Hulk, mandzukic filan deniyordu bir de, borca bak.
Çok sınırlı bir bütçe kullanarak 2-3 sene şampiyon olmadan bu borç kapanmaz. Şampiyon olunamayan senelerde ise hiç yoktan zarar edilmeyecek şekilde harcama yapılmaz ise daha da artar.
"Borç alalım şampiyon olalım risk olmadan kazanılmaz" gibi Nobel'e aday ekonomik önerileri olan kişiler artık bu kulüpte ayıplanacak, aşağılanacak ve hatta dışlanacak kişiler olmalıdır.
Transfer politikaları eleştirilebilir ancak bu eleştirilerin ölçülü, üstürüplü ve de en önemlisi kapsayıcı olması şarttır. Tek maça bile çıkmadan oyuncuları yerin dibine gömen, bir kaşık suda fırtına çıkarmaya çalışan kişiler bu kulüp için potansiyel tehlikedir. Anadolu'dan topçu alınmaz, o yıldıza 6 milyon verilir, son gün oyuncu transferi olmaz gibi haybeye sözler bu kulübün gerçekliğinden çok uzaktır.
Diğer kulüplerin şaşalı algılarına kapılıp sinirini bu kulüpten çıkaran insanlar çok net bir şekilde Beşiktaş tarftarı olmaya kabil değildir. O Mesut'u aldı, bu Falcao'yu aldı diye ağlayan insanlar her zaman tükürdüğünü yalamıştır. Bu tip insanlara "git₁ o kulübü tut" demekten başka hiçbir tavır bu kulübün taraftarını diğerlerinden farklı yapamaz. Beşiktaş Taraftarı olgusu bir anlam ifade edecekse yapıcı, mantıklı ve sabırlı bir yapıyla bu gerçekleşecektir. Bu taraftar profili iyi olduğu ölçüde Beşiktaş'ı yönetenler de iyi olacaktır.
Bu kulüp hedeflerini ve stratejisini iyi koymalıdır. Mesela kalabalık bir kitle içerisinde siyasi ve ekonomik desteğe sahip Milan ve İnter ikilisine karşı Juventus olabilmek bu kulübün kendisine örnek alıp gidebileceği en iyi rotadır. Milan ve İnter'e benzemeye çalışmak ise Roma olmak dışında başka hiçbir şey getirmez.
Ancak bu tip bir vizyon ortaya koyabilmek için önce düzlüğe çıkmış olmak gerekir. Bu yüzden palyatif çözümler 2-3 sene daha bu kulübün vazgeçilmezi olacaktır. Olmak da zorundadır.