içimizde oyunu, oyuncuyu, hocayı, yönetimi konuşuruz; dışarıda hakkımızı ararız. şu durumda bir öncelik belirleme zorunluluğu yok, konumu doğru seçmek kafi. üç penaltı verilseydi beş tane daha yerdik, yemezdik çekişmesine de gerek yok. adamlara faul bile çalınmıyorken oyun üstünlüğü kurmayı hayal etmek de, malatya maçından sonra problemi başka yerlerde aramak da pek anlamlı değil zaten. yalnız biz aramasak bile başka yerlerde problemler olduğu gerçeği gün gibi açık. neresinden tutarsak elimizde kalıyorken "herkesin tuttuğu kendine" deyip tartışmanın seviyesini düşürmek en iyisi.
avcı ancak ligin bitimine 10 hafta kala son üç sırada olursak gitsin diyordum, şimdi ligden düşürse bile devam etsin istiyorum. şenol güneş geçen sene ilk yarıyı burak'sız 5 averaj, 26 puanla bitirdiğinde taraflar değil, fakat eleştiriler aynıydı. fasit daireyi kıramadık bir türlü. camianın kendi sorunu çözme yetisi kalmamış -sözüm meclisten dışarı- herkes birbirine laf çarpma derdinde, eski defterler bir türlü kapatılmıyor. bırakalım konular bir süre dağınık kalsın, hedefimiz yokken daha makul insanlar hâline geliyoruz.
:bu arada onur ağabey üç penaltı verilen hiç derbi olmayabilir, ama üç penaltı verilmeyen bir derbi görmüş olduk. gariplik işin tersinde değil, düzünde.