Şu Tolga konusu cidden uzadı artık. Bir insanı önce müdür yapıp sonra onun yerine karar veren patronlar gibisiniz. Taraftar anlatmak istediğini anlattı zaten. Bundan sonra karar Şenol Güneş'indir. Sezon sonunda genel olarak başarısız olursa o zaman hesabı da o verir . Şu anda çıkıp da Tolga'yı ıslıklamak ya da manasızca her yerde Fabri diye bağırmak takımı sabote etmekten başka hiçbir işe yaramaz . Kusura bakmayın da tam bir orta doğulu kafası bu . Bir adama yetki ve hedef veriyorsan artık ince detaylarla uğraşmazsın, hatta bir süre karışmazsın . O sürenin sonunda bakarsın başarılı mı başarısız mı , koyduğun hedefe ulaşmış mı diye ? Başarısızsa yol verirsin. Şenol Güneş sezon sonunda başarısız olursa o zaman eleştirirsin. Ama adamın kararlarını tek tek sorgulayıp hatta hedefe giderken köstek olmak bize ne katacak bunu anlayamıyorum . Tolga'yı ben de beğenmiyorum ama bu işi uzatmanın bu takıma zarar vereceğini de rahatlıkla görebiliyorum .
Kesinlikle katılıyorum. Transfer dönemlerinde kaleci konusunun gündemde tutulması yönetime mesaj vermek adına anlamlıydı. Ancak bu noktadan sonra yürütülen tartışmanın ne Tolga'ya ne Fabri'ye yararı olur. Tolga TSL standartlarında ortalama bir kalecidir daha fazlası değil. Ancak onu daha sıkıntılı bir ruh haline sokmak şu noktadan sonra takıma kaybettirir. Fabri'ye gereğinden fazla şey de yüklememek lazım. Fabri'den sonra derece umutluyum ama ondan da hızlıca çok şey beklersek onu da kaybederiz. Yürütülen tarzdaki sağlıksız tartışmanın öznesi olmak hiç bir oyuncumuza kazandırmaz.
Durumun sağlıksızlığına bir örnek de Boyko'ydu. İyi bir seçim olmadığını düşünenlerdenim. Alınmasını sıcak bakmıyordum. Ama kaleci gibi uyum sağlaması, tam verim verebilmesi için 2-3 ay sabredilmesi gereken bir mevkide (Cordoba'nın ilk zamanlarını hatırlayın), farklı bir kültürden gelmiş, bir biçimde beğenilerek 3.3 mil euro bonservis ödenmiş oyuncunun 3-4 maçtan sonra ipinin çekilmesinin bir anlamı yoktu. Bence sorun çözebilecek kaleci değildi ama ne yapabileceğini de tam manasıyla göremedik.
Herkes İnönü'nün, takım kötüyken, takım üzerinde ekstra bir pres yaratarak, durumu daha da zora soktuğu zamanları hatırlar. Vodafone Arena saha içine müthiş etki edebilen bir stad. Bu sezon en büyük avantajımız hatta ŞL'de 3 maçta 9 puan beklentim de Vodafone Arena'nın atmosferinden ileri geliyor. Ama ayak titreten uğultu işler biraz bozulduğunda, bizim takımın ayaklarını da titretebilir. Dikkatli olmalıyız. Tolga bu seyirci tarafından yuhalanırsa, Ozi'nin de Olcay'ın da ya da başka bir oyuncumuzun da moralinin bozulacağını unutmayalım. Sonuçta hoca tarafından sahaya sürülmüş oyunculardan birine bu davranışı sergilemiş olacağız. Ligi domine etmek için büyük avantaja sahibiz. Kendi kendimizi dinamitlemekten, medya, federasyon vs. ile aşağıya çekilmeye çalışırken gerilip takımımıza zarar vermemizden korkuyorum. (Buna benzer bir dönemi Bilic zamanında da yaşamıştık.)
Bu arada Karabük maçından itibaren kalede Fabri'yi görmek istiyorum. Bir çok yerde yazdım. Ayrıca Şenol Hoca'nın da Fabri'yi tercih edeceği zamanın çok uzak olmadığını düşünüyorum. Bunları yazdım diye kimse Tolga'yı yeterli bulduğum, savunduğum sonucunu çıkartmasın.