Beşiktaş Futbol Takımı 2016/17 Sezonu
×
Beşiktaş Futbol Takımı 2016/17 Sezonu

Beşiktaş Forum|Beşiktaş Futbol Takımı 2016/17 Sezonu 2016/17 Sezonunu bu başlıkta konuşacağız.

0 Üye ve 11 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Beşiktaş Futbol Takımı 2016/17 Sezonu  [Okunma sayısı 9092958 defa] Beşiktaş Futbol Takımı 2016/17 Sezonu

Çevrimdışı RevivaL

yav bahane mi bu söylediğiniz inönü zamanında akıllı telefonlar olsa ne olurdu diyorsun ?

Sen oraya maç izlemeye geliyorsun. Çekirdek yiyen mi ararsın,maç içinde video çeken mi ararsın,periscope'den canlı yayın mı yapanı ararsın.

Hiç tezahürat yapmayaıp oturanını mı ararsın.Telefon bahane yani.

Elimde maç görüntüleri var geçen sene vodafone arena'daki 3 maç taraftar oldukça iyiydi taraftar bu sene çok farklı bu gerçeği değiştiremezsin.

Ben derbiyi evde tv de izledim gol'e kadar bizi duydum 1-0 geriye düştük full gs'yi duydum daha sonra ta ki 2.ci yarı başına kadar biraz kıpırdandık.

Nerde eski  inönü'de ki taraftarlar bak sende diyorsun taraftar o kadar olucak diyorsun olmamalı adam oraya çekirdek yemeye gelmemeli,periskoptan canlı yayın yapmamalı oturmaya gelmemeli.

Kiev'de daha dakika 65 gol yedik maçı çevirebilecek 25 dk var rakip üzerinde baskı kuramadık adamlar oynadı biz izledik.

al bide buna bak inönüden bir kesit.


Bu maçtan sonra 2 gün sesim kesik gezdim

Çevrimdışı DaldanSarkanElma

anlamayan sensin geçen sene 3 maçta iyiydi diyorum zaten sana atmosfer bu sene kötüydü diyorum.

Sen halen tv'deki ses filan diyorsun.Elimde maçlar mevcut diyorum 2 saat video atmakla uğraşmak istemiyorum çünkü anlamak istemiyorsun.

Konunun başında ne var bu resimde dedin normal karşıladın daha sonra 35.000 kişi arasında olur böyle insanlar dedin en sonunda tamamen bana hak verdin.

İmkanın varsa geçen seneki son 3 maçla bu sene ki alanyaspor,karabükspor,gs,kiev maçlarının tamımına bak karşılaştır gör arada ki farkı iyice.

Güzel kardeşim, söyle bana ne kötüydü mesela?

San hak verdiğim felan da yok. Attığın fotoğrafta bir serbest vuruş var, insanların bunu kaydetmek istemesi gayet doğan bir durum.
Sonra dedin ki herkes elinde telefon maç izliyor, çekirdek vs. ben de dedim ki az da olsa var böyle insanlar ama bu da onların seçimi karışamazsın.

Ayrıca yine soruyorum? Ne olsun istiyorsun sen?
Bir haykırıştır siyahımız, çökünce üzerimize gecenin matemi, sarılırız beyazına sevdamızın.
 Bir duruştur, direniştir, aslolan hayattır, hayatta BEŞİKTAŞ…

Çevrimdışı mylife1903

hala işteyim bu akşam bekarım eve gidip rakı mı içsem napsam canımı çektirdin  :evillol:
Ne o @tangaz reis eski kiriklarini mi hatirlamak istedin aksam aksam. Ben benim ufak kizlan ilk dugun dansimi yaptim bugun, aradan cikardim o angaryayi. Ulan cok kotu dugundu bir janjingsan zaten ben rus olmayan, palyacoluga soyundum millet eglensin diye, yok!
Bir litar viskiyi uc tane armutla yedim, ayiligim tuttu bugun armutlarin en iyisini sectim.
Aha simdi eve geldim, kavga cikmadi yaaa boyle rus dugunumu olur. Muzukcuyu doveyim dedim birakmadilar. Gelenek gorenek kalmadi arkadas
Simdi cocugu yatirdim hemen foruma baglandim

Bir ebubekirjan tartisiyoruz, arkadas yok biz pozisyona sokamadik bilmem ne

Beni pozisyona soksun besiktas bende atarim her mac. Kendin girecen pozisyona, giremiyorsa takim yaratacan pozisyonu, sonra aglamayacan top gelmiyorda enistemin seyi sey oldu da o halam oldu da yok oyle. Yoktan var edeceksin pozisyonu, iki tane patates bir tane soganla yogurtlu iskender yapacaksin

Çevrimdışı mylife1903

Abi bence sen kırmızı şarap + bonfile karışımını seversin şarap hem yararlı 


 
Kagor diye bir sarap var kilise sarabi acaaip kan yapiyor, bilmiyorum turkiyede var mi ama denemelisiniz. Bizim vitaminsiz futbolculara versen sufatlarina kan gelir yani

Çevrimdışı mylife1903

bende rakıyı çok severim zaten  :) futboldan biraz uzaklaşacağım çok sardım bu aralar Abi :bandit: geçmiş benim için geçmişte kalmıştır abi  :tabe:
Gecmis gecmiste kalmistir @Mehmet Ali C. Pismanliklar yanindadir her daim. Oha lan felsefe yaptim faylazof oluyorum bak cakirken

Hayat felsefen soyle olsun @Mehmet Ali C.

