"yar bana hep bana" ne anlama geliyor bilmiyorum.
Menajer parasını isteyecek tabi. Görevi bu zaten adamın max parayı kazandırmak.
Fb başında aziz saçmalıklar yapıp kulübü batıracaksa batırır. Sen menajer olarak Caner'in 2.5m yerine 2m euro almasını kabullensen ne yazar?
Aziz gider ozan tufan'a 7m, de souza'ya 8 verir.
Senin Caner 3 sene her maçı oynarken 3 sene maç oynamadan aynı parayı Krasiç kazanır.
Menajer Dünya futbol endüstrisini kurtarma sorumluluğuna sahip değil.
NBA'e bakın oyuncular nasıl kontratlar koparıyor. Ömer Aşık yüklü kontrat aldı 2 senedir pek bişi oynamadı. Amare vardı 4 yıla 100m dolar falan aldı 3 yılı sakattı ama hiç üzülmemiştir. Yada böyle 100m dolar alıp basketbolu unutan tipler bile var. Sadece o parayı verip verim alamayan yönetici hatayı öder. Çok hata yapmasına izin verildiyse o kulüpte zarar görür ama piyasa döner.
Menajerler oyuncular her yerde en uzun en fazla kontratı ararlar.
Sinema sektöründe bile bu böyledir.
Menajerde etik dışı olan şey sezon ortası, klüpte mutlu olan oyuncunun aklını çelmek ve bunu sırf transfer sırasında alacağı ücret için yapmaktır diye düşünüyorum. Tabi birde menajer istedi diye kulübe oyuncu almak var.
Biliç zamanı ocak'ta westham anlaşması, eneramo transferi vb gibi işler menajerini biraz gösteriyor..
'Yar bana hep bana' nın manası hep ben kazanayım diğerleri batarsa batsın. Menajer 1 liralık değeri olan futbolcuyu 3 liralık gösterir kulüpleri değişik taktiklerle 3 liraya alıcısı varmış gibi gösterir bu değerde imza attırırsa kulüpler gittikçe artan maliyetleri kaldıramayıp bankalardan sürekli kredi çeker ,gelirlerine temlik koyulur gelirleri giderlerini karşılayamayacak duruma gelir, sistem de çöker. Eskisi gibi yüksek miktarlardan pazarlayamazlar futbolcularını menajerler.
Transfer risktir. NBA'de Amare ile 4 yıl kontrat yaparken de Türkiye Süper Ligi'nde Caner ya da Krasic ile kontrat imzalarken de risk alırsın . NBA'de belli bir düzen var , bütçen , oyunculara verebileceğin maksimum kontrat belli. Türkiye'de ise düzen yok. Örneğin 3-4 kulüp şampiyonluk hedefi belirler, şampiyon olacakmış gibi harcama yapar. Neticede 1 tanesi şampiyon olur kalan 2-3'ü de batar. FFP kriterleri gelene kadar durum buydu.