Pazar için sırasıyla üç şey: İlgi, aidiyet, kulüp ekonomisinin bir parçası haline getirme. Ve düzenli sportif başarılar ile tüm bunları sürdürebilir kılma. Medya ve marka yönetimi bilmeden yapılamayacak bir şey. Çin Milli Günü'nü weibo değil, twitter üzerinden kutlayan bir ekip ile olmaz.
Kesinlikle.
Yahu sosyal medyada biraz kıpırdanma olsa da eksik çok fazla. Bir kere maçın öyküsü noktasında sıfırız.
Olympiakos geçen sene İstanbul'a gidiyoruz videosu çekmişti, ne kadar tatlıydı, uçaktan, otelden, şehirden görüntülür. Biz bunu resmi kanallarla asla yapmıyoruz. Babel kendi başına yapıyor, yapsın da, kulübün işi bu, daha fazla imkan ile gidilen şehirden, soyunma odasından, tünelden, otelden müthiş enstantaneler yakalanabilir. Konuşma türkçe ise ingilizce altyazı, ya da ingilizce ise de türkçe alt yazı koyarsınız altına. Youtube kanalında arşiv oluşturulur. Şu efsane sezondan elimizdeki materyallerin hepsi ikinci partilerden, resmi kanaldan değil.
Humour da yok tweet'lerde, nadir geliyor. Ciddiyet başka, okutabilmek, öne geçmek başka. Leipzig hesabı ne kadar iyi yönetiliyor mesela. Yine Porto, istanbul'a geldi, harika bir klip çekti. Hani nerede bizim videolarımız, Monaco'dan, Porto'dan, Leipzig'den? Lyon'dan? Napoli'den? İşin ehli insan sayısı hala çok az.
Takımdaki oyuncuların ülkelerine de sempatik mesajlar vermek önemli. Roma mesela Cengiz'e her TR maçı öncesi başarılar dileğinde bulunuyor tüm sosyal medya kanalından. Biz bu konuda da yerimizde sayıyoruz. Hırvatistan ve Sırbistan Dünya Kupası'na gitmeyi garantilediğinde resmi kanallardan onların dilinde tebrikler yazıp oyuncularımızı da tag'leyebilirdik. Bunlar küçük gözüküyor ama büyük resimde büyük kulübün geleceği böyle inşa ediliyor. Daha çok şey var ama aklıma gelen bir kaç şeyi yazdım.