Hay başlayacam İsmail'ede Serdar'a da kontratada, 6 gün sonra şampiyonluk maçına çıkıyoruz ona odaklanın .
bununla alakalı çok net bir yazı paylaşıyorum aşağıda. Bazı noktalar biz Beşiktaşlılara sert gelebilir ama ana fikire katılıyorum.
biz zaten İsmail'ler, Serdar'lar, Tabata'lar yüzünden son 10-15 yıldır kabuğumuzu tam kıramıyoruz;
https://eksisozluk.com/mario-gomez--1589671?a=search&author=borgesbaşlığını açtığım günden bu yana takip ettiğim bir oyuncu. bu yüzden izin verin biraz anlatayım size onu.
eğer gomez 20 yaşında bir oyuncu olsaydı muhtemelen beşiktaş'ın oyununu büyüttüğü ve tek sezonluk üst düzey bir performans olduğunu söyleyebilirdim. amma velakin bu oyuncu kariyeri boyunca "rakip ayırt etmeksizin" gol atmış. ortalaması üst düzey liglerde ve şampiyonlar ligi'nde hep yüzde 50'yi geçmiş. 30 yaşına gelmiş bir oyuncunun kariyer ortalaması iki maçta bir gol arkadaşlar.. bu golcüyü beşiktaş büyütmüyor, gomez kendisine beşiktaş’ı çekiyor. karakteri ve saha içi yaptıklarıyla beşiktaş ve üstelik şenol güneş gibi son yılların "güzel kaybedenlerin" kaderini değiştiriyor.
bayern münih formasıyla sonradan oyuna girdiği maçlar dahil 174 maçta 113 gol atma başarısını gösterdi. bu maçların 57'sinde "90 dakika" sahada kalmadı. ya oyuna sonradan girdi ya da çıktı. van gaal dönemi oyuna 70lerde girip hattrick yapmış bir manyaktan bahsediyoruz. hayır bunu herkes yapamıyor maalesef. mesela oynadığı zaman şampiyonlar ligi'inde o dönem ballack'tan rekoru alıp en fazla gol atan alman oyuncu unvanını da almıştı. alman ligi'nde neyse diyorsanız eğer şampiyonlar ligi'nde 2 kez hattrick yapan o dönem tek futbolcuydu. gomez'i asıl yukarı çıkaran ve iç transfer rekorunu kırarak bayern'e götüren performans stuttgart zamanı gösterdiğini hatırlatalım. goller atarak imkansızı gerçekleştirip stuttgart'ı şampiyon yapan en önemli etkendi. size bir şey söyleyeyim; o dönem armin veh dahil şampiyonluğa inanan yegane insan gomez’di. bayern ile değil, 40 yılda 1 şampiyon olan stuttgart ile goller atıp şampiyon olarak kendisini kanıtladı. bu yüzden bayern'e geçip30-40 gol atınca kimse ona "bayern tabi atıyorsun" diyemedi.
kısaca 313 maçta 195 gol atan bir oyuncudan bahsediyoruz. algılamayabilirsiniz ve fakat tümevarım değil tümdengelim düşünme metodunuz olmalı. üstelik gollerinden de önemli bir ayrıntı söz konusu: "winner" karakteri.. ligde sürekli bayern şampiyon oluyor, stuttgart ile şampiyonluk zor mu? hayır, gomez ile zor değil. efendim şampiyonlar ligi'nde hattrick mi zor? hayır, kısa sürede iki kere bunu gerçekleştirir. efendim bayern tarihinde hiç üç kupayı birden almamış mı? alır. adamın kariyeri inanılmazları gerçekleştirme merkezi gibi. bu yüzden beşiktaş ve hatta şenol güneş'in şüpheye düştüğü yerde hiçbir şey olmamış gibi o şutları çeker, o savunmaları yalancı koşularla ekarte eder ve bir şekilde golü atar. gomez ile beşiktaş + şenol güneş arasındaki derin fark; "kazanacağına inanan" karakteridir. bugünkü yap bozun belki de en ölümcül parçasıdır gomez. attığı gollerle değil kritik süreçte takımdaki herkesten zafere daha iyi inandığı için toplara vurup goller attığı için. sadece beşiktaş için deği aynı zamanda şenol güneş için de.. yoksa bursaspor da geçen sezon muhteşem oynuyordu ve fernandao da atıyordu golleri ama sezon sonu tabeladaki yeri? lakin fenerbahçe, galatasaray ve bugün trabzonspor’u hiç kusura bakmayın cenk ile oğuzhan ile ya da şenol güneş futboluyla aşamaz ve muhtemelen “çok iyi oynadık, sonuç alamadık” diyerek noktalardı beşiktaş ve şenol güneş. beşiktaş'ın ve aynı zamanda o güzel hocası şenol güneş'te olmayan bir şeyden bahsediyoruz: kazanan karakter.”winner” . ikisi de son yılların "güzel kaybedeni" olmaktan gomez ile ancak kurtulabilir.
