Bu arada genel konuya istinaden,
FFP konusu bu sefer okkalı geliyor. Eskisi gibi esnek olmasına gerek kalmadı UEFA'nın, çünkü ŞL an aitibarı ile dünyanın en itibarlı turnuvası. Aynı NBA gibi. En iyi oyuncular bu ligde oynamak istiyor, iyi düzey oyuncular transfer olacağı takıma ŞL'ye gidecek mi? Gözü ile bakıyor. Tüm dünyada bi referasn verilirken "abi adam ŞL de kaç maç yaptı, mutlaka almak lazım" deniyor. Demba Ba ŞL çeyrek finalinde PSG'ye o golü atmasa idi Ba'nın marka değeri bu kadr yüksek olur muydu?
Kısaca artık atbaşı kulüpler değil, UEFA. Büyük kulüplerin rest çekip böyle bir organizasyon kurmasına da gerek yok, çünkü UEFA zaten her halükarda onları koruyor. Son 5 yıl son 16 ya kalan takımlara bakın, %80 aynı. Yani 16'ya kalan 13-14 takım hep aynı, işte kalan son 2 kontenjan için tüm kavga. GS nin iki yıl üst üste kalması, biraz bala da olsa büyük başarı.
Fener 2 sene Sneijder'in peşinden koştu ama GS sadece 2 haftada aldı. Hem de 8 milyon gibi sudan ucuz bi fiyata. Bunun sebebi, ŞL farkı. Başka bişey değil.
Tahminim bi 10 sene içinde ŞL NBA gibi elitler ligi olacak. Zaten FFP de SALARY CAP'in ön çalışması. SALARY CAP, kabaca kulüp ve oyuncular bazında transfer sınırlaması anlamına geliyor. Yani kulübe bir transfer limiti veriliyor ve o limit çerçevesinde denetlemeler yapılıyor. Fark şu: orada SALARY CAP limiti aşılınca inanılmaz vergiler biniyor. Yani öyle yüksek ki, takım zaman zaman "ya bu adam süper ama ben bunun kaşesini karşılayamam bu şartlarda" diyerek oyuncu almıyor veya elden çıkarıyor.
Öyle iken böyle.
Bu avrupadaki NBA özentiliğinden nefret ediyorum kendi adıma. NBA deki takımlar ticari işletmeler , kulüp olabilen taraftarı tarafından avrupadaki tarzda sevilen takım sayısı çok azdır , belki Boston Celtics , LA Lakers. Amerikada spora yaklaşım avrupadaki gibi değil. Avrupada olay temsiliyet üzerine kurulu , iyi olsun kötü olsun ama o şehir veya zümre v.s. neyse temsil edilsin. İlla başarılı olacan kupa kazanacan , büyüyüp dünya kulübü olacan bilmemne gibi motivasyonlardan önce gelir bu temsiliyet meselesi.
Mesela euroligi bu tarz bir statüye soktular , hiç ilgimi çekmeyen bir konuma geldi kendi adıma Avrupa basketbolu. Eskiden stefanel Milanolar , limoges lar ne bilim aek , aris , pek çok kulüp çok heyecanlı çekişmeli ortamlar vardı. Şimdi euroligden çek reali barçayı cska yı , kimse seyretmez. Real hırs yaptı 8 şamp. 9-10 a çıkarmaya , ondan yatırım yapıo gibi gelio , fenerin türkiye kupasını kasması gibi , yoksa onlar da bırakırlar peşini , ortalık maccabiyle yunanlara kalır.
Dolayısıyla , ki ben Platini'nin de böyle düşündüğüne eminim , şl ön eleme formatını değiştirmesinden belli(şampiyonlar şampiyonlarla eşleşiyor , böylece ludogorets , nordsjalend v.s. katılabiliyor) NBA tarzı gibi bir şey değil , temsiliyete önem veriliyor UEFA tarafından. Ama tabi ffp konusu , lisanslama konusu , kulüplerin sağlıklı ve sürdürülebilir mali yapıya ulaşması için elzem bir konu , onun da farkında oldukları için çok üstünde duruyorlar.