Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu »

[cursedofdragon]

neresi had aşmak söyleyeyim bu forumda Beşiktaşa hocalık yapmış birini övmek yada eleştirmek için sendenmi izin alacağımda
övdüm diye bana laf sokmaya çalışıyorsun sadece bana değil herkese yapıyorsun bunu sürekli insanların attığı mesajlara saldırıyorsun
bu had aşmaktır fikrin varsa söylersin başkalarının düşüncesini tartmak senin haddin değil yada neyi söyleyip neyi söyleyemiyeceklerine sen karar veremezsin. bunu yaptığında had aşmış olursun. millete mahalle baskısı uygulamış olursunki bu konuda ne düşündüğümüz en iyi senin bilmen gerekiyor nasıl tepki verdiğimizide
Biliç bu takıma hocalık yaptımı Güneşde hocalık yapıyormu isteyen istediği kadar iki hocanın performansını karşılaştırır
ikisindede konu Beşiktaş hocalıkları senin haddinemi kaldıda iki hocanın mukayesesine laf sokmaya çalışıyorsun.
bu lafı bana değil başkasına sarf etsen direk ceza alırdın bunuda biliyorsun değilmi
bu forumda mahalle baskısı asla kabul edilmeyecek bir şey insanlar fikirlerini istediği gibi dile getirir kimsede onların fikirlerini dile getiriş
biçimine laf edemez varsa bir kural dışı buna forum kurulu müdahale eder. senin bir sıkıntın varsa mesaj hakkında bunu yazamazsın sadece moderatöre rapor et tuşunu kullanabilirsin ben müdahale edeceğim diyorsan haddini aşmış oluyorsun
burda attığın her mesaj forum üyelerinin mesajlarına saldırmak olmamalı. insanlar senin düşüncelerine uygunmu yazmak zorunda istediğin bumu

halen anlamadım ?

Milletin fikri fikirde bizim ki başka bir şey mi ?

Tabi ki insalar fikirlerini görüşlerini bildirirken bende icazet alacak değiller.Bende karşıt görüşümü bildirirken kimseye akıl danışacak değilim aynı görüşte olmak zorunda değilim...

"Bilic'in övüldüğü/savunulduğu şenol güneş'in gömüldüğü bir dünyada yaşıyoruz".. Buda benim fikrim kendi görüşüm..Nerede laf sokma var burada ? Olayın içinde sen varsın diye mi laf sokmu oldu abi yoksa ?

Forumun amacı insanların birbiri ile istişare etmesi tartışması(forum kuralları çervesi içinde) değil mi ? Herkes aynı düşünsün mü istiyorsun yoksa abi ?

Ayrıca halen anlam veremiyorum bu normal mesajda haddini aşan kısım tam olarak neresi ?

Kimseye hakaret yok.Yanlış anlaşılmasın kavga çıkmasın diye mesaj alıntılayarak bile cevap yazmadım.Bende kendi  karşıt görüşümü bildirdim.

Oldukça entrasan.

[Yunus Emre Dökmeci]

Alıntı

İlk 2 yılında 2 Şampiyonluk 1 Uefa çeyrek final ve Şampiyonlar liginde rekorlar...

Böyle devam etmesi tabiiki de rakip şirketleri (takımları) tedirgin edecekti.

2 Yıl boyunca aralıksız Şenol Güneş'e yüklenenler,gerek siyasi baskı gerek medya,tv ve gazete olsun bugün istediklerini söküp aldılar bizden.

 ilk Şampiyonluğundan 12 futbolcu gönderdiler ikinci şampiyonluğunda yine 13 futbolcu gönderdiler ama o her şeye rağmen kadrosunu bir şekilde toparlama çalıştı...

Hatırlıyorum da 2 yıl önce hocamızın adı milli takımla geçince bütün taraftarlarımız karşı çıkmıştı, ve ne medya ne renkliler hocamızı bizden söküp alamadılar onu bizden koparmanın bir tek yolu vardı o da ,hocayı iyice yıpratmak ve hocanın başarısız olması için Beşiktaş'a iyice yüklenmek...

Sonunda başardılar  Fenerbahçe maçıyla gelen o kaotik ortamda hoca iyice yanlızlaştırıldı. yönetim arkasında durmaz hale geldi. Umut Güner, Şafak Mahmutyazıcığı oğlu medyaya sızdırdıkları hoca gidiyor algısı takımımızı ve hocamızı iyice yıprattı!

3 Mayıs sürecinde takımımızın arkadasında resmi olarak duran ilk ve tek kişi Şenol Güneş'ti!

Belki şuan hiç biriniz o günleri hatırlamıyor oabilirsiniz ama o gün bizler o maça çıkmamayı kendimiz için onur meselesi olduğunu belirtmiştik hocamızın ve büyük Beşiktaş taraftarının ısrarıyla bozuk düzene karşı ilk mücadelemizi vermiştik o gün biz kazanmıştık oysa ki!!!

