http://www.fourfourtwo.com.tr/2014/10/03/gandalf-llorisle-ofsayt-osman/bu önerdiğim müthiş analizi mutlaka okumanızı rica ediyorum
bakın bu satırlar çok dikkat çekici
Aylardır rezalet sahalarda top oynamaya çalışan Beşiktaşlı oyuncular için White Hart Lane’in halı gibi sahası, kendilerini güzel futbola davet eden bir kırmızı halı gibiydi. Ve bu kırmızı halının üstünde festival havasında bir oyun oynamalılardı. Öyle de oldu.
Arsenal’e tarihinin en zorlandığı Şampiyonlar Ligi ön eleme tecrübesini nasıl yaşattıysa Beşiktaş, ezeli rakibine de aynı tarifeyi uyguladı: Önde baskı! Hücumdan çok savunmadayken tehlikeli olan Slaven Bilic’in talebeleri, Mustafa Kemâl’in o ünlü savaş prensibini futbola yine çok iyi uyarladılar: “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır ve o satıh, bütün sahadır!”
Bu sath-ı müdafaanın generaliyse, zaten ismiyle İkinci Dünya Savaşı’ndaki Amerikan generallerini çağrıştıran Atiba Hutchinson olacaktı. Beşiktaş’ın Trinidad&Tobago asıllı Kanadalı generali, yaptığı 54 pasın yalnızca 3′ünde isabet kaydedemedi ve yüzde 94 pas yüzdesiyle gecenin bu daldaki en iyi oyuncusu oldu. Rakipten kaptığı 11 top da maçın en iyi top kapma sayısıydı. Bu 11 topun 6′sının rakip yarı alanda yapılan baskı esnasında kazanıldığının altını da çizelim.
Beşiktaş’ın, General Hutchinson’ın savunmada verdiği katkıyı hücumda da verebilecek bir komutana ihtiyacı vardı. Dün gece görüldü ki, onu da bulmuş. Adında Ernesto’nun olmasıyla Arjantinli bir komutanda aranacak özelliklerin yüzde 50′sine zaten sahip olan Sosa, belli ki geriye kalan özelliklere de fazlasıyla sahip: liderlik vasfı, oyun zekâsı, sakinliği ve çabuk karar verebilme yetisi… Geçen sene Atiba’dan sonra bu sene de Sosa’da çok ısrar eden Bilic’e teşekkürler!