Beşiktaş JK Futbol Takımı 2014/15 Sezonu »

[Çağrı]

ama dediğimin de arkasındayım yalnız. gene de sizi kırdıysam özür dilerim...

ancak demirören döneminden beri çarşı çarşılığını yitirmişti. ha ben çarşıya kaka pis demiyorum ama bjkye zarar veren en çok çarşı, karagümrük vs.

Zarar veren çarşının içindeki yiyici kısım dersen sonuna kadar katılırım.

Gözümle gördüğüm şeyler de var. Karagümrük de aynı şekilde. Ama bu tarz insanlar her yerde var. Çarşı üzerinden gidilmemeli.

En basiti bu forumda bile çıktı 3-4 tane. Yani belli bayrak altında toplanması şart değil her yerdeler.

[Necmi]

ama dediğimin de arkasındayım yalnız. gene de sizi kırdıysam özür dilerim...

ancak demirören döneminden beri çarşı çarşılığını yitirmişti. ha ben çarşıya kaka pis demiyorum ama bjkye zarar veren en çok çarşı, karagümrük vs.

Bak kardeşim olay kırma kırılma olayı değil her Beşiktaşlı kardeşimizin fikri bizim için değerlidir ama saygı çerçevesinde olmalı benim anlatmak istediğim burda insanlar dinlenir ama üslubunu iyi ayarlamalı insanlar sizi okurken rahatsız olmamalı fikirlerinize katılmayabilirler ama rahatsız edici bir üslup kullanmazsanız sizinle saygı ortamında tartışırlar fikirlerinizi ciddiye alırlar karşı fikirlerini sunarlar Beşiktaş hepimiz için değerli senin fikirlerine katılmasamda bunun tersini düşünemem

[Çağrı]

o zaman biliçi eleştirenlerin yazıları neden engellenmiyor da benim taraftar hakkındaki yazılarım engelleniyor. o zaman bu forumda ayrımcılık söz konusu...

Taraftar üzerine yapılan tartışmaları ben engellemedim hiçbir zaman izin verdim.

Bilic de Orman için de.

Ama en ufak sivri kelime görürsem yorumu sildim ve uyardım daha düzgün uslüple yazın diye.

Çoğu yorumu görmüyorsunuz bile yazıldığı anda siliniyor denk geldiğimde. Adam kendi teknik direktörüne gerizekalı diyor, diyemez.

Başkanına vizyonsuz ezik vs yazıyor yazamaz. Çıkıp eleştirir neden böyle düşündüğünü anlatır uslübü de düzgünse sonuna kadar yazabilir hiç problem değil.

Ama Bilic'in oturduğu yerde Şeref Bey, Orman'ın oturduğu yerde Seba oturdu. O makamlara kimse ileri geri konuşamaz.

[Necmi]

o zaman biliçi eleştirenlerin yazıları neden engellenmiyor da benim taraftar hakkındaki yazılarım engelleniyor. o zaman bu forumda ayrımcılık söz konusu...

eğer eleştiride hakaret varsa engelleniyor uyarı alıyor ama teknik konularda eleştirmek en doğal haktır taraftar konusuda öyle bir gurubu hedef alırsan tanımadığın bir sürü insana hakaret etmiş olursun yanlış olur o yüzden yapılmamalı yoksa kişi üzerinden bildiğin bir şey vardır kanıtlı ispatlı koyarsın ortaya kimsede bir şey demez hatta alkışlarız bunu ama dedikoduyla kişilere çamur atılmaz sırf konuşmak için ben sana şöylesin böylesin desem ne dersin ispatla dersin değilmi ama burda laf söylediğin insanların ispatla deme şansı yok sadece arkalarından konuşmuş olursun buda yanlıştır her konu kendi platformunda konuşulur çarşıyı eleştiriyorsan gider forzada yaparsın burası forza değil ama tribündeki Beşiktaş taraftarını eleştireceksen burda yaparsın yani hedef göstermek burda yanlış

[Hicks]

şu hakemi yeneceksin lafını gördüm. bi gülme geldi bende, sağol hiç bu kadar gülmemiştim. ne mutlu sana 

samsun maçında hakemi yendik mi hayır...

geçen sezon fener maçında hakemi yendik mi, hayır...

2  sezon önce gs maçında hakemi yendik mi, hayır...

geçen sezon şampiyonlar liginden ettiren konyaspor maçında hakemi yendik mi, hayır...

bu sezon fener maçında hakemi yendik mi, hayır...

bu sezon rize maçında hakemi yendik mi, hayır...

neyse uzatmayayım, zaten boş zamanım yok... öyleyse; hakemi de yeneceksin lafına son verelim...

ayrıca daha da cesur hocalar, şu an ingilterenin, ispanyanın büyük kulüpleriyle çalışıyorlar, ha sergen desen kendisinde zerre taktik yok...

biliç şu an bizim için çölde vahadır. o gitsin bu gelsinlerle toplam 12 yıl şampiyon olamadık... o zaman geçeceksiniz bunları arkadaşım.

Neye son verip son vermeyeceğimi sana mı soracağım? Gülme gelmiş, geçecekmişim... Önce şu üslubunu düzeltip saygılı olacaksın, boş zamanın yoksa boş boş konuşmayacaksın... Sen önce bir kendine gel, sonra fikirler, düşünceler, görüşler tartışılır...

[Erdem Çözer]

Lucescu konusunda bi şeyi hatırlatmadan geçemeyeceğim.. ilk senesinde tamamen kapanan 1 gol atıp kazanmaya çalışan bir takım vardır ve korkaklıkla suçlandı.. hatta deli İbrahim'in sağ ayağıyla attığı golle kazandığımız bir GS maçı vardır, o kadar ezik oynadığımız bir derbi hatırlamam..

