O halde ön şart Beşiktaşlılık değil. @tuncaboylu Çoğu zaman siyasi konjonktür ve bundan doğan bir takım yakınlaşmalar. Temelde bir akıl, plan ve organizasyon sonucu yatırımcıyı bu iş için inandırabilmek ve win-win ilişkiyi bulabilmek yeterli. Yoksa bu işin kolay olmadığını, işlerin nasıl döndüğünü yeterli düzeyde biliyorum. Fakat çok yüksek meblağlardan, büyük anlaşmalardan bahsetmiyoruz. Zaten o tür işlerin destekçisi herkes için aynı. Ellerini çekseler ülkede herhangi bir spor organizasyonu yapılamaz.
Senin demek istediğini anladığımı düşünüyorum. Fakat yatırımcıyı bu işe inandırabilmek bir kulüp başkanının ya da bir kulubün boyunu aşan şeyler.
Yani ülkede voleybola ilgi yoksa, yatırımcıya ne şekilde win-win taahhütü verebilirsin ki? Adam para verir, sen win edersin. O reklamını yapamazsa, neyi win edecek?
Breszilya'da, Kore'de izleniyoruz falan diyerek belki ikna etmee çalışırsın da, ülkede oralara ihracat yapacak şirket sayısı ve çapları da da belli sanırım.
Öte yandan siyasi konjonktür ve yakınlaşmalar tespitine %100 katılıyorum.
Doğuş grubunun senelik 15 milyon euro vererek Fenerbahçe basketbol takımına sponsor olmasının akıl ve mantıkla izah edilecek bir tarafı yok.
Vodafone Park'ın ve Ülker Stadyumunun senelik isim hakkının 2 katı paraya tekabül ediyor.
Senin fikrin nedir bu konuda?