Siyasi baskıların,Tff'nin ve lobilerin harıl harıl  çalıştığı o zor günlerde alnımızın akıyla çıkmıştık.

İstenilen transferlerin olmaması,gönderilenlerin yerinin bir türlü doldurulmaması takımın içinde ki guruplaşma ,ve soyunma odasında yaşananların basına sızdırılması gibi bir çok etken rol olduğu bu süreçten hocamızla artık iplerin kopması haline geldi.!

Şenol hocamız milli takımımızı yine,yeniden şaha kaldıracak hiç şüphemiz yok! O başarıdan başarıya koşarken  bizler de içten içe derin bir oh çekeceğiz ŞÜPHESİZ!

O her şeyden önce iyi bir insan ve iyi bir öğretmendir.

Zaten hocamız Beşiktaş'ta kalsaydı bu baskılar ve algılarla asla başarı elde edemeyecektik. Bizim içimizdeki irlandalıları bir an önce aramızdan def etme zamanı gelmiştir.

 Uzun lafı kısası..

Hocamıza milli takımımızdan başarılar dileriz.

[Yunus Emre Dökmeci]

Kamuoyuna Açıklama

Teknik Direktörümüz Sayın Şenol Güneş, 1 Haziran 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere A Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevi için Türkiye Futbol Federasyonu ile anlaşma sağlamıştır.
4 sezondur birlikte çalıştığımız Teknik Direktörümüz, 31 Mayıs 2019’a kadar görevinin başında olup ilk günkü motivasyon ve konsantrasyonuyla Beşiktaşımızın başarısı için çalışmaya devam edecektir.
Bu anlaşmanın Türk Futbolu için hayırlı olmasını dileriz.

Saygılarımızla

#Beşiktaş JK

[caner.eryigit]

Kamuoyuna Açıklama

Teknik Direktörümüz Sayın Şenol Güneş, 1 Haziran 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere A Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevi için Türkiye Futbol Federasyonu ile anlaşma sağlamıştır.
4 sezondur birlikte çalıştığımız Teknik Direktörümüz, 31 Mayıs 2019’a kadar görevinin başında olup ilk günkü motivasyon ve konsantrasyonuyla Beşiktaşımızın başarısı için çalışmaya devam edecektir.
Bu anlaşmanın Türk Futbolu için hayırlı olmasını dileriz.

Saygılarımızla

#Beşiktaş JK

İlk kötü sonuçta bunu koyarlar önüne..ne bitmez hesapları varmış arkadaş valla billa ayıp.Beşiktaşımı düşünen yok


 

[Savaş]

Bunlar şimdi seçim var diye hoca da bakmazlar sene sonuna kadar.

Sonra seçilirler hoca aramaya başlarlar. O sırada kafalarina göre transfer de yaparlar. Sonra hoca gelir. Kendi kuramadığı takımı tanımaya çalışırken, kendi sistemini empoze etmeye çalışırken ilk yarı biter. Tren de çoktan kaçmış olur.

Klasik Beşiktaş. Klasik Beşiktaş yönetimi.


SM-A720F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[mylife1903]

işde anlamadığın konu bu orda konu pasta yapmak değil misafiri ağırlamak
yoksa çıkarttığın ürün değil sen eldeki imkanlarla misafiri en iyi şekilde ağırlaman gerekiyor
pasta yapacak malzemen yoksa kek yap kurabiye yap belki pasta ikram edemezsin ama
pasta yapamıyorum malzemem yok diye misafiri kapıdan çeviremezsin elindeki bütün imkanları kullanır
en iyi şekilde ağırlamaya çalışırsın. insanların anlatmak istediği bu herkes menüde pasta yok diyor
ama genel olarak insanlar menüde hiç bir şey yok diyor pasta yoksa kek olsun kurabiye olsun
elinde ne varsa birşeyler üret diyor. yoksa misafir ağırlamanın sınırı yokki pasta koyarsın neden
havyar yok denir. yada bu misafir çok önemli rakı sofrası kurmak lazımda denir ama eldeki imkanlar o keki çıkartmayı gerektiriyorsa
senin işin o keki mükemmel yapmak pasta malzemesi yok diye ağlamamak. ama sen ne yapıyorsun pasta malzemesi yok diye keki yakmış yenmez duruma sokumuşsun ama baban diyecek sonrasında bu keki düzgün yapsaydın misafiri keklede ağırlayabilirdik
ama bu bizim toplumsal defomuz Türk milleti hep kayal peşinde koşar hep en iyisini ister
her zaman elinde olanı küçümser aslında elindekilerdende faydalansa mutlu bir hayat süreceğini idrak edemez gözü hep yukarda kalır
o pastayı yapacak malzemen olsada bunu neden altın tabakta ikram etmedim diye dert eder.
bu bizim toplumsal sorunumuz hiç yetinmeyi bilmiyoruz ve her zaman komşudaki bizdekinden iyi oluyor.