Ama ilk senenin sonlarından itibaren ikinci senesinde kafasındaki oyun ve takım oturdu.. çoğu arkadaş ikinci seneyi hatırlıyor sanırım.. o sene gerçekten mükemmel oynayan, baskılı ve her maça favori çıkan bir Beşiktaş vardı.. zaten ilk devre 11 puan fark atmıştık.. ama sonra malum aziz oyunları, samsun rezaleti ve sonrasında liderliği kaybedene kadar verilmeyen goller, fb'ye verilen ofsayt goller vs..

hiç unutmuyorum cezalı olduğumuz için İzmit'te oynadığımız İstanbulspor maçı vardı (staddaydım hatta çekirdekçi tayfayla baya bi atışmıştık).. o maçta liderlik gitti ve sonra hakem hataları bıçak gibi kesildi.. bir de Şansal'ın devre arası "11 puan fark kapanabilir ama bu Beşiktaş nasıl puan kaybedecek" dediğini bugün gibi hatırlıyorum..

sözün özü.. Bilic'i bi kendi sahası olduğunda izleyelim.. bu takım Konya gibi taraftarıyla buluştuğu zaman Trabzon'u 3'ledi.. pozisyona girmeyi bırak şut çekemediler.. Ankara'daki maçlarda da tempo ve oyun ortada.. ayrıca gs ve fb'nin deplasmandaki oyunlarına da bir bakın

bence Bilic bu şansı fazlasıyla hakediyor..

[Serhat Akkaya]

Lucescu konusunda bi şeyi hatırlatmadan geçemeyeceğim.. ilk senesinde tamamen kapanan 1 gol atıp kazanmaya çalışan bir takım vardır ve korkaklıkla suçlandı.. hatta deli İbrahim'in sağ ayağıyla attığı golle kazandığımız bir GS maçı vardır, o kadar ezik oynadığımız bir derbi hatırlamam..

Ama ilk senenin sonlarından itibaren ikinci senesinde kafasındaki oyun ve takım oturdu.. çoğu arkadaş ikinci seneyi hatırlıyor sanırım.. o sene gerçekten mükemmel oynayan, baskılı ve her maça favori çıkan bir Beşiktaş vardı.. zaten ilk devre 11 puan fark atmıştık.. ama sonra malum aziz oyunları, samsun rezaleti ve sonrasında liderliği kaybedene kadar verilmeyen goller, fb'ye verilen ofsayt goller vs..

hiç unutmuyorum cezalı olduğumuz için İzmit'te oynadığımız İstanbulspor maçı vardı (staddaydım hatta çekirdekçi tayfayla baya bi atışmıştık).. o maçta liderlik gitti ve sonra hakem hataları bıçak gibi kesildi.. bir de Şansal'ın devre arası "11 puan fark kapanabilir ama bu Beşiktaş nasıl puan kaybedecek" dediğini bugün gibi hatırlıyorum..

sözün özü.. Bilic'i bi kendi sahası olduğunda izleyelim.. bu takım Konya gibi taraftarıyla buluştuğu zaman Trabzon'u 3'ledi.. pozisyona girmeyi bırak şut çekemediler.. Ankara'daki maçlarda da tempo ve oyun ortada.. ayrıca gs ve fb'nin deplasmandaki oyunlarına da bir bakın

bence Bilic bu şansı fazlasıyla hakediyor..

Vodafone Arena'da ben de bir sezon şans verilmesi görüşündeyim ama daha önce dediğim gibi bu sene şampiyon olamazsa yönetim çok yüksek ihtimal anlaşmayacak kendisiyle. Hem Fikret Orman hem Ahmet Nur Çebi bunu sık sık dile getiriyor.

[Erdem Çözer]

Vodafone Arena'da ben de bir sezon şans verilmesi görüşündeyim ama daha önce dediğim gibi bu sene şampiyon olamazsa yönetim çok yüksek ihtimal anlaşmayacak kendisiyle. Hem Fikret Orman hem Ahmet Nur Çebi bunu sık sık dile getiriyor.

Benzer sözler geçen sene de söyleniyordu.. ben önemli olanın yarıştan kopmamak olduğunu düşünüyorum

[Hicks]

Bilic her ne olursa olsun yeni stadımızla en azından ilk senesini geçirmeyi hak ediyor. İki senedir evinde maç yapmayan bir takımı yarışın içinde tutmak kolay iş değil. Birilerinin stadı yokken ne hallere düştüğünü gördük yakın tarihte ve yeni stad ile neler olduğunu da gördük. Bilic hatalarından ders çıkartan bir adam, her şeyin farkında olduğunu ve seneye daha farklı bir şekilde karşımıza çıkabileceğini ön görmek zor değil. Her ne olursa olsun bu sene için de kredisi olmalı ama seneye bu takımı yeni stadında da şampiyon yapamazsa gider, zaten kendi durmaz, olmayınca olmuyordur, 3 sene planlama ve uygulama için gayet yeterli bir zaman, mazareti olamaz yani seneye lig bittiğinde... 10 sene, 20 sene kalsın demek de realist bir yaklaşım değil bu bağlamda.

[Erdem Çözer]

Bilic her ne olursa olsun yeni stadımızla en azından ilk senesini geçirmeyi hak ediyor. İki senedir evinde maç yapmayan bir takımı yarışın içinde tutmak kolay iş değil. Birilerinin stadı yokken ne hallere düştüğünü gördük yakın tarihte ve yeni stad ile neler olduğunu da gördük. Bilic hatalarından ders çıkartan bir adam, her şeyin farkında olduğunu ve seneye daha farklı bir şekilde karşımıza çıkabileceğini ön görmek zor değil. Her ne olursa olsun bu sene için de kredisi olmalı ama seneye bu takımı yeni stadında da şampiyon yapamazsa gider, zaten kendi durmaz, olmayınca olmuyordur, 3 sene planlama ve uygulama için gayet yeterli bir zaman, mazareti olamaz yani seneye lig bittiğinde... 10 sene, 20 sene kalsın demek de realist bir yaklaşım değil bu bağlamda.

