdum. Ben yazılara itirazın birazda bu isim sponsorlarının tavırlarından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Ben burası resmi bir makam değil kulübe, ilgilere ulaşın dedim ve sanırım @empisayn yazmış, damacana hesabının ulusal kanallara çıktığını, takip edildiğini vb. Tamam ediliyoruzdur ama tepki almak sonuç almak için daha direk iletişim şart gibi geliyor.
Birde sabah polemik oldu "ego" meselesi. Kesinlikle bunu kötülemek için söylemedim. Ne @AmaralGürses ne de başka birini. Sadece bu kadar ego fazla (kendim dahil herkese söylüyorum) buna insan arada kapılabiliyor. Bende yapıyorum. Geçen 1 hafta izin aldım baktım evde kediye emir vermeye başlıyorum. Bunu mümkün olduğunca frenlemek gerekir diye düşünüyorum. Burada yazarken de, beğenilerini sıralarken de buna kapılmamak lazım. Bize estetik gelen başkasına öyle gelmeye bilir. Belki en sevdiğiniz kareli gömleğinizden asla giymeyecek bir sürü insan vardır burada.
Kendi dünyamıza ait şeylerin hassasiyeti kadar başkalarının tersi durumlarda hassasiyet gösterebileceğini düşünerek yazmak gerekiyor.
Günün kısa özeti...
Sevgili
@Yunus çok onore eder biçimde söz konusu tartışmalar konusunda "fikrimi merak ettiğini" ifade ettiğin bir post asmışsın. Öncelikle şunu ifade etmeliyimki sen zaten herşeyi o kadar net ortaya koymuşsun ki, benim buna ilave edecek çok fazla birşeyim olacağını sanmıyorum. Bu konuda astığın bu postun altına gönül rahatlığıyla ben de imzamı atarım.
Ben de aynı senin gibi düşünüyorum, öylesine sığ bir tartışma gidiyor ki bu pixel ve uzantısında tribün sporlarının logolarının tribünlere yazılması konusunda, bu nedenle, konuyu tartışanların affına sığınarak, %90'ınını okumuyorum bile...
Belkide herşeyin asıl anlaşılmasını sağlayacak en basit ifade senin şu cümlende saklı "
Belki en sevdiğiniz kareli gömleğinizden asla giymeyecek bir sürü insan vardır burada." Ve, beğenilir beğenilmez, ama seçilmiş yönetim stadın hangi gömleği giyeceğine karar verme yetkisine ve zevkine sahip. Doğal olarak bu "zevki" stada giydirebilmek için de önce aday, sonra seçenlerin oyları ile Yönetici olup karar verme yetkisine sahip oluyorlar... Burada, bana göre, yanlış hiç bir şey yok... Ben Kulübümüzün başkanı olsam ben de aynı şekilde davranırdım, aynı bu "pixel" tasarıma karşı olan arkadaşların yapacağı gibi...
Diğer taraftan "pixel" tasarım konusunda olan tartışmalar benim için pragmatik açıdan da şöyle bir sığlık oluşturuyor; ileride stada Barça, Real örneğinde olduğu gibi gezi turları düzenlenir mi turistler için bilemem ama, insanlar stadı sadece fotoğraflarda boş görecekler. Taraftar stadta ise, maç vardır ve umarım çakılı dolu olur, hoş çakılı dolu olmasa da fark etmez, hiç kimse ama hiç kimse koltukların "pixel" tasarım olup olmadığının farkına varmayacak. Aynı şekilde tribün sponsorunun da logosunun orada olduğunun farkına varmayacak... Çünkü gör(E)meyecek... Burada fotolarla örneklenen tribün sponsoru olan stadların tüm fotolarında stadlar boş, aynı stadları bir müsabaka esnasında fotoğraflarını görsek, logoları da "pixel"li de göremeyiz, bence... Sadece sponsor olarak para veren şirketler boş stadın fotoğraflarını kendi reklam amaçları için kullanacaklar, bunun için de para veriyorlar zaten...
Bunun ötesinde, gerçi bu başka bir tartışma konusu ama, "taraftarın kulübün gerçek sahibi" olduğu da, bence, başka bir goygoy. Taraftar camianın bir parçasıdır evet ama "gerçek sahibi" falan değildir. Bu düşünceyi daha netleştirmek amacıyla şöyle bir örnek verebilirim. Diyelim ki ben bu postları astığımız BeşiktaşArena platfotmu'nun ortaklarından biriyim, buraya, zaman emek ve finansal yatırım yaptım. Ve gün geldi artık sıkıldım. Burada ki yatırımımı, başta diğer ortaklar ile yapmış olduğumuz anlaşma şartlarında satabilir miyim? Elbette satabilirim, bu benim ticari tasarrufum. Peki ben bu 70 milyonluk ülkenin de, teorik olarak, 70 milyonda bir hissesine sahipmiyim, evet sahibim. Verin kardeşim benim hissemi, ben onu Coni'nin birine satıp ülkeden ayrılacağım diyebilir miyim? Demesine derim tabi de, alacağım şey muhtemelen, bir deli gömleği olur. Ülkedeki mevcut iktidara yaptığınız yatırımlar yanlış, şuraya yatırım yapın diyebilir miyim? Derim.. de bu sadece seçim dönemlerinde kullanacağım oy ile mümkün. Örneklemeleri çoğaltmak mümkün, ama sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır.
Tribünlerde sponsorların logosu konusuna gelince... Ülke tarihinde ilk kez bir stadyum kulübün kendi olanakları ile yapılıyor ve bunun için de finansman yaratılmak zorunda... Mevcut yönetim bu konuda da, bence, son derece başarılı, yürekten alkışlıyorum. Vodafone ile yapılan anlaşmalara, tribün sponsorluğunu dahil etmeyip onu ayrıca bir finans kaynağına çevirdikleri için tebrik ediyorum. Vodafone dünya CEO'su olsam Türkiye Vodafone'a "uyudunuz" diye sitem de ederdim... Sponsorluk anlaşmaları izin verirse Vodafone şimdi yeni tribün sponsorlarından daha fazla para vererek tribün sponsorluğunu da satın alabilir, kazanan Beşiktaşım olur. Bunlardan farklı olarak daha önce gidilmemiş bir yoldan ilerliyoruz ülke şartları içinde... Daha önce herhangi bir kulübün tribün sponsoru olduğunu sanmıyorum... Saracoğlu'nda "Migros" var ama sanırım o tribünün inşaat maliyetini Migros karşıladığı için orası stad yıkılıp yeniden yapılana kadar Migros... Bu açıdan bakınca da bizim sponsorlarımız zaman içerisinde bizim insiyatifimizde değişkenlik gösterebilecek.
Yine uzun bir post oldu kusura bakmayın ne olur....