Hoca da cOrba yapiyor iste abi

[levitate]

Kamuoyuna Açıklama

Teknik Direktörümüz Sayın Şenol Güneş, 1 Haziran 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere A Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevi için Türkiye Futbol Federasyonu ile anlaşma sağlamıştır.
4 sezondur birlikte çalıştığımız Teknik Direktörümüz, 31 Mayıs 2019’a kadar görevinin başında olup ilk günkü motivasyon ve konsantrasyonuyla Beşiktaşımızın başarısı için çalışmaya devam edecektir.
Bu anlaşmanın Türk Futbolu için hayırlı olmasını dileriz.

Saygılarımızla

#Beşiktaş JK

2 hafta sonra yollasalar gram şaşırmam var ya

ne plan var ne program saçma sapan iş yapıyorlar

[mylife1903]

şenol güneş varken çebi tesislerden çıkmıyordu
yöneticilerde sürekli tesislerde bunu antrenman yaparken sürekli izleyen yöneticilerden görebilirsin
tesisleri yöneticiye kapatan bir hoca olmadıki Şenol Güneş burda yönetime sallayayım derken Hocayada halsızlık yapmış olmuyormusun
oyuncuların muatap olacağı yöneticilerin olması hoca işi ile alakalı olmayan konularda oyuncularla muhatap olması doğru değilki
naibi sürekli tesislerde başkan sürekli gidiyor diğer yöneticilerde gidiyor. yarın yeni hoca geldiğinde
bir yönetici fotosu gördüğünde tesisde hemen bak demişdim yöneticiler tesislerden ayrılmıyor dersin
yönetimi her konuda eleştirebiliriz ama hiç bir zaman hocanın işine karışan yönetim olmadık
bu sebadada böyleydi bilgilidede YD dönemindede böyle oldu Fikret Orman dönemide değişmedi
sorun soyunma odasına inmek tesislere gelmek değil sorun hocaya karışıp karışmamak
yoksa soyunma odasınada iniyorlar tesislerde geliyorlar. yönetici gelir soyunma odasınada girer bu normal
normal olmayan Başkanın soyunma odasına girmesidir oraya başkan girerse ya kucaklamak için girer yada kafa
kopartmak için girer. Başkanın soyunma odasına girmesinin bir ağırlığı olmalı.
bu arada benim fikrimce karışmasıda gerekiyor kimse kral falan değil ama herşeyin sınırları iyi çizilmeli.
çalıştığın iş yerinde patronunun yanına gelip bu işi yanlış yapmışsın senden bunu istiyorum demesi haktır.

Bazi yoneticiler diyor abi sair orda

[mrred]

Yağmurdan kaçıyoruz fakat sanırım doluya tutuluyoruz. Gelecek sezon planlaması hiç yapılmamış olacak iş değil

[Savaş]

Alın gelin Sarri'yi. Zaten topçular atar gider yapıyor Chelsea'de.

Oynatır burda mis gibi.

SM-A720F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[mylife1903]

bende bunu anlamıyorum denenmişi tekrar denemek ne oluyor
karından boşanmışsın tekrar evlenmek istiyorsun ama seni aldatmış
bir daha yapmaz diyebilirmisin yada ama mutlu günlerimiz olmuşdu diyebilirmisin
fabriyi çok severim burda ilk karşı gelinirken bu iyi kaleci demişdim
ama bu onun fifayı kullanır yine giderim lafını söylememiş yapmıyor
gitmek istedi gitti gidenin topuğuna bakılmaz üzülürsün canın yanar ama yoluna devam edeceksin.
geçmişde ne yaşadıysan yaşa gelecekte bunun aynı olacağı garantisi olmaz
bir kere ayrılık girdiğinde kırgınlıklar oluştuğunda bir daha eski havayı kimse yakalayamaz
zorlama olur. zorlama işdende birşey çıkmaz.
bir kere gelişmek için değişmek zorundasın eskiye özlemle gelişme olmaz sürekli eskiye yönelmek gelişme
değil durağanlığı kabul etmektir.
bir kere gittin neden geri geliyorsun yada bir kere gönderdin neden geri alıyorsun.
madem sürdürebilirdin o zaman neden gitmesine göz yumdun diye uzar gider bu konu.
her zaman belli olan şey ortada biri öldüyse gömeceksin gömemezsen çürür pis kokar
istediğin kadar sev öldü işde toprağın altına sokman gerekiyor. sonrada yoluna devam edeceksin.