Şunu da unutmamak lazım Bilic çok yeni bir teknik direktör sayılır.. Geçen sene hem Türkiye Ligi hem de büyük takım çalıştırmak açısından çok tecrübesizdi ve dediğin gibi buna rağmen takımı stadsız yarışta tutmayı başardı.. Bu sene iyice pişti.. Seneye çok daha iyi olacaktır.. Şu anda kadro yetersizliği nedeniyle istediği bir çok şeyi de yapamadığını düşünüyorum.. Gelecek sene büyük aksilikler olmazsa şampiyon olacaktır zaten ama bence her durumda yıllarca kalmalı.. tabi oyunun gelişmesi şartıyla..

Çok klişe biliyorum ama çokta güzel bir örnektir.. Alex Ferguson'un ilk yıllarına bakın.. eminim M.United taraftarı da o yıllarda Ferguson'u yerden yere vuruyordu.. Zeki, çalışkan, kendini geliştiren ve kulübü sahiplenmiş bir teknik direktör bulmuşken kolay kolay vazgeçmemek gerekir..

Ama işte daha hiç bi şey yapmamış Sergen'i bile ilk fırsatta alternatif olarak konuşabiliyorken bu dediklerim çok zor tabi.

[Serhat Akkaya]

Şunu da unutmamak lazım Bilic çok yeni bir teknik direktör sayılır.. Geçen sene hem Türkiye Ligi hem de büyük takım çalıştırmak açısından çok tecrübesizdi ve dediğin gibi buna rağmen takımı stadsız yarışta tutmayı başardı.. Bu sene iyice pişti.. Seneye çok daha iyi olacaktır.. Şu anda kadro yetersizliği nedeniyle istediği bir çok şeyi de yapamadığını düşünüyorum.. Gelecek sene büyük aksilikler olmazsa şampiyon olacaktır zaten ama bence her durumda yıllarca kalmalı.. tabi oyunun gelişmesi şartıyla..

Çok klişe biliyorum ama çokta güzel bir örnektir.. Alex Ferguson'un ilk yıllarına bakın.. eminim M.United taraftarı da o yıllarda Ferguson'u yerden yere vuruyordu.. Zeki, çalışkan, kendini geliştiren ve kulübü sahiplenmiş bir teknik direktör bulmuşken kolay kolay vazgeçmemek gerekir..

Ama işte daha hiç bi şey yapmamış Sergen'i bile ilk fırsatta alternatif olarak konuşabiliyorken bu dediklerim çok zor tabi.

Ferguson çok doğru bir örnek değil Man Utd a gelmeden önce Aberdeen ile İskoçya ligini domine ediyordu. 1 Uefa Kupası ve 1 Uefa Süper Kupa şampiyonluğu var. Man Utd'a geldiği dönemlerde zaten kulüp büyük bir çöküşteydi ve adım adım zirveye tırmandılar. Bazı noktalar benzerlik gösteriyor ama Man Utd'a gelmeden öncede kendini ispatlamış bir teknik direktördü Sir.

[Erdem Çözer]

Ferguson çok doğru bir örnek değil Man Utd a gelmeden önce Aberdeen ile İskoçya ligini domine ediyordu. 1 Uefa Kupası ve 1 Uefa Süper Kupa şampiyonluğu var. Man Utd'a geldiği dönemlerde zaten kulüp büyük bir çöküşteydi ve adım adım zirveye tırmandılar. Bazı noktalar benzerlik gösteriyor ama Man Utd'a gelmeden öncede kendini ispatlamış bir teknik direktördü Sir.

Haklısın ama buna rağmen ilk yıllarındaki durum ortada ve biz de Bilic geldiğinde pek çıkışta sayılmazdık

[Serhat Akkaya]

Haklısın ama buna rağmen ilk yıllarındaki durum ortada ve biz de Bilic geldiğinde pek çıkışta sayılmazdık

Gordon Milne daha doğru bir örnek olabilirdi aslında Ben ısrarla özkaynak düzenine dönülmesinde  ısrarcıyım ve sadece tamamlayıcı parçaların eklenmesi görüşündeyim. Bu kaynak ve kapasite mevcut ama tabi o sabır camiada ve taraftarda mevcut mu ondan emin değilim

[panic13]

Günaydın arkadaşlar,

Bence Beşiktaş'ın önündeki en büyük handikap başarıya açlığımız. 2008-2009'da kazandığımız 2 kupadan sonra hatırladığım kadarı ile 1 defa Türkiye Kupası alabildik. E maalesef taraftar profili değişti, futbol artık çok fazla göz önünde. Transferler daha kolay, "Türkiye'de ne işi var?" diyeceğimiz adamlar bile ligimizde top koşturacak durumda. Özellikle son 5 yılda FB ve GS hem pazarlama hem başarı konusunda bizi geçtiler. Bu çok uzun bir yazı gerektiriyor, konuyu bağlamak için çok kısa bi grizgah yaptım.

Özellikle son 1 yılda işler değişti. Biz uçuşa geçiyoruz, pistte hız alıyoruz. Gerek sponsor başarımız olsun, gerek yeni stad inşaatımız olsun, gerek takımımızın başarısı ve sempatikliği olsun geçen senelere göre kıyas kabul etmeyecek kadar iyi durumdayız.

