TL' deki değer kaybının ticari ve günlük hayat üzerindeki gerçek etkisi ortaya çıktığında, durum; başta döviz borcu olan kurumlar olmak üzere(kulüp de dahil) daha vahim bir hal alacak maalesef.
Bunun nedeni de; maaşlar, bonservis giderleri, başarı primleri vb.nin döviz, gelirlerin ise çoğunun TL olması kadar, günlük hayatta daha fazla hissedilmeye başlanacak olan kriz nedeniyle satın alma gücü düşen taraftar nedeniyle düşecek stad ve ürün satışı gelirlerinin de bilançoya kümülatif negatif etkisidir. Bu nedenle, geçen yıla ilişkin açıkladığımız bilanço maalesef artık bu işin zirvesi sanırım bizim için.
Feda dönemi ile başlayan ve bana göre çok da yerinde olan agresif büyüme stratejisi maalesef artık uygulanabilir olmaktan çıkmıştır.
Eğer kulüp popülist politikaları tercih etmek gibi bir hataya düşmezse, küçülme yoluyla savunmacı tedbirlerinin alınmasını şahsen ben anlayışla karşılarım.
Bu yıl son dakikada şapkadan çıkarılabilecek bir tavşan yoksa, yakın gelecek için satışı geliri hayali kurabileceğimiz tek opsiyon Vida.
Bunun dışında mevcut kadroda yapılması zaruri iyileştirmeler için ise ciddi kaynağa ihtiyaç var.
Ülkenin mevcut durumu, sürekli başarı hedeflemek zorunda olan bir kulüp için, işleri yönetilebilir olmaktan çıkartmak üzere ne yazık ki.
Bugüne dek yaptığı işleri doğrusu/yanlışı ile totalde savunduğum yönetimin ilk yapması gerekenin, kamu tarafından yapılamayan, "idari ve işletme giderlerini olabilecek en alt seviyeye çekmek" olduğunu düşünüyorum. Bunun ticari olmak kadar, sembolik de bir anlamı var artık.
Şimdiye kadar yapılmamış transferlerin de, maalesef "kötünün iyisi" kontenjanından kulübün geleceği için hayırlı olduğuna inanmak istiyorum.
Geriye kriz planına uygun biçimde zaruri transferleri yapmak(min gider veya takas ile) ve dua etmek kalıyor sanırım.
Ezcümle; ülkede ev geçindirmek de dahil, süreci yönetmek zorunda olan herkese sabır ve kolaylıklar diliyorum.