Caner
Takımın en iyisiydi. Bir bekin, sadece müsait pozisyonlarda isabetli ortalar yapması bile bizim için 'lüks' olmuşken, hiç beklenmedik noktalarda, zor pozisyonlarda oyunun seyrini değiştiren uzun ve isabetli paslar atabiliyor olması mükemmel. Ömer'e attırdığı gol kusursuzdu. Taç çizgisinin orada çalıma girebilirdi, kısa pas yapabilirdi, geriye dönebilirdi... Hiçbirini yapmadı, o kalabalığın içinde Ömer'i gördü ve çok klas bir orta yaptı. Fiziksel olarak tamamen hazır, takıma daha ilk maçtan uyum sağlayabilmiş durumda.
Talisca
'Sosa gibi olamaz' demiştik, haksız sayılmayız. 'Farklı' türde bir oyuncu. Son zamanların popüler deyimiyle şapkadan tavşan çıkaracak bir oyuncu değil bana göre. Ama genç yaşına rağmen güven veriyor. Top ona geldiğinde tedirgin olmayacağız ama uzaktan çıkaracağı sürpriz şutlar dışında inanılmaz işler de beklemeyeceğiz. Aboubakar'ın golündeki duvar pası çok iyiydi, penaltıda da gayet sert ve düzgün bir vuruş yaptı. Penaltı konusundaki şanssızlığımız devam ediyor nedense...
Aboubakar
Etkiliydi. Oyunun içinde olan bir golcü. Pasları iyi, top tekniği yüksek... Gomez'le kıyaslamak doğru olmaz ama, ondan daha 'dengeli' olması bence bir avantaj. Gomez'in, gol vuruşları dışındaki anlarda beyniyle ayakları arasındaki mesafe çok uzundu... Bazen topu ayağına dolaştırıyordu, ne yapacağına karar veremiyordu. Aboubakar daha kıvrak, daha net... Kişisel olarak benim sevdiğim golcü türüne daha yakın. Gomez'le 26 kez çılgınca gol sevinci yaşadık, ama onun dışında Gomez'i izlemek çok 'zevkli' değildi. Aboubakar o konuda bizi daha çok tatmin edebilir diye düşünüyorum.
Gökhan İnler
'Atiba'yı keser' fikrine şimdilik pek katılmıyorum. Uzun süredir bildiğim ve sevdiğim bir oyuncu ama, Beşiktaş'ın sisteminde, var olan bütün alternatif isimleri kesip ilk onbire çıkması bana pek kolay görünmüyor. Tolgay'dan kesinlikle daha iyi. Atiba ve Oğuzhan'ın birinci yedeği olacağı kesin. Talisca'nın performansına ve sakatlık ya da ceza durumuna göre ona da alternatif olabilecek bir oyuncu.
Adriano
Kalitesi çok belli ama bu maçta biraz silikti. Zaman zaman kendisine yakışmayacak hatalar yaptı. Maçı pek 'ciddiye almamış' gibi görünüyordu. Yine de duruşuyla, top tekniğiyle keyif veriyor. Sol bekte Adriano olunca insanın gözü arkada kalmıyor.
Fabri
Tolga'ya fazla ve gereksiz yüklenildiğini düşünenlerdenim. Çok iyi bir kaleci olmadığı ve Beşiktaş'ın kaleciye ihtiyacı olduğu kesin. Ama linç edilecek seviyede kötü olduğunu da düşünmüyorum. Ne yaparsa yapsın, aklımıza sürekli o iki UEFA Avrupa Ligi maçı geliyor... İki hatayla kendisini idam ediyoruz. Boyko geldi, gereğinden fazla umut bağladık, 3 maçta oynadı, korkunç kötüydü, gitti. Şimdi sıra Fabri'de... Aşırı büyük bir ilgi ve sevgi gösterisi var... Bizi Tolga'dan kurtarsın diye... Ama o da ortalama bir kaleci... Refleksleri iyi, ama bazı toplara çıkışları çok gereksiz. Deportivo'daki maçlarında da bunu çok görüyorduk. Aşırtma gol yemeye çok müsait bir kaleci... Benfica maçında iki saçma gol yerse koşa koşa Tolga'ya dönüp sarılmamız gerekir, rezillik olur... Bence taraftarın Tolga'yla barışması, Fabri'nin de bütün iyi niyetiyle kendini geliştirmeye devam etmesi gerekiyor. Zira başka alternatifimiz yok.
Gökhan Gönül
Biraz fazla top kaybı yaptı. Fiziksel olarak da tam hazır değil gibi görünüyor. Buna rağmen takıma Beck'ten çok daha fazla şey kattığını düşünüyorum. Bir de eski formuna kavuşur ve sol kanatta Caner'in yaptığını sağ kanatta yapabilirse takımı hepten uçurur.
Atınç
Rhodolfo ve Marcelo'dan belirgin bir artısı olduğunu düşünmüyorum. Ama ikisinden biri sakatlandığında veya cezalı duruma düştüğünde yerine Tosic'in ya da Necip'in girmesindense Atınç'ın girmesini kesinlikle tercih ederim. Bugün, takımın mükemmele yakın oynadığı ilk yarıda bile savunmanın yer yer aksadığını gördük. Aynı futbolu Gaziantep'e değil Napoli'ye karşı oynasaydık, süper oynadığımız ilk yarıyı berabere ya da mağlup bile bitirebilirdik. Umarım gözlerimiz bütün sezon, transfer döneminde peşinden koştuğumuz Mangala, Sakho, Manoel, Indi gibi isimleri aramaz...
Ömer
Bence Ömer'in en büyük zaafı, duygusal hassasiyetleri... Sürekli bir saçını düzeltme hareketi, top kaptırınca ya da gol kaçırınca yüzüne yerleştirdiği 'kaptırdım ama rezil olmadım' ifadesi... Hani yere düştüğünde bir yeri yaralanmış mı diye bakmadan önce kafasını kaldırıp 'kaç kişi bana güldü' diye etrafı tarayan insanlar vardır ya... Onlar gibi. Daha rahat olması ve kafasını oyuna vermesi gerekiyor. Öyle yaparsa fena golcü değil. İyi yer tutuyor, egoist değil, net pozisyonlarda pas da veriyor. Şenol Güneş ona çok şey öğretebilir.
---
Sağ kanatta Ömer'in yerine Quaresma,
Ortada Tolgay'ın yerine Atiba,
Gökhan İnler'in yerine Oğuzhan
ile bu takım çok iş yapar.