İşin sportif başarı kısmı biraz netameli. Takım son 2 yıldır beklenenden daha başarılı olduğu için haklı olarak beklentiler yükseldi, eleştiri çıtası düştü. Bu sebeple ev sahibi avantajının nasıl bir şey olduğunu unutmuş durumdayız. şimdi aşağıda bi tablo paylaşacağım;

- 2008/2009 Ş: BJK İç saha G: 12 B: 3 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 21
- 2009/2010 Ş: Bursa İç saha G: 14 B: 1 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 23
- 2010/2011 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasman G: 12 Toplam G: 26
- 2011/2012 Ş: GS İç saha G: 13 B: 3 M: 1 Deplasman G: 10 Toplam G: 23
- 2012/2013 Ş: GS İç saha G: 13 B: 2 M: 2 Deplasman G: 8 Toplam G: 21
- 2013/2014 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasma G: 9 Toplam G: 23
- 2014/2015 Lider BJK İç saha G: 5 B: 2 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 14

Bakın FB'nin şike ile şampiyon olduğu yıl hariç (ki o deplasman galibiyetlerinin nasıl alındığı açıkça ortada), deplasmanda LİG BOYUNCA ortalama 9 G alınmış. Biz 19. hafta itibarı ile 9 G almışız. Yani bundan sonra deplasmanda 1 G dahi almayıp evimizdeki maçların tamamını kazansak yine şampiyon olma ihtimalimiz var.

Şampiyon olan takımların TAMAMI, yıl boyunca ortalama 14 G ve 1 M 2 B alarak şampiyon olmuş evlerinde. Yani sade 3 maçta puan kaybedilmiş evde. Biz daha ligin ilk yarısında mağlubiyet ve beraberlik sayılarına ulaştık. Tüm iç saha maçlarını kazansak dahi galibiyet sayımız 13 olacak. Tablonun vahametini, evsizliğin vahametini anlayın. Şunu diyeyim, şampiyon olu isek, deplasman galibiyet sayısı, iç saha galibiyet sayısından fazla olacak gibi duruyor. Dünya futbol tarihinde böyle bişey var mı? Bakmak lazım.

Her durum, kendi şartları içinde değerlendirilir. İçende bulunduğumuz şartları FB ve GS ile karşılaştırmak, yapılacak en büyük yanlışımız olacaktır.

Bilic, tartışmasız başarılıdır.çoğu mevkide rakiplerine göre daha tecrübesiz ve daha az kaliteli oyuncularla, rakiplerinin yarı bütçesi, kulisi, taraftarı, medyası, TFF'si ve en önemlisi ev sahibi avantajı olmadan yapabileceğinin maksimumunu yapmıştır. Ve bunu genelde herkesin takdir ettiği göze hoş gelen futbol ile yapmıştır. Hataları var mıdır? Tabii ki vardır, biz bunları daha önceki yorumlarımızda yazdık. Tekrar etmenin anlamı yok. Tek derdim şu, yapılan işin büyüklüğünü anlamadan yorum yapmamakda fayda var. bunu yöneticiler dahi anlamıyorsa, onlar da hatalıdır. Bir örnek vereyim, uğraştığımız şeyi anlayın: Töre, Bülent Korkmaz'a "Fuck Off" dedi ve derbiden önce 3 maç ceza. Sadece 1 hafta sonra aynısını Emre B. Bilic'e yaptı, adam bırak ceza almayı "hehe ne olcak ya, Emre işte, mahallenin delisi hehe" dediler. Bunlarla uğraşıyoruz.

Benim açımdan soru şu: Bilic gönderilir mi? Tabii ki, futbolda herşey olur. Ama bu sistemi kuran, sistemden maksimum verim alan, binbir türlü sorunla uğraşan adamı yollayıp açıkça sistemimizi geliştirecek daha iyisi alınmazsa, veya gelen adamın Biliç'ten daha iyi olduğuna ikna olmazsam yıkarım o kulübü. Çok net. Beşiktaşlı olmak, sineye çekmek yapılan veya yapılacak bariz hataları koşulsuz alkışlamak değildir. Bizim temel amacımız kulübümüzün çıkarlarını korumaktır.

Ne olursa olsun, NE OLURSA OLSUN,tüm yapılanlardan sonra Bilic kendi isteği ile ayrılmazsa, yeni stadımızda en az bir yıl çalışmayı hak etmektedir.

[Erdem Çözer]

Gordon Milne daha doğru bir örnek olabilirdi aslında Ben ısrarla özkaynak düzenine dönülmesinde  ısrarcıyım ve sadece tamamlayıcı parçaların eklenmesi görüşündeyim. Bu kaynak ve kapasite mevcut ama tabi o sabır camiada ve taraftarda mevcut mu ondan emin değilim

Gordon'u tutan da Seba'ydı camia değil.. Çok büyük aksilikler olupta çok geride kalmazsak Fikret Orman'da Bilic'i tutacaktır..

[Erdem Çözer]

"Bilic, tartışmasız başarılıdır.çoğu mevkide rakiplerine göre daha tecrübesiz ve daha az kaliteli oyuncularla, rakiplerinin yarı bütçesi, kulisi, taraftarı, medyası, TFF'si ve en önemlisi ev sahibi avantajı olmadan yapabileceğinin maksimumunu yapmıştır. Ve bunu genelde herkesin takdir ettiği göze hoş gelen futbol ile yapmıştır. Hataları var mıdır? Tabii ki vardır, biz bunları daha önceki yorumlarımızda yazdık. Tekrar etmenin anlamı yok. Tek derdim şu, yapılan işin büyüklüğünü anlamadan yorum yapmamakda fayda var. bunu yöneticiler dahi anlamıyorsa, onlar da hatalıdır."

aynen @panic13

[BavyeraKartali]

Günaydın arkadaşlar,

Bence Beşiktaş'ın önündeki en büyük handikap başarıya açlığımız. 2008-2009'da kazandığımız 2 kupadan sonra hatırladığım kadarı ile 1 defa Türkiye Kupası alabildik. E maalesef taraftar profili değişti, futbol artık çok fazla göz önünde. Transferler daha kolay, "Türkiye'de ne işi var?" diyeceğimiz adamlar bile ligimizde top koşturacak durumda. Özellikle son 5 yılda FB ve GS hem pazarlama hem başarı konusunda bizi geçtiler. Bu çok uzun bir yazı gerektiriyor, konu :yu bağlamak için çok kısa bi grizgah yaptım.