Ya abi askerligini yapti geldi olayi vardi oyle basladi bu isler
Karijmayi onun bunun ustune isedi diye gonderdiler gittiler bonservis verip geri aldilar
Ersana maas bagladik sonra demba geldi bi kac oynadi gitti falan
Su isin net cizgisi olacak, gittin bitti gonderdin bitti

Istisnalar olabilir mi onu tartismak lazim

[Nartallo]

İlk günkü konsantrasyon ve motivasyonla ha...

İnsanlar kan ağlıyor, hafta sonunun travmasını atlatamadık.

Ligde havlu attık, Avrupa da yokuz, bir de bunlar bu tiyatroları çeviriyorlar.

Delirmemek elde değil.

[Necmi]

Yav abi sende yanlışı savunuyorsun adamın koca sezonda akılda kalan tek performansı Alanya maçı

Kalite ve yetenek var ama performans yok iste daha neyi konuşalım ?

Yetenek , kariyer ve kalite anlamında Fabri ve Muslerayi donunda sallar ama.performans olarak bu 2 adamın çeyreği kadar performansı yok

Boyko da Uefa finali oynamış kaleciydi , Buda S.L finali oynamış kaleci , sonuç = Ikisi de olmadi ikisi de performans gösteremedi ve yine ikisi de Çizgi kalecisi

Su takıma çizgi kalecisi ALMAYIN !!!

Fulham düştü sayılır Fabri de 3.cü kaleci konumunda hemen getirsinler sezon sonu yolumuza bakalım bu Karıus da yallah Liverpoola

ben birşey savunmuyorum bunumu anladın yazımdan orda bunlar gönderildi
yerlerine düşük oyuncu alındı denmesine cevap yazdım
fabri gönderilmedi epl ye gitmek istedi gideni tutamazsın yönetimde yerine düşük kalibre değil şl finali oynamış kaleciyi aldı
burda yönetim işini yanlış yapmış diyemezsin oyuncu olmaz performans göstermez bu ap ayrı bir konuşma konusu
ama burda hasızca yönetime gömmek var sanki fabriyi zorla göndermişiz gibi suçlanıyorlar yerinede çemişgexek spor kalecisini
getirmişiz muamelesi yapılıyor. Tosiç gitmek istemiş çinden teklif almış sen zaten yerine adam almışsın devre arası
göndermemek hata olur o yaşta birini para kazanarak satıyorsun. kaldıki kadronda orjin üst kalite iki stoper var forma alamayacağıda hemen hemen ortada burda sırf gelişen kötü olaylara yönetim üzerinden ceza kesmek için konuşulmuş bir şey var.
ben Beşiktaşda gösterdiği performansa tek bir laf etmedim alınırken bu bilinmez liverpoolin şl oynamış birinci kalecisini alıyorsun
bu çöpmüş gibi konuşulmaz olmadı denir hamle doğruydu kalecin kendi gitmiş gideceğim diye tutturmuş zorla tutsan bile bir fayda verirmi. şimdi konuşmak kolay yazın konuşulacaktı kim karşı geldi kariusun getirilmesine
kaldıki takıma bakıyorsun bu oyuncu şu oyuncu kötü diyemiyorsun takımın balansı bozulmuş savunma yapamıyor takım
hasan alinin şut atacağını üç pozisyon önce anlıyor tribün vurdurmayın diyor sahadaki oyuncu anlayıpda atmasın diye hamle yapamıyor
bunlar çalışmadır bir takım kötü oynayabilir pozisyona giremez gol atamaz ama rakibe çut attırmayacaksın dediğinde attırmaz önüne yatar kaleyle önünde siper olur attırmaz bu futbolun en basit kuralı bunun için yeteneğede gerek yok.

[f_madida]

Kamuoyuna Açıklama

Teknik Direktörümüz Sayın Şenol Güneş, 1 Haziran 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere A Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevi için Türkiye Futbol Federasyonu ile anlaşma sağlamıştır.
4 sezondur birlikte çalıştığımız Teknik Direktörümüz, 31 Mayıs 2019’a kadar görevinin başında olup ilk günkü motivasyon ve konsantrasyonuyla Beşiktaşımızın başarısı için çalışmaya devam edecektir.
Bu anlaşmanın Türk Futbolu için hayırlı olmasını dileriz.

Saygılarımızla

#Beşiktaş JK

Haftaya netlesir..

