Metin,Ali,feyyaz üçlüsü Beşiktaş tarihi minvalinde efsane değilse,son 50 senede kim efsanedir o zaman ? Futbolsever muhitinde, Beşikatşın futbol mevzisinde ilk tahkim kurduğu 30'ların sonu,40'ların başı olduğu kabul edilir.bu kadroda baba hakkı,voleci şeref,vedii tosuncuk,baba hüsnüler gibi isimler kaznadıkları başarılarla Beşiktaşı yurt nazarında kitleselleştirme sürecini başlatmışlardır.sonra şeref gülesinler.ali ihsan karayiğit gibi isimler bu şanı daha da yüceltmişlerdir.60'larda küçük ahmetler,nazmi bilgelerle kervan yürür.bir şenol-birol-gol fasılası vardır.ilginçtir.efsane payesine adam atacakken fenere transfer olurlar.hatta orada bize attıkları golle feneri şampiyon yaparlar.işte tam bu esnada:Beşiktaş altyapı rolmodelini başlatan tarihi krılma başlar.altyapıdan çıkan 2 genç(sanlı sarıalioğlu ve yusuf tunaoğlu) A takıma çıkıp 2 sene sonra takımın üstüste 2 şampiyonluğunda büyük emek verirler.sonra 15 senelik fetret devri! bu 15 sene şampiyonluk uğruna çokça paralar harcanır.takım,bırakın şampiyonluğu ,kümede kalma mücadelesi verir hale gelir.
İşte kaynak yokluğundan altyapı efsanesi bu mecburiyetten doğar .serpi hamdi tüzün altyapıdan ziya,fuat,ziya gibi genç isimlerle bir yol arar.sonra rızalar,fikretler takıma monte olur.alikemal,necdet,bora gibi kalİteli tecrüblilerle bu genç kadro 15 sene sonra şampiyon olur.
yazdığım son iki cümleyi saymaz isek,bu bilgiler belgesel kaynaklardan edindiğim süreçi anlatır.
1981'den beri bu takımı takip ederim. beşiktaşın son 35 senesini arşiv gibi hatırladığımı varsayarım.işte tarihimizin en altın sayfaların yazıldığı bir dönemdir bu fasıla:takımda gençleştirme hamlesi bünyede olumlu gelmiş,bu süreç dahada hızlanmıştır.artık kadroda sinan,feyyaz,ali,gökhan gibi genç yetenekler,kocaeli altyapıından transfer olan sarı fırtına metin ilk onbire girer vaziyette forma giymeye başlamıştır.1985-1995 yılları arasında bu kadrolar: ya şamiyon olmuştur.,ya da ikinci.ve derbilerde -ki buna trabzonsporu da dahil etmek gerkir- bariz şekilde üstünlük Beşiktaşa geçmiştir.kazanılan bu zaferlerde, en büyük hisse sahibi "MAF" dır.yani açılımıyla Metin-Ali-Feyyazdır....
Attıkları,attırdıkları gollerle o neslin Beşiktaşlılarını boynunu sürekli dik tutmuşlardır.en kritik maçlarda attıkları goller bizi sonsuz mutluluğa garketmişlerdir.belki futbol muhteviyatında tek eleştieceğimiz husus Avrupa mecrasıdır.belkide o kuşağın en üzüldüğü maç malmö maçıdır.ama feyyaz ve ali üstüne düşen görevi yerine getirip gollerini o maçta atmışlardır. gelelim BEŞİKTAŞLILIK hususiyetini yeterince yaşayıp yaşamadıkarına?.vallahi çocukluk takımları neydiye gelirsek,,fatih terim ve aykut kocaman,himmetçi₁ arifte çocukken Beşktaşlıydı derim...
ama MAF siyah beyaz formayı sırtına geçirdikten sonra hırslarıyla,gol sonrası coşkularyla iyi bir Beşiktaşlı olmuşlardır.hele 92 senesine karlı şubat istanbulunda bir boluspor maçı vardır.feyyaz golü 90 dakikada atmış, o buz gibi havada kapalı türübünün içine kadar tırmanmıştır.(kapalıyı bugünkü gibi düşünmeyin,sahayla trübün arasında 3,5 metre boşluk vardı.trübün zemin 2 metre yukarsındaydı)zaten sosyal paylaşım sitelerinde yeteri miktar bu üçlünün golleri ve sevinçleri arşivde mevcuttur
.Belki bu zarfa şifo mehmeti dahil etmemekle bir eksiklik yapıldığını düşünürüm.şifo mehmet,o süreçte hem şampiyonluklarda,hemde,galatasaray rüzgarının estiği o dönemde Beşiktaşı ayakta tutan yegane isimdi.değerinin doğru şekilde verilmediğini bende kabul ederim.rıza çalımbayı bugünkü beyanlarına kızabiliriz ama Beşiktaşa verdiği hizmetleri her zaman şükranla yadederiz.kazanılan şampiyonlukların kaptanı olarak efsane payesini de teslim ederiz.şahsen trübünlerin antipatik baktığı samedi de,rasim karayı da,çoğunun haırlamadığı mehmet ekşiyi de ben severim.çocukluğumun idolü necdet ergününde bende yeri ayrıdır.