Özellikle son 1 yılda işler değişti. Biz uçuşa geçiyoruz, pistte hız alıyoruz. Gerek sponsor başarımız olsun, gerek yeni stad inşaatımız olsun, gerek takımımızın başarısı ve sempatikliği olsun geçen senelere göre kıyas kabul etmeyecek kadar iyi durumdayız.

İşin sportif başarı kısmı biraz netameli. Takım son 2 yıldır beklenenden daha başarılı olduğu için haklı olarak beklentiler yükseldi, eleştiri çıtası düştü. Bu sebeple ev sahibi avantajının nasıl bir şey olduğunu unutmuş durumdayız. şimdi aşağıda bi tablo paylaşacağım;

- 2008/2009 Ş: BJK İç saha G: 12 B: 3 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 21
- 2009/2010 Ş: Bursa İç saha G: 14 B: 1 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 23
- 2010/2011 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasman G: 12 Toplam G: 26
- 2011/2012 Ş: GS İç saha G: 13 B: 3 M: 1 Deplasman G: 10 Toplam G: 23
- 2012/2013 Ş: GS İç saha G: 13 B: 2 M: 2 Deplasman G: 8 Toplam G: 21
- 2013/2014 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasma G: 9 Toplam G: 23
- 2014/2015 Lider BJK İç saha G: 5 B: 2 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 14

Bakın FB'nin şike ile şampiyon olduğu yıl hariç (ki o deplasman galibiyetlerinin nasıl alındığı açıkça ortada), deplasmanda LİG BOYUNCA ortalama 9 G alınmış. Biz 19. hafta itibarı ile 9 G almışız. Yani bundan sonra deplasmanda 1 G dahi almayıp evimizdeki maçların tamamını kazansak yine şampiyon olma ihtimalimiz var.

Şampiyon olan takımların TAMAMI, yıl boyunca ortalama 14 G ve 1 M 2 B alarak şampiyon olmuş evlerinde. Yani sade 3 maçta puan kaybedilmiş evde. Biz daha ligin ilk yarısında mağlubiyet ve beraberlik sayılarına ulaştık. Tüm iç saha maçlarını kazansak dahi galibiyet sayımız 13 olacak. Tablonun vahametini, evsizliğin vahametini anlayın. Şunu diyeyim, şampiyon olu isek, deplasman galibiyet sayısı, iç saha galibiyet sayısından fazla olacak gibi duruyor. Dünya futbol tarihinde böyle bişey var mı? Bakmak lazım.

Her durum, kendi şartları içinde değerlendirilir. İçende bulunduğumuz şartları FB ve GS ile karşılaştırmak, yapılacak en büyük yanlışımız olacaktır.

Bilic, tartışmasız başarılıdır.çoğu mevkide rakiplerine göre daha tecrübesiz ve daha az kaliteli oyuncularla, rakiplerinin yarı bütçesi, kulisi, taraftarı, medyası, TFF'si ve en önemlisi ev sahibi avantajı olmadan yapabileceğinin maksimumunu yapmıştır. Ve bunu genelde herkesin takdir ettiği göze hoş gelen futbol ile yapmıştır. Hataları var mıdır? Tabii ki vardır, biz bunları daha önceki yorumlarımızda yazdık. Tekrar etmenin anlamı yok. Tek derdim şu, yapılan işin büyüklüğünü anlamadan yorum yapmamakda fayda var. bunu yöneticiler dahi anlamıyorsa, onlar da hatalıdır. Bir örnek vereyim, uğraştığımız şeyi anlayın: Töre, Bülent Korkmaz'a "Fuck Off" dedi ve derbiden önce 3 maç ceza. Sadece 1 hafta sonra aynısını Emre B. Bilic'e yaptı, adam bırak ceza almayı "hehe ne olcak ya, Emre işte, mahallenin delisi hehe" dediler. Bunlarla uğraşıyoruz.

Benim açımdan soru şu: Bilic gönderilir mi? Tabii ki, futbolda herşey olur. Ama bu sistemi kuran, sistemden maksimum verim alan, binbir türlü sorunla uğraşan adamı yollayıp açıkça sistemimizi geliştirecek daha iyisi alınmazsa, veya gelen adamın Biliç'ten daha iyi olduğuna ikna olmazsam yıkarım o kulübü. Çok net. Beşiktaşlı olmak, sineye çekmek yapılan veya yapılacak bariz hataları koşulsuz alkışlamak değildir. Bizim temel amacımız kulübümüzün çıkarlarını korumaktır.

Ne olursa olsun, NE OLURSA OLSUN,tüm yapılanlardan sonra Bilic kendi isteği ile ayrılmazsa, yeni stadımızda en az bir yıl çalışmayı hak etmektedir.

[Çağrı]

Günaydın arkadaşlar,

Bence Beşiktaş'ın önündeki en büyük handikap başarıya açlığımız. 2008-2009'da kazandığımız 2 kupadan sonra hatırladığım kadarı ile 1 defa Türkiye Kupası alabildik. E maalesef taraftar profili değişti, futbol artık çok fazla göz önünde. Transferler daha kolay, "Türkiye'de ne işi var?" diyeceğimiz adamlar bile ligimizde top koşturacak durumda. Özellikle son 5 yılda FB ve GS hem pazarlama hem başarı konusunda bizi geçtiler. Bu çok uzun bir yazı gerektiriyor, konuyu bağlamak için çok kısa bi grizgah yaptım.

