bende merak ettim 
maaşla çalışan işini yapan birini seçilmiş yöneticinin üstüne koyuyorsunuz ya bende bunu anlamıyorum iyi şeyler yapmış yapacak bunun için maaş ödeniyor yönetimle ters düşer işine son verilir buda normal bir durum haklı haksız diye bir şey yok haklı olan yönetimdir sen maaşlı elemansın ne isteniyorsa yapacaksın beğenmiyorsan istifa edersin yada yönetim beğenmiyorsa işine son verir. Dany patladığı gün işine son verilmeliydi gs şl de oynadıysa ligi bizim üstümüzde bitirdiyse bunun tek sorumlusu odur. kiralanmasını isteyen tek bir Beşiktaşlı yoktu Başkanda istemiyordu yönetimde zaten kendiside üstlendi hem adama para ödedik hem ihanet etti hemde gsnin kadrosunu boşalttık
iyi şeylerde yaptı ama bunun içinde para aldı. kimse işin nedenlerini bilmiyor bu yönetimden hiç bir şey sızmıyor kırgında ayrılmadı hala takıma sevgi gözüyle bakıyor bir şeylerin altını eşelemenin anlamı ne herkes mutluysa bırakın mutlu kalsın bize emeği geçen biridir Önder Bey şu an basındada iyi bir dost kazandık bazı şeyler kurcalanmamalı mesela geçen senede bu senede takımda bir disiplin sorunu var bu geçen sene Önder beyin başarısızlığıydı bu senede Sayın Çebi'nin başarısızlığı aslında bunlar irdelenmeli kırmızılar basit ama o basit şeylerde bizim oyunculardan çıktı Atibanın bile bile kırmızı kartı görmesi ihanettir Velininkide öyle böylesine hayati bir maçta takımı nasıl eksik bırakırsınız Önder bey konusunda geçmişi geçmişte bırakın gerksiz abartmalardan uzak durun çalışana haksızlık etmiş olursunuz tek başına Beşiktaş scout larından dahamı iyiydi yada bilinmeyen birini bu iyi dediğinde Beşiktaş gibi bir kulüp alırmı Pedro scoutların takibindeydi bunu Önder beyde söyledi bence alınan her oyuncu scout takibindeydi tek fark bu yönetim işi profesyonellere bırakıyor. Yapmayın arkadaşlar gidene teşekkür edin ama unutmayın hiç bir şey Beşiktaşın üzerinde değildir. Beşiktaşında kongre tarafından seçilmiş bir Başkanı var. Her şeyi bilemediğimize göre alınan kararlara saygı göstermeliyiz orda mesai harcıyorlar para harcıyorlar ne menfaatleri var birde üstüne küfür yiyorlar. ben Demiröreni hiç sevmem onun başkanlığı döneminde İnönüye toplasan 3 defa gitmedim ama bir kez bile küfür etmedim orda bir makam var ve o makama küfür etmem neden hep Beşiktaşa ait değerleri yıpratma peşindesiniz bir kulüp milyonlar tarafından yönetilemeyeceği için bir başkan seçiliyor kararları birilerini memnun eder birilerini memnun etmez normal bir durum eleştiri bu yüzden vardır. ama eleştirininde bir sınırı var.kötüyü eleştirirken iyiyi alkışlamak gerekir. Ben yönetimin bariz bir hatasını göremiyorum tam tersine erklerle büyük bir savaş halindeler ve işi bu şartlar altında dengede götürebilmek büyük başarı bu yönetim okyonus geçiyor siz derede boğmaya çalışıyorsunuz şike davasının üstüne yıkıldığı iki sene avrupadan men yemiş gırtlağına kadar borç içinde yüzlerce konuda davalık bakkala borcu olan bir kulübe geldiler Davaları çözdüler iki yıllık kaybın her türlü bedelini ödediler borçları yapılandırdılar kulübü tekrar uefa kriterlerine uygun hale getirdiler birde üstüne her ben büyük kulübüm diyenin yiyemiyeceği bir stad yapım işine girdiler borcumuz gene var ama kulübede güven var kimsede kapımızda alacak için beklemiyor. Şu anda her Beşiktaşlı geleceğine güvenle bakıyorsa bu onların başarısıdır hatalarda oldu taraftarla kutuplaşmaları ilk geldiklerinde yapılan yanlış transferler eleştirdik eleştirmeye devam ediyoruz ama Yönetimde öğreniyor şartlarımızı göz önünde tutarsak her transfer tam isabet eminim taraftarlada bir yolunu bulacaklar onun için malesef stadın bitmesi beklenecek malüm nedenlerle şu an bir çok noktada yumuşak karnımız var buraları kasla doldurmadan kimseyle güreşemeyiz bir tane Beşiktaş var şu an ne olursa olsun kulübe destek olmamız gerekiyor kulübün buna ihtiyacı var birde yönetim taraftarla iyi geçinmek zorunda değil birazda taraftarın kulübüne sahip çıkması lazım yönetim inatlaşıyorsa taraftar inatlaşmıyormu yönetim bu gün var yarın yok ama Beşiktaş hep olacak ve taraftar bu tavrıyla Beşiktaşa zarar veriyor yönetim Beşiktaş tarihine adını yazdırdı gidecek, kalacak değil ama bu onur onlarda kalacak bundan sonraki yönetimlerin her başarısının bir parçası onlarda olacak bu kimse tarafından değiştirilemez şu an bizim yapmamız gereken Beşiktaşımıza sorun yaratmamak her türlü desteği vererek şu süreçten en az kayıpla geçmek şu kombineler bitseydi belkide bu krediyi çekmek zorunda kalmayacaktık taraftarın inadı bize kaç yıl borç ödetecek yönetimmi zarar ediyor yok biz ediyoruz hep yönetim suçlu değil biz ne yapıyoruz birazda kendimize bakalım
Günaydın,
Konunun öznesi Önder Özen, aslında pozisyonu tartışmamız gerekiyor. Ama biz Önder Özen diyelim ki tartışma daha iyi anlaşılsın.
eleştirilerinize katılmıyorum. Sportif direktörlük makamı, aile firmasında genel müdür olmakla veya herhangi bir bölümde supervisor olmakla karşılaştırılamaz. Belki CEO pozisyonu daha yakındır ama SPORTİF DİREKTÖRLÜK tüm iş kolları içinde eski tabirle "nev-i şahsına münhasır" bir pozisyondur.