[atalay]

Üstleri çizilirken de yazmıştım. Topu koşturabilecek saha içi uygulaması olan bir ekip için Ljajic, Oğuzhan, Kagawa. Bu üçlü kreatif şeyler sunabilecek isimler. Derli-toplu sahaya doğru yayılmasını bilen bir ekip için Vida'nın savunmacılığı işi görür. @Savaş

[mylife1903]

Bunlar şimdi seçim var diye hoca da bakmazlar sene sonuna kadar.

Sonra seçilirler hoca aramaya başlarlar. O sırada kafalarina göre transfer de yaparlar. Sonra hoca gelir. Kendi kuramadığı takımı tanımaya çalışırken, kendi sistemini empoze etmeye çalışırken ilk yarı biter. Tren de çoktan kaçmış olur.

Klasik Beşiktaş. Klasik Beşiktaş yönetimi.


SM-A720F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Arada kagava layic falan kacar ustune burak cine satilir
Fbden ismael potuk sener
Gsden sinan donk
Goztepeden falan da yasin gelir
Buyur hocam asrin kadrosu

[mrred]

ben birşey savunmuyorum bunumu anladın yazımdan orda bunlar gönderildi
yerlerine düşük oyuncu alındı denmesine cevap yazdım
fabri gönderilmedi epl ye gitmek istedi gideni tutamazsın yönetimde yerine düşük kalibre değil şl finali oynamış kaleciyi aldı
burda yönetim işini yanlış yapmış diyemezsin oyuncu olmaz performans göstermez bu ap ayrı bir konuşma konusu
ama burda hasızca yönetime gömmek var sanki fabriyi zorla göndermişiz gibi suçlanıyorlar yerinede çemişgexek spor kalecisini
getirmişiz muamelesi yapılıyor. Tosiç gitmek istemiş çinden teklif almış sen zaten yerine adam almışsın devre arası
göndermemek hata olur o yaşta birini para kazanarak satıyorsun. kaldıki kadronda orjin üst kalite iki stoper var forma alamayacağıda hemen hemen ortada burda sırf gelişen kötü olaylara yönetim üzerinden ceza kesmek için konuşulmuş bir şey var.
ben Beşiktaşda gösterdiği performansa tek bir laf etmedim alınırken bu bilinmez liverpoolin şl oynamış birinci kalecisini alıyorsun
bu çöpmüş gibi konuşulmaz olmadı denir hamle doğruydu kalecin kendi gitmiş gideceğim diye tutturmuş zorla tutsan bile bir fayda verirmi. şimdi konuşmak kolay yazın konuşulacaktı kim karşı geldi kariusun getirilmesine
kaldıki takıma bakıyorsun bu oyuncu şu oyuncu kötü diyemiyorsun takımın balansı bozulmuş savunma yapamıyor takım
hasan alinin şut atacağını üç pozisyon önce anlıyor tribün vurdurmayın diyor sahadaki oyuncu anlayıpda atmasın diye hamle yapamıyor
bunlar çalışmadır bir takım kötü oynayabilir pozisyona giremez gol atamaz ama rakibe çut attırmayacaksın dediğinde attırmaz önüne yatar kaleyle önünde siper olur attırmaz bu futbolun en basit kuralı bunun için yeteneğede gerek yok.

Fabri ile Karius arasında oyun kurulumu açısından çok fark var. Fabrinin ayakları çok daha düzgün onun muadeli karius değil o bakımdan yönetim eleştirilir fakat şöyle de bakmak gerek fabri son anda gittiyse yönetimin bir planı yoksa ve apar topar karius alındıysa bir derece hoşgörülü davranılabilir fakat bu sefer de şunu demek lazım. Yönetimin işi A takımdaki bu tip ani değişiklikleri önceden öngörerek her oyuncunun muadili başka oyuncuları scout ederek hazırda bekletmesidir. Görev tanımları arasında bu tarz ani durumlara reaksiyon göstermek de var. O bakımdan eleştirilebilir.

[caner.eryigit]

Hiçbir planımız programımız yok diyemiyorsun Başkan 31 Mayıs a kadar beraberlermiş.Beşiktaşın kaybedecek bir dk bile yok.siz ne zannediyorsunuz kendinizi yeter be çok ağır şeyler yazıcam yazamıyorum.bakkal mı işletiyorsunuz ?