Özellikle son 1 yılda işler değişti. Biz uçuşa geçiyoruz, pistte hız alıyoruz. Gerek sponsor başarımız olsun, gerek yeni stad inşaatımız olsun, gerek takımımızın başarısı ve sempatikliği olsun geçen senelere göre kıyas kabul etmeyecek kadar iyi durumdayız.

İşin sportif başarı kısmı biraz netameli. Takım son 2 yıldır beklenenden daha başarılı olduğu için haklı olarak beklentiler yükseldi, eleştiri çıtası düştü. Bu sebeple ev sahibi avantajının nasıl bir şey olduğunu unutmuş durumdayız. şimdi aşağıda bi tablo paylaşacağım;

- 2008/2009 Ş: BJK İç saha G: 12 B: 3 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 21
- 2009/2010 Ş: Bursa İç saha G: 14 B: 1 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 23
- 2010/2011 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasman G: 12 Toplam G: 26
- 2011/2012 Ş: GS İç saha G: 13 B: 3 M: 1 Deplasman G: 10 Toplam G: 23
- 2012/2013 Ş: GS İç saha G: 13 B: 2 M: 2 Deplasman G: 8 Toplam G: 21
- 2013/2014 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasma G: 9 Toplam G: 23
- 2014/2015 Lider BJK İç saha G: 5 B: 2 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 14

Bakın FB'nin şike ile şampiyon olduğu yıl hariç (ki o deplasman galibiyetlerinin nasıl alındığı açıkça ortada), deplasmanda LİG BOYUNCA ortalama 9 G alınmış. Biz 19. hafta itibarı ile 9 G almışız. Yani bundan sonra deplasmanda 1 G dahi almayıp evimizdeki maçların tamamını kazansak yine şampiyon olma ihtimalimiz var.

Şampiyon olan takımların TAMAMI, yıl boyunca ortalama 14 G ve 1 M 2 B alarak şampiyon olmuş evlerinde. Yani sade 3 maçta puan kaybedilmiş evde. Biz daha ligin ilk yarısında mağlubiyet ve beraberlik sayılarına ulaştık. Tüm iç saha maçlarını kazansak dahi galibiyet sayımız 13 olacak. Tablonun vahametini, evsizliğin vahametini anlayın. Şunu diyeyim, şampiyon olu isek, deplasman galibiyet sayısı, iç saha galibiyet sayısından fazla olacak gibi duruyor. Dünya futbol tarihinde böyle bişey var mı? Bakmak lazım.

Her durum, kendi şartları içinde değerlendirilir. İçende bulunduğumuz şartları FB ve GS ile karşılaştırmak, yapılacak en büyük yanlışımız olacaktır.

Bilic, tartışmasız başarılıdır.çoğu mevkide rakiplerine göre daha tecrübesiz ve daha az kaliteli oyuncularla, rakiplerinin yarı bütçesi, kulisi, taraftarı, medyası, TFF'si ve en önemlisi ev sahibi avantajı olmadan yapabileceğinin maksimumunu yapmıştır. Ve bunu genelde herkesin takdir ettiği göze hoş gelen futbol ile yapmıştır. Hataları var mıdır? Tabii ki vardır, biz bunları daha önceki yorumlarımızda yazdık. Tekrar etmenin anlamı yok. Tek derdim şu, yapılan işin büyüklüğünü anlamadan yorum yapmamakda fayda var. bunu yöneticiler dahi anlamıyorsa, onlar da hatalıdır. Bir örnek vereyim, uğraştığımız şeyi anlayın: Töre, Bülent Korkmaz'a "Fuck Off" dedi ve derbiden önce 3 maç ceza. Sadece 1 hafta sonra aynısını Emre B. Bilic'e yaptı, adam bırak ceza almayı "hehe ne olcak ya, Emre işte, mahallenin delisi hehe" dediler. Bunlarla uğraşıyoruz.

Benim açımdan soru şu: Bilic gönderilir mi? Tabii ki, futbolda herşey olur. Ama bu sistemi kuran, sistemden maksimum verim alan, binbir türlü sorunla uğraşan adamı yollayıp açıkça sistemimizi geliştirecek daha iyisi alınmazsa, veya gelen adamın Biliç'ten daha iyi olduğuna ikna olmazsam yıkarım o kulübü. Çok net. Beşiktaşlı olmak, sineye çekmek yapılan veya yapılacak bariz hataları koşulsuz alkışlamak değildir. Bizim temel amacımız kulübümüzün çıkarlarını korumaktır.

Ne olursa olsun, NE OLURSA OLSUN,tüm yapılanlardan sonra Bilic kendi isteği ile ayrılmazsa, yeni stadımızda en az bir yıl çalışmayı hak etmektedir.

Okunmalıdır.

[Doğukan E.]

Günaydın arkadaşlar,

Bence Beşiktaş'ın önündeki en büyük handikap başarıya açlığımız. 2008-2009'da kazandığımız 2 kupadan sonra hatırladığım kadarı ile 1 defa Türkiye Kupası alabildik. E maalesef taraftar profili değişti, futbol artık çok fazla göz önünde. Transferler daha kolay, "Türkiye'de ne işi var?" diyeceğimiz adamlar bile ligimizde top koşturacak durumda. Özellikle son 5 yılda FB ve GS hem pazarlama hem başarı konusunda bizi geçtiler. Bu çok uzun bir yazı gerektiriyor, konuyu bağlamak için çok kısa bi grizgah yaptım.

Özellikle son 1 yılda işler değişti. Biz uçuşa geçiyoruz, pistte hız alıyoruz. Gerek sponsor başarımız olsun, gerek yeni stad inşaatımız olsun, gerek takımımızın başarısı ve sempatikliği olsun geçen senelere göre kıyas kabul etmeyecek kadar iyi durumdayız.