david beckham’ın cantona hakkında söyledikleri gibi; “ne zaman zorlansak hepimiz ona bakıyorduk ve 1-0 biten zorlu maçlarda kimin gol attığını biliyorduk”diyor. cantona leeds ile şampiyon olup hemen arkasından manchester ile olurken onun kazanan karakteridir mevzu bahis konu. bu yüzden maç sonu “rekorlarla ilgilenmiyorum, şampiyonluk önemli” derken bu konuda çok samimi olduğunu ve onu ilgilendiren tek şeyin şampiyonluk olduğunu bilmenizde fayda var.
sizin kötü oynadığı dediğiniz maçlada sosa'nın frikiğinin hazırlayıcısı, olcay’a al da at pası, 1-0 getiricisi, sarı kart göstericisi ve savunmadan top çıkartıcısıdır gomez. kusura bakmayın cenk tosun her ortada orada kendisini gösteremez, 70 metre depar atarak bir önceki maçta olduğu gibi o golü atamaz. attı mı güzel atar cenk, hakkı da yenir demba ba ve gomez gibi üst düzey santrforların arkasında olduğu için ama gomez ile kıyasa sokamazsınız. büyük tecrübe ve diğerlerine de aşılanan inanç faktörü burada söz konusu.
tecrübe ile saha içerisinde algılanamayan çok fazla ayrıntısı mevcut. quaresma'nın ortası mükemmel de öne doğru koşup maç boyunca hayatının amacı olarak gomez'e gol attırmamayı benimsemiş ve gayet de iyi oynayan mustafa yumlu'yu o şekilde kandırmak gomez’in tecrübesidir. üstelik bunu başardığı yerde rakibin trabzonspor olması ve liderliğin gelmesi zaten en belirleyici özelliğidir onun.
mario gomez kupa canavarıdır. ve kariyerine stuttgart gibi 40 yılda bir şampiyon olan takımla başlamış ve bayern münih ile şampiyonlar ligi şampiyonluğu olarak devam etti.
kısaca; üç yıldır iyi oynayıp da eli boş dönen beşiktaş’ın eksik olan karakteridir mario gomez. büyük takım oyuncusudur. büyük takımlara gol atan oyuncudur. kritik süreçlerde rol alır. iddiam odur ki eğer böyle bir karakter olmasaydı bugün fenerbahçe farkı beşe-altıya çıkarmıştı bile..
beşiktaş'ta kalır mı? kalır. 2013'de bütün kupaları bayern münih ile topladığı zaman ona 3 takım teklif etmişti: real madrid, atletico madrid ve fiorentina. hatta 2014'de tekliflerini reddettiği iki takım şl finali oynadığı zaman ufak bir acaba yaşadığını da anlatmıştı röportajında. gomez bunların arasından fiorentina'yı seçerek farkını ortaya koydu. amacı barcelona değil arkadaşlar.. zaten o seviyeden geliyor buraya.
buraya neden geldiği hakkında da bir ayrıntı paylaşayım. hayatımdaki ilk futbolcu röportajını roberto hilbert ile yapmıştım. röportaj sonu kendiliğinden hilbert "benim en yakın arkadaşım mario gomez" demişti, o kadar yakın ve iyiler. hilbert'in asistleriyle gomez goller atmış ve stuttgart'ı şampiyon yapmışlardı. ve muhtemelen gomez teklif geldiğinde ilk bilgiyi buradan almıştır ve hilbert beşiktaş'tan gitmesine rağmen aylardır beşiktaş övgüsü yapan bir arkadaş. ufak da olsa bir etkisi olmuştur muhtemelen. demem o ki gomez çok büyük aksilik olmazsa buradan gitmez. tekrar edelim, amacı goller atıp real-barça-bayern'e gitmek değil.. zaten oradan geliyor bu adam. o seviyedeyken dahi real madrid'i reddetmiş bir oyuncudur tanımı.
edit: eksik olmasın, şahane de karakteri vardır. bugün yaşanan acı olaylar sonrası türkiye'den gitmesi üzerine haber yapılıp fikirleri sorulduğunda "welt" gazetesine yaşamını kaybeden insanlara saygı nedeniyle konuşmak istemediğini belirtmiştir. nihayetinde ölen canların olduğu yerde kendisinin geleceğinin konuşulmasını anlamsız bulmuş, güzel adam.