Nihayet devreye atabildik kendimizi... Eleştirilecek çok şey var... 25 maç oynadık, aklımda kalan iki maç var sadece... Benfica maçı ve Napoli deplasmanı... Ki o maçta da Allah yardım etti, kazanabildik. Şampiyonlar Ligi çok hem ruhen, hem fiziken takımı çok yıprattı... Geçen sene basan, isteyen, sürekli hücum eden takım, şampiyonlar liginde bekleyen, savunan, top çeviren bir takım haline geldi. Bana göre bu durum ligdeki kısırlığın da sebebi... Hem takım, hem futbolcular kimlik bunalımına girdi, ne oynadıklarını bilmez hale geldiler...
Şenol Hoca'yı severim, sayarım. Uzun yıllar takımda kalsın isterim. Ama şunu söylemeden içim rahat etmeyecek, hoca'nın bir oturup düşünmesi lazım.. Sadece Querasma üzerinden hücum eden bir takıma ikinci bir seçenek kurgulamadı... Allah'ı var şampiyonlar liginde çok istekliydi, olumlu işler yaptı... Ama ligde iki maçtı gram faydası olmadığı halde 90 dakika sahada kalabildi. Kerim böyle oynasa hoca hem kenarda küfür eder, hem bir daha yüzüne bakmazdı. Futbolcular arasında net ayrım yapıyor... Kimine hiç şans vermiyor, kimine 45 dakika şans veriyor, net katkı alamazsa direkt siliyor...
Futbolcu bazında da Tolgay, Oğuzhan, Olcay, Aboubakar, Gökhan İnler büyük hayal kırıklığı yarattılar ilk devre boyunca... Beklenenin çok altında katkı alabildik bu adamlardan... Oğuzhan, Talisca ve Caner gibi 3 tane ilk 11 topçusunun uzun süreli sakatlıkları da her zamanki bahtsızlığımızdı.
2. yarı sadece lig var, herkesin oraya odaklanması lazım. Benim açımdan ne kupa, ne Avrupa Ligi olmazsa olmaz değil... Ama lig çok önemli. Ligi verirsek, şampiyonlar ligine gidemezsek, yönetimin bol keseden 30 yaş üstü adamlara dağıttığı sözleşmeler borcu daha da kabartır. Görülen o ki feda döneminin kazandırdıklarını menajer kucağına oturarak bitiriyoruz. Tamamen günlük populist politikalara döndük... Kimse aklımızla dalga geçmesin.