İşin sportif başarı kısmı biraz netameli. Takım son 2 yıldır beklenenden daha başarılı olduğu için haklı olarak beklentiler yükseldi, eleştiri çıtası düştü. Bu sebeple ev sahibi avantajının nasıl bir şey olduğunu unutmuş durumdayız. şimdi aşağıda bi tablo paylaşacağım;

- 2008/2009 Ş: BJK İç saha G: 12 B: 3 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 21
- 2009/2010 Ş: Bursa İç saha G: 14 B: 1 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 23
- 2010/2011 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasman G: 12 Toplam G: 26
- 2011/2012 Ş: GS İç saha G: 13 B: 3 M: 1 Deplasman G: 10 Toplam G: 23
- 2012/2013 Ş: GS İç saha G: 13 B: 2 M: 2 Deplasman G: 8 Toplam G: 21
- 2013/2014 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasma G: 9 Toplam G: 23
- 2014/2015 Lider BJK İç saha G: 5 B: 2 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 14

Bakın FB'nin şike ile şampiyon olduğu yıl hariç (ki o deplasman galibiyetlerinin nasıl alındığı açıkça ortada), deplasmanda LİG BOYUNCA ortalama 9 G alınmış. Biz 19. hafta itibarı ile 9 G almışız. Yani bundan sonra deplasmanda 1 G dahi almayıp evimizdeki maçların tamamını kazansak yine şampiyon olma ihtimalimiz var.

Şampiyon olan takımların TAMAMI, yıl boyunca ortalama 14 G ve 1 M 2 B alarak şampiyon olmuş evlerinde. Yani sade 3 maçta puan kaybedilmiş evde. Biz daha ligin ilk yarısında mağlubiyet ve beraberlik sayılarına ulaştık. Tüm iç saha maçlarını kazansak dahi galibiyet sayımız 13 olacak. Tablonun vahametini, evsizliğin vahametini anlayın. Şunu diyeyim, şampiyon olu isek, deplasman galibiyet sayısı, iç saha galibiyet sayısından fazla olacak gibi duruyor. Dünya futbol tarihinde böyle bişey var mı? Bakmak lazım.

Her durum, kendi şartları içinde değerlendirilir. İçende bulunduğumuz şartları FB ve GS ile karşılaştırmak, yapılacak en büyük yanlışımız olacaktır.

Bilic, tartışmasız başarılıdır.çoğu mevkide rakiplerine göre daha tecrübesiz ve daha az kaliteli oyuncularla, rakiplerinin yarı bütçesi, kulisi, taraftarı, medyası, TFF'si ve en önemlisi ev sahibi avantajı olmadan yapabileceğinin maksimumunu yapmıştır. Ve bunu genelde herkesin takdir ettiği göze hoş gelen futbol ile yapmıştır. Hataları var mıdır? Tabii ki vardır, biz bunları daha önceki yorumlarımızda yazdık. Tekrar etmenin anlamı yok. Tek derdim şu, yapılan işin büyüklüğünü anlamadan yorum yapmamakda fayda var. bunu yöneticiler dahi anlamıyorsa, onlar da hatalıdır. Bir örnek vereyim, uğraştığımız şeyi anlayın: Töre, Bülent Korkmaz'a "Fuck Off" dedi ve derbiden önce 3 maç ceza. Sadece 1 hafta sonra aynısını Emre B. Bilic'e yaptı, adam bırak ceza almayı "hehe ne olcak ya, Emre işte, mahallenin delisi hehe" dediler. Bunlarla uğraşıyoruz.

Benim açımdan soru şu: Bilic gönderilir mi? Tabii ki, futbolda herşey olur. Ama bu sistemi kuran, sistemden maksimum verim alan, binbir türlü sorunla uğraşan adamı yollayıp açıkça sistemimizi geliştirecek daha iyisi alınmazsa, veya gelen adamın Biliç'ten daha iyi olduğuna ikna olmazsam yıkarım o kulübü. Çok net. Beşiktaşlı olmak, sineye çekmek yapılan veya yapılacak bariz hataları koşulsuz alkışlamak değildir. Bizim temel amacımız kulübümüzün çıkarlarını korumaktır.

Ne olursa olsun, NE OLURSA OLSUN,tüm yapılanlardan sonra Bilic kendi isteği ile ayrılmazsa, yeni stadımızda en az bir yıl çalışmayı hak etmektedir.

Sonuna kadar haklısın abi... 

[ALI RIZA]

Günaydın arkadaşlar,

Bence Beşiktaş'ın önündeki en büyük handikap başarıya açlığımız. 2008-2009'da kazandığımız 2 kupadan sonra hatırladığım kadarı ile 1 defa Türkiye Kupası alabildik. E maalesef taraftar profili değişti, futbol artık çok fazla göz önünde. Transferler daha kolay, "Türkiye'de ne işi var?" diyeceğimiz adamlar bile ligimizde top koşturacak durumda. Özellikle son 5 yılda FB ve GS hem pazarlama hem başarı konusunda bizi geçtiler. Bu çok uzun bir yazı gerektiriyor, konuyu bağlamak için çok kısa bi grizgah yaptım.

Özellikle son 1 yılda işler değişti. Biz uçuşa geçiyoruz, pistte hız alıyoruz. Gerek sponsor başarımız olsun, gerek yeni stad inşaatımız olsun, gerek takımımızın başarısı ve sempatikliği olsun geçen senelere göre kıyas kabul etmeyecek kadar iyi durumdayız.

