Elinde bir sistem, "ikna edici" bir yapı olmazsa oyuncunun ağzına bakarsın, nerede oynayıp oynamayacağını söyler o da sana. Türk oyuncularının egoları şişik olabilir. Şımarık da olabilirler. Hala problemi tarif eden şeyler değil bu. Çünkü dediğinin aksini kanıtlar maçlar, maç içi bölümler var. Problemi bu kadar sığlaştırmak, oyuncu özelinde problem aramak, işin en kolayı.
Hadi Türk oyuncular şımarık, egolu. Geçen sene itibari ile Fabri'ye her topu şişir diyen Tolgay mıydı? Yoksa Caner mi? Kaleci ile +1 yapacakken -1'e düşüren şımarık ve egolu Gökhan mıydı? Bu kadar geniş alanda oynamayı Fatih mi istiyor? Mükemmel pres ve baskıları aşma organizasyonunu saha içinde Tolga mı bozuyor? Bloklar arasındaki devasa boşlukları Oğuzhan koşmadığı için mi kapatamıyoruz? Orta açalım gol atalım kolaycılığını Necip mi talep ediyor?
Fabri topu şişirdiği için mi Tolgay feyk atayım derken topu kaptırıp takımına golü yediriyor, kaleci oyuna yeteri katılmadığı -1 yaptığı için mi Gökhan sürekli sakat ve sağ bekte Adriano oynuyor, tekmeyi yediğinde sinen kendini kaybettirdiğinde ortaya çıkabilen 6 senedir fiziği aynı olan Oğuzhan ile mi enine değil dikine oynayacaksın, mükemmel pres ve baskıları duracağı yeri bilmeyen yapacağı işi bilmeyen Tolgay gibi futbolcular ile mi aşacaksın, bloklar arası boşlukları koşamayan, kora kor mücadeleye giremeyen, gölge pres, sezgisi, futbol aklı ancak top kazanabilen, çabuk geçilen orta sahayı elek haline getiren Oğuzhan ile mi dolduracaksın? Topu Oğuzhan'a verelim de sorumluk alsın orta açmayalım.
Kısaca Hocanın da kusurları var ama ben Hocanın kusurlarını inkar etmezken sen oyuncuların kusurlarını görmezden geliyor musun, sistem kuracağım da bu kusurlar kapanır diyecek kadar da romantik mi bakıyorsun bunu düşünmelisin.