Yd geldiginde borc 23milyon civarlarinda birseydi galiba...dusunsenize su an 23 milyon borctan 300lere..
Sent from my HTC One_E8 using Tapatalk
Konu YD'ye geldimi alevli top moduna giriyorum ister istemez..Sevgili Bishamon öncelikle borç yiğidin kamçısıdır..Eğer iyi bir plan ve programın varsa borçtan gözün korkmasın..bugün ev ve araba alırken borçlanmıyor muyuz?ama bunları yaparken bi hesap doğrultusunda hareket ediyoruz..aslında borçları konuşmadan önce bu 2 yönetimin işleyişine bakmak lazım..Şimdi Yd bey yönetime gelir başkan olur (nasıl olduğu konusuda oldukça muhimdir aslında ama onuda bi daki sefere tartışırız) ve transfer dönemi başlar belli bir strateji yoktur..renkli ve renksiz bir ton oyuncu bu kulübün kapısından içeri girer..üstüne üstlük yapılan sözleşmelerin hepsi kulüp için bi kanbur haline gelmiştir..verilen bonservisler..verilmiş gibi gösterilip verilmeyen bonservisler..ödenen tazminatlar..ve ödenmeyip mahkeyeme taşınan dosyalar..Bunca yanlış iş arasında yaşam mücadelesi veren güzide kulübümüzün nefes alması bile zat'ı muhteremin keyfine kalmıştır..ardından taraftar baskısı+kayyum yolunda bi kulüp ile misyonunu tamamladığını düşünerek farklı kurumlarda yine kendini ispat peşindedir..giderkende son olarak divan önüne çıkar onca flaş ve kameranın önünde hibe ediyorum der..(söz senettir değil mi)
Kimsenin cesaret edemediği aklının yatmadığı sorumluluk alamadığı bir dönemde batık olan kulübe sayın F.O başkan olur..aslında tablo hiç te görüldüğü gibi değildir..daha beterdir..Ve bütün samimiyeti ile size gözyaşı vaad ediyorum der..açık ve samimi oynar..
ilk senesidir kurulmuş olan düzene ve işleyişe alışık değildir..transfer yanlışları olduğu kadar mahkemelere ve bireylere olan borçların kapanmasına yönelik doğruları olmuştur..ilk senesinde hop oturup hop kaldıran çılgın atan bi takım ile 3.olmuştur akabinde rakipleriyle aynı seviyeye gelebilmek için gelirden ve yarışmaktan uzak kalma pahasına mabedi yıkıp inşaatına başlamıştır..
derken bu tecrübesiz,genç ve heyecanlı ortama onlara ayak uydurabilecek bir yönlendirebilecek bir teknik adamı atamıştır..
takımın oluşumu devam ederken karakteride 1 tık üstüne çıkmıştır...ama geçmiş dönemden gelen maddi sıkıntılarda devam etmektedir..kazanılan bir avrupa maçı sonrası finansal durumdan dolayı takım diskalifiye edilmiştir..ama yarış local alanda devam etmekte olup elinden gelen gayreti ile yine 3.bitirmiştir..Bir sonraki sene kulüpteki inanç daha da artmaktadır..Borçlulara olan taahhütler yerine gelmekte ve istikrarın önemli olduğunu varsayan kulüp hocasıyla devam kararı alır..bu sefer daha yarışcıdır takım..Avrupa'da yine start alır arsenal gibi bi takıma kök söktürüp elensede uefada liverpool'u eleyip şanssız bir brugge maçı ile ligine döner..stadı olmadan her maçı farklı kentlerde oynarak son haftalara kadar lider gelir ama bu heyecan,yoğun maç trafiği ve yorgunluk takımımıza final yapma şansını vermemiştir..Ah'lar ve Vah'lar ile geçen bi sezonun ardından Takımda bi kültür,karakter ve inanç ortaya çıkmıştı.. aynı zamanda stad inşaatınında yarısına gelinmişti..Yönetim bi kalite gösterip mevcut hocasına teşekkür edip yollarını ayırırken..bu takımın artık finali yapabilmesi için o sezonun flaş ismi şenol güneş ile imzalamakla kalmadı muthiş bir strateji ve iş bitiricilikle almanların elit golcüsü mario gomez ve geçmiş sezonlarda ülkemize gelip geri dönen q17'yi kadromuza katmıştı..daha ilk hafta Beşiktaş hem rengini hem de niyetini belli etmişti..''eze eze yenicem'' ve hakikaten öyle oldu..sanki Beşiktaş yeniden şahlanmıştı..anadolu takımlarından tutun ezeli rakiplere ve hatta medayaya bile korku salıyordu..barca vari paslaşmalar,nefes aldırmayan tempo ve jenerik goller..ve yapımı tamamlanan stad ile gelen şampiyonluk..
bir roman gibi yazılmış bu hikayede herşey gerçektir..bunları yazmamdaki amaç ise 2 yönetim arasındaki anlayışı bazı arkadaşlarımızın idrak etmesi..hatasız insan olmaz ama kötü niyetli insan olur..bizim yönetimimiz hatalı olabilir ama kötü niyetli değildir..muhakkak eleştiricez..eleştirmeliyizde..ama saygıda da kusur etmemeliyiz nereden nerelere geldik? çıtayı öyle bi yere koydular ki..şimdi paranın kıymetini bilen,reklamını yapabilen,ezeli rakiplerinin kaptanını alabilen ve masada satranç oynamayı bilen bir Beşiktaş var..umarım bu düzen bozulmaz..arkadan gelenlerde bu düzeni devam ettirir..Çünkü yol öyle bir yere gidiyor ki..anladınız siz onu