Şenol Güneş'in gelmesini hiç istemiyorum. Yazdıklarımın bir kısmı Mustafa Denizli içinde geçerli.
Fakat ondan önce ligi tanıyor diye yerli hocalar için bir goygoy var.
Gelecek sene Beşiktaş minumum 11-12 yabancı oyuncu ile oynayacak. Takım içinde İngilizce dahi bilmeyen Latin kökenli İspanyolca konuşanlar var. Yerli oyuncuların Yüzde 75'inden fazlasının ana dili Almanca ve Türk pasaportu olup Türkçe bilmeyenler var. Yani takımın ortak dili İng. ve Denizli'de, Güneş'te İng. bilmiyor. -Bu durumu Küçümsemeyin zira saha içi ve dışı diyaloglarda çok önemli-
Teknik adam özelinde düşünürsek Şenol Güneş gibi yerli antrenörler bir çok şeyi idare eder. Oyuncu profili güçsüzken yeterli bulur, elzem pozisyonu -ben ona güveniyorum diye geçiştir. Ki bizim yönetimin en sevdiği şey-
Bu takımın temel problemi oyuncu profili. Bir şekilde potansiyelli kaliteli oyuncu grubu yaratıldı lakin kaşar diye tabir edilen bir tane lider oyuncu yok. Belki biraz Sosa.
Şenol Güneş içinde söyleyeceğim şu: Çok muhafazakar. Evet, en az Bilic kadar. T.D olması halinde adım gibi eminim ki çok benzer eleştiriler alacak. İkincil bir oyun planı yok. Final yapma becerisi de yok. Yıllar önce kaçan şampiyonluktan tut ( Fb'ye 2-1 yenildikleri) Trabzonspor ve Kore maceraları tamamen böyle oldu. Ayrıca oyuncu seçimlerinde de çok başarılı olduğu söylenemez. Yani transfer işi ona kaldıysa bir Ertuğrul Sağlam performansı görürüz.

Daha bomba haberi söyleyeyim. Şenol Güneş'in gelmesi bu kulübün gayri resmi başkanın ANÇ olması demek. Bu da yönetimsel bir kriz. Ayrıca sezon içersinde ve sezon öncesi planlamalarında ki duygusal tercihlerini saymıyorum bile. Mesela Tolga'nın 1.kaleci olarak devam etmesi gibi.
Seviye Sergen Yalçın ise Şenol Hoca baş tacı. Lakin; Şenol Hoca gelecek ise aylarca eleştirdiğim; giderken sevindiğim Bilic'e niye yol veriyoruz. Ben bir fark görmüyorum. 2 aydır yazdıklarım gram yanılmadım. Umarım zaman beni haksız çıkartır.