 

[atalay]

Üstleri çizilirken de yazmıştım. Topu koşturabilecek saha içi uygulaması olan bir ekip için Ljajic, Oğuzhan, Kagawa. Bu üçlü kreatif şeyler sunabilecek isimler. Derli-toplu sahaya doğru yayılmasını bilen bir ekip için Vida'nın savunmacılığı işi görür. @Savaş

Tabii uygulama kadar çehresine doğru oyuncuları da koymak lazım. Üç sezon önce Cengiz'i yazdığımda, burun kıvrıldı. Visca'yı tarif ettiğimde, "mükemmeli anlatıyorsun" denildi. Dört kenar için atletizmi kullanırım. Topsuz/topsuz oyun becerisi yüksek oyuncuları bu üçlünün çehresine monte yapardım. Fakat bunlar seçimler ile başlıyor. Bir takım nasıl %70 küsur topa sahip olur? Bu, bir dolu seçim ile başlar. Sahayı kullanmak, topu kullanmak; sürekli boş oyuncu çıkarmak, oyun opsiyonu yaratmak. Bunun için bazen istasyon atlamak, bazen istasyon yaratmak. Bazen rakibi bilerek bir kenara yönlendirmek, bazen topu kazanmak istediğiniz yerde kaybedip-oradan oyun çıkarmak. Daha önce tarif ettiğim pivot orta sahalar da bu yüzden önemli. Köprü olabilecek, sürekli topa dokunup-tempoyu ayarlayabilecek topu koşturacak oyuncuları çehresinde döndürecek. Bu tarife uygun Atiba var. Geride mesafe kısaltacak-topu kullanacak Medel var. Sol koridor-merkez arası Ljajic, sol koridor merkez Oğuzhan, koşu kanallarını bilen merkez Kagawa var. Beşiktaş yine %70 topa sahip olamaz. Çünkü öyle build-up yok. Güneş, Kagawa sorulduğunda Ljajic ve Oğuzhan'ı aynı anda kullanamadık; Burak-Kagawa-Ljajic'i bir arada kullanmak zor dedi. Mevzu budur.

[atalay]

Ortada güçlü bir oyun organizasyonu yok. Fakat oyuncu yazılımları ile birlikte direkt oynamaya çalışan bir ekip var. İlk 45 dakikada özellikle 2-0'a kadar coşkulu bir alan baskısı yaptılar.

3-0 iken dediğim gibi güçlü organizasyon yok. Skor ile birlikte coşkulu baskıyı da uzun dakikalar götüremeyecekleri için takımın oyun merkezi çok geri çekildi. Beşiktaş'ın topa sahip olma sorunu var. Bakalım 3-2'ye nasıl reaksiyon verecek takım diye yazarken göstere göstere 3-3 oldu. Zira FB sağ kenarı 15 dakikadır şahane işledi. Bölgesel üstünlüğü alıp-sürekli 2v1 oynadılar o alanda.

Sorduğun sorunun cevabı sorunun diğer yüzünde saklı. Bugün skoru 3-0 getiren şey iyi bir forechecking ve baskıyla kazanılan toplarda direkt oynama çabası. Örneğin gollere baktığımızda build-up yine yok. Bunlara her zaman deorganize denmez ama zorlama. Duran top veya akan oyunda topun yere inmediği sürekli ilk reaksiyonu gösterdiğiniz pozisyonlar. İkinci gol penaltısı ittire-ittire. Tıpkı Antalya maçında yine Gökhan'ın aldığı penaltı gibi. Orada da oyunun karşılığından fazla skor kısa sürede geldi ama 3-0'dan sonra devrenin başlangıcında aynı tablo vardı. İki takım bir ara topu yere indiremedi, ki rakamsal destek vermek gerekirse karşılıklı olarak pas isabetlerinde koca devrede %70'de kalmışlar. Hulasa öncesindeki doğrular ikinci yarıda yapılamayanlar şeyler değil. Build-up meselesi başka bir sorun. Zira geçen hafta Malatya maçı yine kilit benzer bir duran top golü ile gelmişti. Yine direkt oynamaya çalışan bir ekip vardı. Ki oradaki 1-0, Antalya ve bugüne göre daha anlaşılırdı, belki de rakibin bir kişi eksik oynamasının yanıltıcı tarafı da olabilir. @tolga1903

Burada maç sonu sıcağı sıcağına yazdığım yakın örnek var. 3-0'dan sonrası soruluyor. Beşiktaş'ın 3-0'a kadar ilk yarıda sadece 86 isabetli pası var. 86. Bu takım tek devrede mütemadiyen üç yüzleri görüyordu. Pas yüzdesi %65. İlk yarı %37, ikinci yarı %41 ile oynamış. Genk'e karşı topun gerisine geçmekten başka şansı olmayan bir takıma dönüştü. Tercih ettiği oyuncular da öyle oldu. Topu koşturacak 5-6 oyuncuyu sür sahaya muhtemelen yine bu topu düzenli koşturamayacaklar.

