Trabzon hakkında bazı yazar arkadaşların yorumları ve düşüncelerini hayretlerle okuyorum.
Herhangi birini veya toplu olarak alıntılayıp altına cevap girmek istemiyorum. çünkü söylemek istediklerim bu arkadaşlara cevap mahiyetinde değil, genel bir görüşün ortaya konmasıdır.
Beşiktaş ve Trabzon.. Kimse bana bu ikisinin çok başka şeyler yaşadığını anlatamaz. Binlerce şeyi ölçümleyip birini daha başarılı diğerini daha başarısız addetmek mümkündür.
Ülkemizde endüstriyel futbolun varlığından bu yana sistemin 'sürekli' olarak etlerini kopardığı - parçaladığı 2 kulüp bulunmaktadır.
Bugün bizim Trabzon'dan farklı bir noktada olmamızın 2 sebebi vardır. Süleyman Seba ve Fikret Orman. Son gözlemlerim ve haddimce bu işten anladığım kadarıyla Muharrem Usta Trabzon için büyük bir şanstır. Kulübe ve taraftara çok yakışmaktadır.
Bu ikinci mesajım forumda. Bir öncekinde belirttim. İnsanların akılları ve duygularıyla mücadele eder. Sahada da, uzay araştırmalarında da, bir ilkokulda da bu böyledir. Bu mücadele esnasında akılları değiştiremezsiniz fakat duygular her an değişime açıktır ve duygular mücadelenin en yoğun olduğu anlarda akıldan çok daha büyük bir silahtır.
Liverpool maçında olimpiyat stadındaydım. Oyuncularımızın terlerini sonuna dek takdir ediyorum. Hepsinden allah razı olsun. O gün tribünde olan herkes şunu bilir. O turu atlayan stattaki insanların duygularıdır. Bu çok açıklanabilir birşey değil. Yok takımı ittik, top Liverpool dayken ıslıkladık falan değil. Yüzbine yakın insanın aynı anda aynı şeyleri bu kadar yoğunlukta hissettiği çok az an olmuştur. Her ne kadar Beşiktaş olsak bile çok kolay tekrarlayabileceğimizi düşünmüyorum. Demek istediğim o maçı televizyonda izleyen taraftarlar ile statta izleyen taraftarlarımızın açısından önemi çok farklıdır. Geçen twitter da veya instagram da tam hatırlamıyorum Olcay Şahan'ın yakın zamanda Liverpool maçı ile ilgili paylaşımını gördüm. Altındaki yorumların %80 i bırakın artık şu maçı şampiyonluğa konsantre olun %20 si ise duygusal ve gurur mahiyetinde. Size şunun garantisini verebilirim o %80'in içindeki hiçbir arkadaş o gün Olimpiyatta değildi.
Hiç düşünmüyor musunuz Trabzon taraftarları neden bu kadar kırılgan ve şiddete meyilli. Adaletin bittiği yerde ne oluyordu bizim lügatımızda?
Arkadaşlar şunu kabul edelim. Trabzonlu kardeşlerimiz bir daha o fırtına estirdikleri zamanın endüstriyel futbol içerisinde gelmeyeceğinin farkındalar. Toplayıp, bilenip, bütün güçleriyle en uygun şartlar altında yakalayabilecekleri ve benim kişisel kanaatim yakalamayı sonuna kadar hak ettikleri ve adaletli olan tüm vicdanlarda 'yakaladıkları' başarı kursaklarından alınmıştır. Bu travmayı bizim için kaybedilmiş bir şampiyonlukla eş tutamazsınız. Biz nice şampiyonluklar kazanıp kaybedeceğiz. Kimilerinde terimiz yetmeyecek kimilerinde bizim de kursağımızdan alacaklar. Fakat çoğu Trabzon'lu genç kardeşimin hiç yaşamadığı, senelerce belki de bu kadar yaklaşamayacakları bir şey ellerinden alındı. Çalındı.
Kırgınlıkları ve buruklukları az boz değil. Günlerce aç susuz dövülmüş bir kediye elinizi atınca sevebileceğinizi mi düşünüyorsunuz. Bırakın bize de vursunlar. Görmüyor musunuz? Yaraları açık. Kanıyor. Utanmıyor musunuz?
Şu anki hallerini biz anlamayacaksak dünyada kimseye anlatamazlar kendilerini.
Trabzonspor birilerinin gözünde 4. büyük, birileri için hayatın ta kendisi, birileri için düşman olabilir. Birileri için 2010-2011 şampiyonu, kimileri için 2. si olabilirler. Benim ve birçok Beşiktaşlı için hiçbiri değiller. Trolleri boşversinler. Trabzonlu kardeşlerim şunu unutmasınlar:
Beşiktaşlılar için Trabzonspor kimsenin boğazına çökmemiş, hangi takımlı olursa olsun hiçbir mazlumun sevincini çalmamış, her başarısının arkasında kendi emeği olan onurlu ve şerefli bir Türk kulübüdür.