Hiç sinirlenilecek, bağrılacak, isyan edilecek bir şey yok. Yine geçen haftaki gibi tertemiz bir hezimet...
'3 penaltımız verilmemiş, Cüneyt bizi bitirmiş, hakkımızı çalmışlar, geçen hafta konuşmadık diye oluyormuş bunlar hep'...
Korkunç kötü bir takımız. Hocamız da öyle, oyuncularımız da... Herkes elini vicdanına koyup söylesin... Bütün dış etkenlerden bağımsız olarak, bu takım, Sivas'ın, Başakşehir'in, Trabzon'un, Fenerbahçe'nin üzerinde olmayı hakediyor mu, haketmiyor mu? Asla haketmiyor. Beşiktaşlı için önce 'haketmek' gelir. Bilic'in de, Şenol Hoca'nın da en güzel tarafı buydu. İkisi de basın toplantılarının ilk cümlesini buna ayırırlardı. 'Kazanmayı hakettik', 'kazanmayı haketmedik'... Biz, sezon başından beri, bugüne kadar aldığımız puanların bile tamamını haketmedik. Tesadüfen atılan goller, rakibin direkten dönen topları...
Bugün 3 penaltı verilseydi ne olacaktı? 4-3 kazanacak mıydık? Son 2 maçta 200 dakika top oynandı, kaleyi bulan isabetli şu sayımız 2 yahu... Adamlar oyunu istedikleri gibi oynadılar, tempoyu ayarladılar, kedi yumakla oynar gibi oynadılar bizimle. 3 atsaydık 4 yerdik... Hiç bahane bulmayalım.
23 golümüz var, 13. Gençlerbirliği'nin 27, 14. Kasımpaşa'nın 25...
+2 averajımız var, Fener'in +12, Sivas'ın +18...
Bütün bu tabloya rağmen mucize eseri 6 maç kazanınca şampiyonluk havasına girmek de Beşiktaşlı duygusallığıydı işte... Herkese geçmiş olsun.