[Savaş]

Tabii uygulama kadar çehresine doğru oyuncuları da koymak lazım. Üç sezon önce Cengiz'i yazdığım da burun kıvrıldı. Visca'yı tarif ettiğimde mükemmeli anlatıyorsun denildi. Dört kenar için atletizmi kullanırım. Topsuz/topsuz oyun becerisi yüksek oyuncuları bu üçlünün çehresine monte yapardım. Fakat bunlar seçimler ile başlıyor. Bir takım nasıl %70 küsur topa sahip olur. Bu, bir dolu seçim ile başlar. Sahayı kullanmak, topu kullanmak; sürekli boş oyuncu çıkarmak. Bunun için bazen istasyon atlamak, bazen istasyon yaratmak. Bazen rakibi bilerek bir kenara yönlendirmek, bazen topu kazanmak istediğiniz yerde kaybedip-oradan oyun çıkarmak. Daha önce tarif ettiğim pivot orta sahalar da bu yüzden önemli. Köprü olabilecek, sürekli topa dokunup-tempoyu ayarlayabilecek topu koşturacak oyuncuları çehresinde döndürecek. Bu tarife uygun Atiba var. Geride mesafe kısaltacak-topu kullanacak Medel var. Sol koridor-merkez arası Ljajic, sol koridor merkez Oğuzhan, koşu kanallarını bilen merkez Kagawa var. Beşiktaş yine %70 topa sahip olamaz. Çünkü öyle build-up yok. Güneş, Kagawa sorulduğunda Ljajic ve Oğuzhan'ı aynı anda kullanamadık; Burak-Kagawa-Ljajic'i bir arada kullanmak zor dedi. Mevzu budur.

Eline sağlık. Peki sana desem ki bize bir kadro yap. Takimda olan, olmayan oyunculardan.. Takımda görmek istediğin, takip ettiğin, oynanmasını istediğin sisteme uyar dediğin veya A takimdan sorumlu olsan kur deseler kuracağın takımı bize yapar mısın?

SM-A720F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[levitate]

Eline sağlık. Peki sana desem ki bize bir kadro yap. Takimda olan, olmayan oyunculardan.. Takımda görmek istediğin, takip ettiğin, oynanmasını istediğin sisteme uyar dediğin veya A takimdan sorumlu olsan kur deseler kuracağın takımı bize yapar mısın?

SM-A720F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

+1903 hep bunu beklemişimdir

[İsmail Özyurt]

Kamuoyuna Açıklama

Teknik Direktörümüz Sayın Şenol Güneş, 1 Haziran 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere A Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevi için Türkiye Futbol Federasyonu ile anlaşma sağlamıştır.
4 sezondur birlikte çalıştığımız Teknik Direktörümüz, 31 Mayıs 2019’a kadar görevinin başında olup ilk günkü motivasyon ve konsantrasyonuyla Beşiktaşımızın başarısı için çalışmaya devam edecektir.
Bu anlaşmanın Türk Futbolu için hayırlı olmasını dileriz.

Saygılarımızla

#Beşiktaş JK

Geçin dalganızı bakalım.

GT-I8552 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[atalay]

Buradan Ljajic-Oğuzhan sol koridor ve merkez üzeri ikili oyunlarını, Inter'de 15/16'da aldığı rol ve Oğuzhan'ın Sosa ile 15/16'da oynadığı sol koridor, half-space ve merkez üzeri ikili oyunları referans göstererek anlatacaktım. Maçın devamında oyuncuyu sağ kenara attı. 15 dakikada dört anahtar pas çıkardı. Sonuç: Tek bir aksiyon yok. Hatta üst üste binebilme ihtimallerinin handikap yaratacağını fakat saha parselizasyonunu kurgulama biçimine göre sol bölgede Ljajic-Oğuzhan ve ön kenar oyuncusu ile üçgenler kurup CL'deki gibi hızlı bir şekilde topu terse açarak sağ kanatta 1v1 bırakmanın artı bir final aksiyonu yaratabileceğini anlatacaktım. Çünkü Ljajic de Sosa gibi kenar oynayabilen merkez. Oğuzhan gibi beklenmedik işleri yapabiliyor. Ona göre defansif aksiyonları zayıf. Ani preslerini bekleyemezsiniz. Bazen şut kanalı bulunca doğru pas yerine şuta odaklanır. Fakat Talisca kadar değil. Şut tehdidi elbette avantaj. Torino'da rolü farklıydı, Inter 15/16 üzerinden anlatıyorum. Elbette sağ tarafta da half-space bölgesinde ve koridorlara koşu atan oyuncu. Daha çok topun oynandığı bölgede aktif. Üst üste bindirmemeye çalışmak lazım. Fakat teknik direktörlük zaten o defoları göstermeden o oyunu çıkarabilme meselesi. Teknik direktör topa odaklı savunma ve alan savunması zayıf iki oyuncuyu merkez ikilide oynatıyor. Savunma karakterli oyuncular ile daha iyi savunma yapabileceğini zannediyor. Ön bölgede hareketsiz oyuncular ile tempo arzuluyor, daha sonra tempoyu yetersiz buluyor. Fakat o oyunculardan hiç vazgeçmiyor. Build-up, oyun mesafeleri gibi hususlara kafa yormayıp 70 metrede deorganize oynatıyor. Dinamizmin düşük, atletizmin bu kadar sınırlı olduğu bir oyuncu personeline pas-iade oyunu mu oynatılır yoksa sürekli ribauntları kazanmanız-ekstra efor sarf etmeniz gereken bir oyun mu?

