Artık yeter terimin şampiyonluğunu görmek istemiyorum. Çocukluğumuzun çalındığı yılları yaşamak görmek istemiyorum. Aklım hayalim almıyor bu gs geçen sene nasıl şampiyon olur 7 mağlubiyetle 7 var mı böyle bir şey. Şuan rüzgar onların arkasında hala. Dönecek bu rüzgar elbet ama iş işten geçmesin artık. Dün Antalya sanki ölüm kalım maçına çıkmış. Tamam elbette mücadele edecekler ama aman yarabbim o nasıl bir hırs sanki ya kümede kalmak ya da şampiyon olmak için illa 3 puan almaktan başka çareleri yok gibi. VAR sistemi saçmasapan şekilde ilerliyor ve kimse birşey yapamıyor. Sanki bir güç yine gs şampiyon yapılacak yapılmalı gibi hareket ediyor. Anlamlandıramıyorum. Bu rüzgarı başkan sen tersine çevireceksin başka çare yok. Bugün yorgunum, parçalanıyoruz, taraftara laf söyleme, futbolcuya onun yüzünden şampiyonluğu kaybettik vs vs bir tane güzel şey çıkmadı ağzından. Taraftar yuhalamaz diyor bizim kültürümüzde yok diyor sonra Ozzy yüzünden şampiyonluğu kaybettik diyor. Başkan bence şuan inanılmaz derecede dağınık. Toparlaması lazım. Galiba başkan toparlamadan takım da toparlayamayacak. Sürekli şenol hoca ile aramızda problem yok diyor ee yoksa neden sürekli dile getiriyorsun. Sorulsa bile sadece gülüyorum de. Bla bla bla çok uzattım. Biraz sinirliyim arkadaşlar aslında sinirim ne başkana ne şenol hocaya ne de takıma. Sadece yalandan tarator olan birinin kibri, hareketleri, tavırları. Bu sene benim için çok çok önemli bir sene. Ben hiç bir şeyim ben kimim ki ama sadece eğer bu sene o şampiyonluk verilirse kendi şahsımda nacizane olarak Başkanı ve şenol hocayı affetmeyecem.
Ölüm kalım maçına çıkmış gibi oynamalarının bence bir sakıncası yok. Yeni Malatya da Fener karşısına öyle çıktı. Geçen hafta Galatasaray'ın rakibi de öyleydi. Yalnız, Antalya, bize karşı bence 'hiçbir' varlık gösteremedi. Tesadüfen üç tane pozisyon, biri bana göre net ofsayttı, diğeri adamın sırtına çarpıp gol oldu, bir milyon şut atsa biri daha girmez. Onun dışında ayaklarına top değmedi. Bin tane pozisyon verdiler. Topa sahip olma %74-26, toplam şut 28-7, paslar 513-153, kornerler 12-1, ortalar 59-3... İki topumuz direkten döndü. Son derece kötü oynadılar ve Beşiktaş'ı Vodafone Park'ta yendiler. Mucize!
Erzurum maçının ilk yarısı gibi değildi mesela. Erzurum müthiş oynadı ilk yarıda. Linz maçı da farklıydı. Linz kesinlikle kazanmayı ve turu geçmeyi haketti. Haketmediğimiz bir şekilde tur atladık. Ama Antalya maçı başkaydı...
Neyse, zor ama, biraz sakin olmaya çalışalım.
İlk hafta maçları böyle oluyor biraz. Geçen hafta Galatasaray korkunç kötü oynadı, tesadüfen kazandı. Fenerbahçe hiç top oynamıyor. İlk hafta maçları zevk vermiyor, uyutuyor.
Bizim iki eksiğimiz var, 10 numara ve forvet. Llajic gelmek üzere gibi görünüyor. Bütün yapıyı değiştirecek olumlu anlamda. 'İnanılmaz kaliteli' bir oyuncu olduğu için değil ama, o mevki tamamen boş iki senedir. Talisca da oranın adamı değildi. Şimdi orayı sahiplenebilecek biri geliyor. Artık çaresizce ön liberolardan hücum katkısı beklememize gerek kalmayacak. Benim derdim forvet alamadan bu haftayı bitirme ihtimalimiz... Çünkü ne Negredo, ne Larin, ne Love, ne Pektemek, ne Nayır, ne Güven, hiçbiri Beşiktaş'ın forveti değil, yedek forveti bile değil. Şenol Hoca'ya hiç kızamıyorum... 60 orta yaptığımız maçı kaybettik, 'hala orta gol oynatıyor' diye kızıyorlar. Ne oynatsın adam yahu... Göbekten gitsek kimle gideceğiz, Oğuzhan'la mı... Üflesen dört takla atıyor eleman. Şut yeteneği 10 üzerinden 2. Olmuyor işte. Negredo popoyu kaldırıp dönene kadar mevsim geçiyor, Larin'in zaten ne yaptığı belli değil... Şu maçta, içerde adam gibi pozisyon alabilen, kafaya yükselebilen herhangi bir golcü olsaydı 6-0 biterdi.
Neyse... Ben 'hala' güveniyorum yönetime... Sesimi çıkarmadan, sabırla bekliyorum, önümüzdeki 4 gün içinde iyi bir 10 numara, iyi de bir forvet alınacak diye... Haklı çıkayım, n'olur...