İşin sportif başarı kısmı biraz netameli. Takım son 2 yıldır beklenenden daha başarılı olduğu için haklı olarak beklentiler yükseldi, eleştiri çıtası düştü. Bu sebeple ev sahibi avantajının nasıl bir şey olduğunu unutmuş durumdayız. şimdi aşağıda bi tablo paylaşacağım;

- 2008/2009 Ş: BJK İç saha G: 12 B: 3 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 21
- 2009/2010 Ş: Bursa İç saha G: 14 B: 1 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 23
- 2010/2011 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasman G: 12 Toplam G: 26
- 2011/2012 Ş: GS İç saha G: 13 B: 3 M: 1 Deplasman G: 10 Toplam G: 23
- 2012/2013 Ş: GS İç saha G: 13 B: 2 M: 2 Deplasman G: 8 Toplam G: 21
- 2013/2014 Ş: Fener İç saha G: 14 B: 3 M: 0 Deplasma G: 9 Toplam G: 23
- 2014/2015 Lider BJK İç saha G: 5 B: 2 M: 2 Deplasman G: 9 Toplam G: 14

Bakın FB'nin şike ile şampiyon olduğu yıl hariç (ki o deplasman galibiyetlerinin nasıl alındığı açıkça ortada), deplasmanda LİG BOYUNCA ortalama 9 G alınmış. Biz 19. hafta itibarı ile 9 G almışız. Yani bundan sonra deplasmanda 1 G dahi almayıp evimizdeki maçların tamamını kazansak yine şampiyon olma ihtimalimiz var.

Şampiyon olan takımların TAMAMI, yıl boyunca ortalama 14 G ve 1 M 2 B alarak şampiyon olmuş evlerinde. Yani sade 3 maçta puan kaybedilmiş evde. Biz daha ligin ilk yarısında mağlubiyet ve beraberlik sayılarına ulaştık. Tüm iç saha maçlarını kazansak dahi galibiyet sayımız 13 olacak. Tablonun vahametini, evsizliğin vahametini anlayın. Şunu diyeyim, şampiyon olu isek, deplasman galibiyet sayısı, iç saha galibiyet sayısından fazla olacak gibi duruyor. Dünya futbol tarihinde böyle bişey var mı? Bakmak lazım.

Her durum, kendi şartları içinde değerlendirilir. İçende bulunduğumuz şartları FB ve GS ile karşılaştırmak, yapılacak en büyük yanlışımız olacaktır.

Bilic, tartışmasız başarılıdır.çoğu mevkide rakiplerine göre daha tecrübesiz ve daha az kaliteli oyuncularla, rakiplerinin yarı bütçesi, kulisi, taraftarı, medyası, TFF'si ve en önemlisi ev sahibi avantajı olmadan yapabileceğinin maksimumunu yapmıştır. Ve bunu genelde herkesin takdir ettiği göze hoş gelen futbol ile yapmıştır. Hataları var mıdır? Tabii ki vardır, biz bunları daha önceki yorumlarımızda yazdık. Tekrar etmenin anlamı yok. Tek derdim şu, yapılan işin büyüklüğünü anlamadan yorum yapmamakda fayda var. bunu yöneticiler dahi anlamıyorsa, onlar da hatalıdır. Bir örnek vereyim, uğraştığımız şeyi anlayın: Töre, Bülent Korkmaz'a "Fuck Off" dedi ve derbiden önce 3 maç ceza. Sadece 1 hafta sonra aynısını Emre B. Bilic'e yaptı, adam bırak ceza almayı "hehe ne olcak ya, Emre işte, mahallenin delisi hehe" dediler. Bunlarla uğraşıyoruz.

Benim açımdan soru şu: Bilic gönderilir mi? Tabii ki, futbolda herşey olur. Ama bu sistemi kuran, sistemden maksimum verim alan, binbir türlü sorunla uğraşan adamı yollayıp açıkça sistemimizi geliştirecek daha iyisi alınmazsa, veya gelen adamın Biliç'ten daha iyi olduğuna ikna olmazsam yıkarım o kulübü. Çok net. Beşiktaşlı olmak, sineye çekmek yapılan veya yapılacak bariz hataları koşulsuz alkışlamak değildir. Bizim temel amacımız kulübümüzün çıkarlarını korumaktır.

Ne olursa olsun, NE OLURSA OLSUN,tüm yapılanlardan sonra Bilic kendi isteği ile ayrılmazsa, yeni stadımızda en az bir yıl çalışmayı hak etmektedir.

Tek nefesle okudum ölseydim Yazı üstünde olecektim...
Mükemmel olmuş 

[Erdem Çözer]

Bu arada stadsız oynamamıza rağmen 2003-2004 sezondan bu yana 19. hafta sonunda en yüksek puana ulaştığımızı da unutmayalım..

[ALI RIZA]

Bu arada stadsız oynamamıza rağmen 2003-2004 sezondan bu yana 19. hafta sonunda en yüksek puana ulaştığımızı da unutmayalım..

O zaman biliç istifa devam edelim gitsin biliç diyelim... Medya oyununa gelelim... Var olan sistemli BJK görmeyelim...

[aykut.celenk]

@panic13 söylediklerinde %100 haklısın ama önümüzde bursa ve eskişehir maçlarını kayıpsız atlatırsak artık bizi durdurmaları çok zor olacak gibi gözüküyor.Bu iki maç bizim için çok önemli.

[Erdem Çözer]

O zaman biliç istifa devam edelim gitsin biliç diyelim... Medya oyununa gelelim... Var olan sistemli BJK görmeyelim...

Aynen, böylece yine o liderliğe hasret sezonlara dönmüş oluruz..

[panic13]

Selam arakdaşlar,

güzel görüşleriniz için teşekkür ederim. O anlık gazla yazmıştım, tekrar okuyunca harbi güzel yazı olmuş Bu yazıyı biraz toparlayıp haber.besiktasarena.com sitemize de attım. Repleri unutmayalım