Değerli arkadaşlarım,
Bu sefer soru bildiğim yerden geldi; çıtırdan açıklamaya başlayayım, umarım faydalı olur

- Çatı malzemesi doğal olarak çok büyük olduğu için hava kargo seçeneğini şimdiden eleyebiliriz.
- Çok büyük boyutlu malzemelerin taşıması bazı kısıtlara bağlı. Örneğin çatının tek bir direği 12-13 metreden uzun ise kamyonla taşınması özel izne bağlı olan özel araçlarla yapılıyor. Bu da maliyeti ciddi şekilde artırıyor. Yani çatı yekpare demirlerden oluşuyor ise karayolu ile gelmesi düşük ihtimal. Ama iki veya üçe bölünüp burada montajı yapılacaksa, uygun istiflerme yöntemleri ile kara yolu kullanılabilir.
- Dediğim gibi, çok büyük parçalardan oluşuyor ise maliyet avantajı göz önüne alınarak denizyolu ile gelmesi gerekiyor. Orada özel konteyner türleri ile taşıma yapılabilir çok uygun fiyatlara. Veya tüm çatı malzemesi tek bir seferde gelecek ise (ki düşük ihtimal) komple charter gemisi kiralanabilir.
- Deniz yolunun çıkıştan varışa kadar anahtar teslim maliyeti, karayolunun çıkıştan varışa kadar anahtar teslim maliyetinin %50-60'ı kadardır (ortalama tabii ki). Yani kara ile EUR 5000,00 ne yaptığınız işi, deniz ile EUR 3000,00 civarına halledersiniz genelde (avrupa için konuşuyorum). Bu sebeple, tarihsel, maliyetsel veya lojistik problemler söz konusu değilse, genelde denizyolu tercih edilir bu tip büyük taşımalar için.
a) Eğer karayolu ile yapılacaksa, gümrük Halkalı olacaktır. Ortalama nakliye süresi çıkışından itibaren 5-6 gün arası olup, gümrük işlemleri genelde bir günde bitmektedir. Fakat, bu ürünler doğrudan sanayi tipi demir ürünleri olduğu için TSE'den kalite onayı aranabilir ki bu da işlemleri uzatabilir. Gümrük koduna bakmamız lazım.
b) Eğer denizyolu ile gelecekse, 10 hafta falan sürmez

Fransa'dan buraya 10 haftada sevkiyat olsa memlekette üretim namına bişey kalmaz o derece

Doğrudan servis varsa 5 ile 10 gün, aktarmalı servis varsa 15-20 gün arasında olur nakliye süresi. Muhtelemen Ambarlı veya Haydarpaşa limanında gümrükleme yapılır. Gümrüğe girdikten sonra tüm işlemler nerede ise aynıdır, yani Halkalı'daki gün sayısını burada da düşüneiblirsiniz.
Demem odur ki, kara ile de gelse deniz ile de gelse çok bir fark olmayacaktır. Burada mottomuz şu olmalıdır "Gel, ne olursan ol, gel. Nasıl gelirsen gel iki gözüm"