ertuğrulda attığı gollerle,derbi maçlarındaki performansıyla her zaman takdirimi kazanmıştır.
efsaneleri elleşmeyelim,bu payeyi elinin tersiyle itenleri hatırlayalım.önceilkle,kim nasıl Beşiktaştan ayrılmış,bir değerlendirmesini yapalım:
birincisi alpaydır.bir mankenle evlenmesi nedeniyle fener trübünlerinin hakaretine maruz kaldığında,biz savunurken koşa koşa oraya gitmesini unutumamışımdır hiçbir zaman!
sonra oktay,tümer..hep kendi istekleriyle kaçmışlardır bu camiadan.
feyyaz fenrbahçeye kendi isteğiyle gitmedi.beşktaş yönetimi direk olarak fenerbahçeye satıldı.feyyaz bu durumu dönemin fb'lyöneticisi erol userden öğreniyor.çek olayı da biraz bahane olmuş.(tanjunun fenere gitmesi hikayesine benziyor.hatta sergenin dönemin BJK yöneticisi uğur ekşioğluyla basın önünde giridği polemikten sonra cemuzanspora gönderilişine!)
gönderilme gerekçesi 6,5 senelik gordon dönemi sona ermiş.daum dönemi başlamış.alman hoca 6 ayda türkiye kupasını kazandırmış.muhtemelen yeniden yapılanma için kadroda tasfiye başlıyor.
feyyaz o sene 31 yaşında(2017 perspektifinden bakılmasın.o dönem bu yaş emeklilk dönemi) ali gültiken 92 yılında çapraz bağları kopardıktan sonra hiç toparlayamadı.kadroda alpay,oktay,sergen,küçük ali,mutlu gibi 20'li yaşların başında oyuncular var.şifo mehmet,metin tekin takımın olgunları.
ve Beşiktaş tarihinin en pahalı transferi yapılyor.ertuğrul sağlam 65 milyar bonservis ücretiyle takıma alınıyor.mevkisi santrafor.bu gelişmeler ışığında feyyaz takımdan koparılıyor.sonra metin etkin askerlilk problemi yüzünden vansporda futbolu bırakmak zorunda kalıyor.yani yönetim bir şekilde, futbolcularına vefalı davranmıyor...
akabindeki yıllarda feyyez (97 veya 98 olabilir) üstünde siyah-beyaz eşortmanla ,elinde BJK bayrağıyla amigo şerefle numaralı türübnde amigoluk da yaptı.gözlerimle gördüm.
90'ların sonunda trübün-taraftar aksıyla seba yönetimi arasında bütün köprüler atılıyor.bu işi trübün yönünen proveke edenler,rant peşinde koşanlar olabilir.o ayrı hikaye!ama Türkiye sathında beşiktaşlıların ekseriyeti artık sebayı istemiyordu.sonradan pişman olunsa dahi.bunun birçok sebebi olabilir.benim kaanatim: seba yönetiminin hep aynı ve tek boyutlu polütbüro kabinesini andıran isimler olması nedeniyle çağdışı gözükmesinden marazi bir çehreye bürünmüştü..süleyman seba BJK tarihinin en efsane başkanıydı ama iç bünyede belki iyi niyetliydi ama otokratik bir yönetim biçimi vardı.gidin BJK tarihine hakkı yetenin başkanlık yaptığı dönemde de içten sert muhalefet yapılıyordu.yani diyeceğim Beşiktaşa hizmet etmiş bu kıymetli isimlerin eleştirecek yönleri hepsinde bulabiliriz.sonuçta Beşiktaşlılık ma'şeri vicdanında yer tutan her sporcumuz tarihimizin altın sayfalarında karşımıza çıkacaktır.gözlerimiz kapatsak dahi...