[atalay]

Tabii uygulama kadar çehresine doğru oyuncuları da koymak lazım. Üç sezon önce Cengiz'i yazdığımda, burun kıvrıldı. Visca'yı tarif ettiğimde, "mükemmeli anlatıyorsun" denildi. Dört kenar için atletizmi kullanırım. Topsuz/topsuz oyun becerisi yüksek oyuncuları bu üçlünün çehresine monte yapardım. Fakat bunlar seçimler ile başlıyor. Bir takım nasıl %70 küsur topa sahip olur. Bu, bir dolu seçim ile başlar. Sahayı kullanmak, topu kullanmak; sürekli boş oyuncu çıkarmak, oyun opsiyonu yaratmak. Bunun için bazen istasyon atlamak, bazen istasyon yaratmak. Bazen rakibi bilerek bir kenara yönlendirmek, bazen topu kazanmak istediğiniz yerde kaybedip-oradan oyun çıkarmak. Daha önce tarif ettiğim pivot orta sahalar da bu yüzden önemli. Köprü olabilecek, sürekli topa dokunup-tempoyu ayarlayabilecek topu koşturacak oyuncuları çehresinde döndürecek. Bu tarife uygun Atiba var. Geride mesafe kısaltacak-topu kullanacak Medel var. Sol koridor-merkez arası Ljajic, sol koridor merkez Oğuzhan, koşu kanallarını bilen merkez Kagawa var. Beşiktaş yine %70 topa sahip olamaz. Çünkü öyle build-up yok. Güneş, Kagawa sorulduğunda Ljajic ve Oğuzhan'ı aynı anda kullanamadık; Burak-Kagawa-Ljajic'i bir arada kullanmak zor dedi. Mevzu budur.

+Burak, oyunu kolektif yönden geliştirecek bir takımın merkez forveti olamaz. Gol atar. Attı, atıyor. Fakat link-up'ı kötü bir oyuncudur. Burak, bağlantı oyuncusu değildir. Babel'in gidişiyle de önde hiç top kalmıyor diye yakınan biri Burak'ın gol atmasına sevinmemeli. Çünkü çelişki. Burak sürekli yüzü kaleye dönük oynamayı seven bir oyuncudur. Lens öyledir. Güven öyledir. Ama Burak iki gol attı, attı. On tane isabetli pası yoktur. Zaten Benzema, Firmino gibi link-up yüksek, geriye gelip bağlantı rolü olacak oyuncu bulamazsın veya Dzeko gibi alan hakimiyeti ve hamle üstünlüğü hep onda olup geniş size'ını iyi kullanan, vücuduna top attığınızda sizi aksiyon bölgesine çekecek santrafor da bulamazsınız. Fakat en başından beri söylüyorum. Beşiktaş Atiba-Medel gibi reaktif orta sahayla iki şampiyonluğundaki gibi oynayamaz. Hatta iki şampiyonluğu geç 17/18 CL grubunda da Medel-Atiba Bayern maçı dışında oynamadılar. Oğuzhan-Tolgay, Atiba ile oynadı. Onun öncesi de Oğuzhan-Atiba idi hatta Talisca üçlüsü ile oynadı. Babel ve Quaresma ise statik oynamanıza rağmen oyunu tek düzeleştirseler de topu saklayabilen oyunculardı. Vücuduna atıp, yerleşebiliyordunuz. Elde Talisca gibi problem çözen de olunca kümülatif oyun zayıfladı, yerine uzun uzadıya tarif ettiğim *tembel oyun ortaya çıktı. Çünkü yatır-kaldır, kalçadan çıkar, 30 metre koşu ile geriden yüksek topa çık-olmadı sağ koridordan üç adım at uzak köşeye plase bırak. Sonuç: Geriye bir şey kalmadı. Burak konusu da basit. Savunma arkasına koşu attırırsanız, ribauntları sürekli kazandığınız yerleşerek oynadığınız oyunda arar-dener ve bir şekilde skor bulur. Ama budur.