Bence uzun top hikayesi tümüyle ana plana bağlı değil. Bilinçli uzun toplarımız da oluyor ama genelde kıramadığımız baskıdan dolayı uzaklaştırma adına yaptığımız uzunlar var. Oyuncu isminin hiçbir önemi yok. Takım 2.5 senedir orta sahayı pozisyon ve sayı olarak rakibe teslim ediyor. Hocanın buna el atması lazımdı. Ya da isimlerden bağımsız yine, takımın temposu çok düşük ama en çok tempo isteyen mesafelerde oynuyoruz. Sonra yaşlıyız demenin bir anlamı kalmıyor. Daha kompakt bir takım olabilme imkanımız da var ki bunun bir dolu örneği maç ve maç içi bölümler var.
Ancak hoca ilk planına çok fazla sadık kaldı. Şimdi bir kalemde düzeceğini sanmak saflık olur. Hakkımızda hayırlısı (:..
Katılıyorum. Yalnız o 'anlar', tesadüfi, anlık performans artışlarından kaynaklanıyor gibi geliyor bana. Ljajic mesela, aldığı topların %90'ını kaybedecek kadar kalitesiz bir oyuncu mu? Değil. Yani umarım değildir. Ama bugün berbattı! %90'ını değil, %40'ını kaybetseydi, maçın seyri değişebilirdi.
Bazen öyle oluyor. 15-20 dakika takım çok iyi görünüyor. Sonra bir anda sürünmeye başlıyor. Bunu neye bağlayabiliriz? Hoca kenardan 'çok iyi oynuyorsunuz, saçmalamayın, hemen bir şeyler yapın, orta sahanın dengesi bozulsun' diyor olamaz

Zaman zaman buna oyuncu değişiklikleri sebep oluyor olabilir, ama onun da oranı %10 varsa vardır...
Takımda bir ruhsuzluk, bir boşvermişlik var. Taraftara da aynı şekilde yansımış. Kötü oynuyoruz, ne ligde şampiyonluğu, ne de Avrupa'da başarıyı hakediyoruz, doğru. Ama şu maçta, 42 bin kişilik stada 25 bin kişi gelir mi yahu? Kimse inanmıyor, ne yönetim, ne oyuncu, ne taraftar... Netice bu.
Bütün bunların sorumluluğunu tek başına hocaya yıkmak insafsızlık. Bunu söyleyene 'hocaya aşık' muamelesi yapmak da ayrı bir anlamsızlık...