Ya, iyi güzel de, Akhisar, maç genelinde %24.7 topa sahip olma oranıyla oynadı. Futbol adına hiçbir şey yapmadığı gibi, var gücüyle oyunu çirkinleştirmeye çalıştı. 50. dakikadan itibaren sadece zaman geçirmeye odaklandı. Isı haritalarında rakip yarı saha boş. Kalecisi, bütün maçtan yediği 10 dakikanın bedelini, 90+6. dakikada gördüğü sarı kartla ödedi. Hakem, 1 dakika uzatma verilen ilk yarıyı, Beşiktaş korner kazandığında 44:49'da bitirdi.
Ve tabi ki teknik direktörleri, yine 90 dakika hakemin tepesindeydi. Yüzünde hep bir isyan ifadesi, hep bir haksızlığa uğramış insan bakışı... Basın toplantısında büyük ihtimalle 'maçın hakkı buydu', 'çocuklar çok iyi mücadele ettiler', 'hepsini alnından öpüyorum', 'hakem takdir haklarını Beşiktaş'tan yana kullandı, bizi doğradı' falan gibi şeyler söyleyecek.
'Çok kötü oynadık', 'reziliz' diyorsunuz da, adamlar 11 kişi kendi ceza sahalarının içinde oynadılar. Orta yapınca 'neden dikine gitmedik' diyorsunuz, dikine gidince 'neden oyunu kanatlara açmadık' diyorsunuz. Böyle rakip mi olur, böyle oyun anlayışı mı olur, böyle çirkef futbol mu olur! Ben de hakemden, rakipten önce kendi takımıma bakarım ama... Burada bir 'iğrençlik' yok mu bahsetmemiz gereken? Daha çok spor kamuoyunun bahsetmesi gereken?
Eğer çoğunluk 'adamlar ligin en zor deplasmanına çıktılar, tabi katı defans yapacaklar, canla başla mücadele ettiler, 1 puanı da aldılar' diyorsa, ben bu işten anlamıyorum, anlamak istemiyorum, böyle futbol izlemek de istemiyorum. Dünyanın en zevkli sporunu işkenceye dönüştürüyorlar, sonra da çıkıp ukala ukala konuşuyorlar. Yazıklar olsun.