@adil arif Mesajın hiçbir düşünce veya eleştiri içermeyen tamamen insanlarla ikili tartışmaya dönüşecek bir mesaj.
Düşünce üretin tartışma ortamı değil. Eleştirin ya da savunun insanların eleştirisine ağlamayın diye cevap verilmez. Yanlış düşünüyorsa doğrusu gösterilir.
Bunu yaparken karşısına tez koyarsın. Yaptığın sadece laf atmak ve 5-6 kişi sert şekilde cevap verdiğinde tartışma çıkacaktı.
Yanlış tuşa bastım, tekrar mesajımı gönderiyorum.
Tamam, fevri davrandığımı kabul ediyorum. Haklı olduğum iddiasında değilim. Size haksızlık yaptığım için de özür dilerim.
Fakat belirtmeliyim ki, eleştiri görünümlü yorumların birçoğunun amacı Fikret Orman' ı karalamaktan başka hiçbir amaç taşımıyor.
Ben Fikret Orman' la tanışmadım. Benim de beğenmediğim birçok yönü var. Fakat genç arkadaşların birçoğu şu tehlikenin farkında değiller.
Geçenlerde Altay kulübünden emekli olmuş bir işçi arkadaşla görüşmüştüm. Bana Altay kulübünün içinin nasıl boşaltıldığını, şahsi çıkarlar için Altay kulübünün nasıl kullanıldığını, ünvanı "Global ..." olan bir firma Altay takımını satın almak istediğinde, bu kan emicilerin sırf hortumlamaları son bulmasın diye "Altay satılık değildir" diye ortalığı ayağa kaldırdıklarını, bunlar yüzünden 15-20 sene içinde Altay adında bir kulüp kalmayacağını söylemişti.
Beşiktaş' a dönersek,
YD' nin sırf koltuktan inmemek için taraftar gruplarını, gazetecileri, menejerleri ve bir çok insanı kulübün kasasından yemlediğini herkes biliyor. Fikret Orman' ın daha ikinci ayında çok ağır eleştirilere maruz kalmasının sebebinin de bu kişilerin arpalarını vermemesi olduğunu da hepimiz biliyoruz. Şu anda başkanlığa talip olan bir arkadaşın, sırf başkan olabilmek için Beşiktaş' ın kasasından tüm bu çıkar gruplarını besleyeceğini ve bu vampirlerin Beşiktaş' ın başına iyice çöreklenme risklerinin olduğunu da hepimiz biliyoruz. Beşiktaş' a 30 milyon Euro vermiş YD' nin Fulya' yı kulübün imkanlarıyla yapmak yerine müteahhite vermesinin kulübü her yıl 30 milyon Euro zarara soktuğu da ortada. Ki o müteahhit şu anda YD' nin Federasyon yönetim kurulunda.
Bu ülkenin en iyi mali müşavirlerinden Hüsnü Güreli, Fikret Orman başkanlığa aday olmadan önce yaptığı incelemede kayyuma gitmenin kaçınılmaz olduğunu, yıllık 144 milyon TL olan ve temlikli bulunan gelirle 590 milyon TL borcun ödenemeyeceğini açıklamış ve bir başkan adayımız hemen Amerika' ya uçmuştu. Genç arkadaşlar belki bunun anlamını bilmezler ama kısaca şöyle açıklayayım, kulübün kayyuma gitmesinin sonucunun (eğer kayyum superman değilse) Beşiktaş' ın amatör kümeye kadar düşürülmesinin kaçınılmaz olması demek olduğunu herkes bilmeli. Bu genç arkadaşlar şu anda Süperlig' den bir takımın ismini "Yeni Beşiktaş" olarak değiştirmesini de izliyor olabilirlerdi.
Fakat tüm bunlara rağmen, "Mario Gomez' de futbolcumu yeaa" şeklinde yorumlar yapacaklarsa, geliri 144 milyon TL' den 466,9 milyon TL' ye çıkarmış bir başkanın vizyonsuz olduğunu, kendilerinin ise müthiş vizyon sahibi olduklarını iddia edeceklerse, ben o arkadaşarın kulaklarını çekmek isterim.
Unutmayın, önemli olan Fikret Orman' ın başkan olması değil. Önemli olan, aslında şahsi gayretleriyle ulaşabilecekleri en yüksek nokta açlıktan ölmek olabilecekken babaları sayesinde toplumda yerleri olan ve etik değerleri olmayan, koltuk için her yolu mübah gören bazı kişilerin asla başkan olmaması. En azından stad, spor salonu, Fulya' daki son gökdelen Beşiktaş' ın imkanlarıyla tamamlanmadan başkan olmamaları. Başkanın son mali kurulda dediği gibi, bu adamlar çoluğu çocuğu internet üzerinden örgütleyip küfür ettiren adamlar. Ve bu adamların bu sitede bile yemlediği bazı çocuklar olduğundan cidden şüpheliyim.
Bu külüpten Baba Hakkı' nın, Süleyman Seba' nın küfürlerle gönderilmiş olması (ki Süleyman Seba sadece Fulya projesini bitirmek için süre istemişti, koltuk sevdası yoktu, eğer Fulya Projesini o bitirseydi her yıl fazladan kasamıza 30 Milyon euro daha girecekti) benim endişe etmem için yeterli olaylardır.