Bu konuda önümüzdeki en önemki örnek Bayern Münih'tir ama Bayern Münih'te de Uli Hoeness gibi yine özel bir adam bulunduğu için başka örnekler vereceğim.
Mesela Schalke04, Mainz, Udinese gibi takımların sürekli ve istikrarlı bir başarıları vardır? Şampiyon mu olurlar? Hayır. Her sene müthiş transferler mi yaparlar? Hayır. Ama hep belli bir standartları vardır. Schalke 04'ün adı her zaman kriz ile anılır ama bir şekilde her zaman ŞL'ye gider, arada şampiyon olur ve girdiği turnıvalarda mutlaka kaydadeğer başarı kaydeder. Standartı bellidir. Mainz bildiğin kasaba takımıdır, bizim Akhisar Belediye'den hallice, hersene ligde kalır.Çünkü sanırım 10 senedir sportif direktörleri aynıdır. KEza Udinesse'de öyledir, italyan futboluna müthiş futbolcular kazandırır, yabancı oyuncuıdan iyi anlar, bir şekilde hep potadadır. Bu takımların hepsinin ortak noktası, sportif direktörlük müessesesinin aktif bir şekilde uygulanmasıdır. Direktör değişse ile makam ortadan kalkmaz, yerine işi daha iyi yapacağını düşünülen birisi gelir. Çünkü başkan dahi olsa, kulüp yöneticileri bugün var, yarın yoktur.
MEsele İlhan Cavcav sadece başkan değildir, çok çok iyi bir sportif direktördür bence. Mesela bugün başka bir başkan gelsin ama İlhan Cavcav sportif direktör olarak kalsın, hiç bir güç kaybetmez gençler. Çünkü gençlerin hangi pozisyonda neye ihtiyacı varsa Cavcav hep en doğru hamleyi yapar. KEza Süleyman Hurma'da görece iyi bir sportif direktördür. Fatih Terim antrenör olmasına rağmen, başında iken aslında GS'nin sportif direktörü idi çünkü herşey ile ilgileniyordur. Şunu söyleyeyim, başkanlığının ikinci yılında Önder Özen hamlesi olmasa, Fikret Orman stad ve lobi işleri ile bu kadar rahat ilgilenebilir miydi?
Bakın Almanya'da bugünlerde sportif yöneticilerin tam anlamı ile profesyonellerden oluşması tartışılıyor.Yani sadece futboldan gelmesi veya sadece parası olan tekstilci hacı ağa olması yetmesin, asgari spor yönetimi üzerine lisans eğitimi alsın veya federasyon yönetici olmak isteyenlere aynı antrenörlük gibi pro-lisanas versin şeklinde. Hatta Oliver Kahn bunun en büyük savunucusu. Almanya'da bu tartışma başladı ise en geç 5 yıl içinde tüm Avrupa bu sisteme geçecektir. Biz ise hala sportif direktör'ün konumunu tartışıyoruz.
Birincisi bizde maddi sıkıntılar var. Önder Özen kulüpteyken bazı yöneticilerin "parayı biz veriyoruz, alkışı Önder alıyor" dedikleri sor değildi. Demek ki ilk başta yöneticilere muhtaç olmayacağımız sağlıklı bir mali yapı lazım. Öyle bir yapı olsa tüp-hava gazı işleri ile uğraşan tipler kulübün başında o kadar kalabilir miydi? İkincisi ekip çalışmasının ve kurumsallaşmasının önemini bilmiyoruz. Altı üstü bir spor kulübünde 15 tane yönetici ne iş yapar yahu? Pratik bi organizasyon ile bütün işler halledilir ama olmaz. Bizde makam, işten önce gelir. Makam vermediğin bir adam size iş sunmaz.Ayrıca herkes görüntüde ekibin parçasıdır ama herkes kendini patron görür falan filan.
Sportif direktör, para işleri dahil kulübün herşeyini bilendir. Havayı koklar, orada yaşar ve en doğru zamanda en doğru işi yapması için gerekli tüm ortam sağlanmalıdır. Eleştirimiz seçimle gelmiş adama hesap verdiği halde, sportif direktörün hesap verilebilirliğinin az olması mı? Kolayı var, ekibinde kurumsal kimlik olarak sportif direktörlük makamı tanımlarsın, dersin ki ben yönetimim boyunca Önder Özenle çalışacağım, onun vereceği kararlar benim vereceğim karar sayılır, eğer yen yönetim gelirse kendi direktörünü koyabilir... Oyunu öyle istersin. Böylece kurumsallaşma alanına büyük bir adım atarsın.
Neyse, aslında konu çok uzun ve kapsamlı. Eleştirimde mutlaka eksik ve başkalarına göre yanlış noktalar olsa da meramımı anlattığımı düşünüyorum.
Son olarak
@Necmi abinin şunu demesini beklerdim:"Önder Özen gönderiliceğine keşke onunla uyumla çalışacak bir ekip kurulsa idi daha faydalı olurdu. Çünkü Beşiktaş'ın çıkarları herşeyin üzerinde ise bu yapılmalıdır"