Bu 'hoca çok yorulmuş' muhabbeti de içimi baydı ya... Bir sezon çalıştın, zorlu bir sezonda takımı şampiyon yaptın, tamam... Sonra tatiline gittin, dinlendin. 'Şampiyonluk o gün önemliydi, artık bitti, süreklilik lazım' dedin. Sonra yine 'yoruldum' dedin... Dünyanın parasını istedin, tabi hakkındır, e ama onu da vermişler sana... Şampiyonlar Ligi'nde galibiyet primi ayrı, gruptan çıkma primi ayrı... Sonra 'pazarlık beni yordu, kimse üzülmesin, kırılmasın, ben dinleneyim'... Böyle profesyonellik mi olur!
Ayrıca yönetimin temsilcileriyle Sergen Yalçın ayrı gezegenlerin insanları mı, iletişim kurmak için alternatif yollar mı arıyorlar? Bu neyin mücadelesi kardeşim! 'Pazarlık 5 saat sürdü' diye yazıyor... 5 saat! Neyi paylaşamadınız 5 saat! Yok düşünmek için süre istemeler, yok bir hafta sonra geri dönmeler... Kafanı toparlarsın, taleplerini sunarsın, bir de pazarlık ve taviz aralığı belirlersin. '10 istedim ama 8 verirlerse de tamamım' dersin. 3 verirlerse kalkar gidersin.
Ayrıca o masada 5 saat debelenenlerden bir tanesi de çıkıp der ki, 'taraftar gözümüzün içine bakıyor, çıkıp iki kelime bir şey söyleyelim de, insanların haberi olsun'. O da yok...
Türkiye'nin en büyük kulübünün üst düzey yönetimi ve teknik direktörü arasındaki iletişimin geldiği noktaya bak...
Yazıklar olsun.