Şimdi Mustafa'nın fotoğraflarına bakarken dikkatimi çekti. "İyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz."pankartı henüz kaldırılmamış. Her ne kadar yazım yanlışı olsa da o pankart stadyum inşaatı bitene kadar orada asılı kalmalı. Stadyum bittikten sonra da stadyumun içinde, televizyondan izleyenlerin de mutlaka en az bir kere görebileceği bir yere bu cümle yazılmalı. Pankart veya tabela olur, tribüne veya çatıya olur farketmez.
Beşiktaş'ın en büyük değeri, Beşiktaşlıların en çok övündüğü şey şerefiyle oynayıp hakkıyla kazanmaktır. Tarihimizde en başarılı dönemlerimizi bu ilkeleri koruduğumuz zamanlarda yaşamışızdır. Nasıl Galatasaraylılar başarılarıyla, Fenerbahçeliler büyüklükleriyle kendilerini tanımlar(Bu bir tercihtir, normaldir, bu iyi bu kötü anlamında söylemiyorum.); Biz de kendimizi duyarlı olmakla, şerefimizle oynayıp hakkımızla kazanmakla, haksızın karşısında durmakla tanımlarız.
Son yıllarda bu övündüğümüz değerlerimize bağlılığımız zayıflamaya, sorgulanmaya başlıyor. Bu söz stadyumda takımı izlemeye gelen futbolseverinden en fanatik taraftarına, yönetiminden futbolcusuna, evinde televizyonda izleyen çocuğundan mekanında izleten kahveciye herkesin kafasına kazınmalı.
Açıkçası stadın isminde Süleyman Seba'nın isminin geçmesinin benim için çok büyük bir önemi yok. Özellikle fanatiklikten gözü kör olmuş, popülist söylemlerin arkasına takılmış insanların gönlünü almaktan öteye geçeceğini düşünmüyorum.
Madem bu stadyumla Beşiktaş için yeni ve daha başarılı dönemlerin ilk adımını atıyoruz, Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan değerleri ve fikirleri hem taraftarlarımızın hem rakiplerimizin hem de Beşiktaşlı olacak çocukların benimsemesini sağlamalıyız. Şeref Bey'in, Baba Hakkı'nın, Süleyman Seba'nın isimlerine sahip çıkmaktansa kuşaktan kuşağa aktardıkları "iyi ve hakkaniyetli insan olma" kültürüne sahip çıkmalı; bu kültürü gelecek kuşaklara bir şekilde mutlaka aktarmalıyız. Çünkü bunu yapan son kişiyi de kaybettik. Bundan sonra bu işi kişiler vasıtasıyla değil, camia olarak yapmanın yollarını bulmalıyız.