Daha oncede yazmistim forumda basketbol mu futbol mu antrenorum soylemisti simdi bu kafayla hatirlayamadim, search edersen bulursun

Hayatta sonunda ozur dileyecegini bildigin seyleri yapmayacaksin!

Hic pisman olmamak icin dogru olduguna inandigin seylerin arkasinda duracaksin. Yanlissa o durumda dogru oldugunu dusundugun icin yapmissindir pismanlik duymazsin.

Eyyyyt ne laf ettim ulan kendi kendime gozlerim yasardi, su agzina tukurdugumun vahsi kedisi cizirtmeseydi iyiydi simdi, kan cikartti aksam aksam. Bekci kopeenden beter, hem ciziyor hem isiriyor

Çevrimdışı mylife1903

Futbol bilgisi YERLERDE olan Gs taraftarını taniyalim :)
Ginleri de kadroya almiyor ya o konuda cok kizginim ftye. Ahahah mal

Çevrimdışı Mehmet Ali C.

benim için söylüyorsan yukarda yazdım kanki

Beşiktaş-Bursa
Beşiktaş-Kayseri
Beşiktaş-Osmanlı

geçen sene bu 3 maçta atmosfer süperdi diye belirttim zaten.

Sıkıntı bu sene ne bağırıyor millet almış eline telefonunu periskop yayını yapıyor,çekirdek çitliyor,video çekiyor ben onu dile getirdim.

Arkadaşımızda o resimde ne var diyince buralara kadar geldik sonunda benim dediğim yere geldi.
Genel konuştum kanki lig tv pisliği sesi kısıyor, umarım gidebilirsin gidip görünce bana hak verirsin..


 

Çevrimdışı mylife1903

Rakı benim kanımda var :D Keza köy imamı dahil herkesin içici olduğu yerdir benim memleketim. Yaşasın Yukarıçiftlik köyü :halay:
Ora nere lan, ben turkiyeye gidersem, gavurun bol oldugu, andimizin okundugu dingonun ahiri gavur izmirde yasarim diye dusunmustum ama meger kesfedilmemis bir cennet varmis!

Ara ara yaparim @Yusuf Tekeli bende kan degisimi, damarlarimdaki asil kani pis rus vodkasiyla degistirmis oldugum vardir.

Ustte sana bir yerde durtukletmektwn dumteklemek istedim bir yemek konusunda ama sonra unuttum, neydi o yaa

Çevrimdışı Mehmet Ali C.

Gecmis gecmiste kalmistir @Mehmet Ali C. Pismanliklar yanindadir her daim. Oha lan felsefe yaptim faylazof oluyorum bak cakirken

Hayat felsefen soyle olsun @Mehmet Ali C.

Daha oncede yazmistim forumda basketbol mu futbol mu antrenorum soylemisti simdi bu kafayla hatirlayamadim, search edersen bulursun

Hayatta sonunda ozur dileyecegini bildigin seyleri yapmayacaksin!

Hic pisman olmamak icin dogru olduguna inandigin seylerin arkasinda duracaksin. Yanlissa o durumda dogru oldugunu dusundugun icin yapmissindir pismanlik duymazsin.

Eyyyyt ne laf ettim ulan kendi kendime gozlerim yasardi, su agzina tukurdugumun vahsi kedisi cizirtmeseydi iyiydi simdi, kan cikartti aksam aksam. Bekci kopeenden beter, hem ciziyor hem isiriyor
Süpersin abi önerilerini kesinlikle dikkate alacağım, doğru olduğunu düşündüğüm şeylerin arkasında sonuna kadar dururum


 

Çevrimdışı Mehmet Ali C.

Ora nere lan, ben turkiyeye gidersem, gavurun bol oldugu, andimizin okundugu dingonun ahiri gavur izmirde yasarim diye dusunmustum ama meger kesfedilmemis bir cennet varmis!

Ara ara yaparim @Yusuf Tekeli bende kan degisimi, damarlarimdaki asil kani pis rus vodkasiyla degistirmis oldugum vardir.

Ustte sana bir yerde durtukletmektwn dumteklemek istedim bir yemek konusunda ama sonra unuttum, neydi o yaa
Abi izmire gel sen şirince köyü tam senlik bizim köyde dut rakısı yapıyorlarmış eskiden çok sert olurmuş,  birde geçenlerde çorumlu bir arkadaş boğma rakı getirtmiş memleketten ben böyle sert rakı görmedim


 

Çevrimdışı mylife1903

Rakının tadını da hiç sevemedim be :D
Bu rusyada bizim arkadas kelimesine bir cok karsilik var. mesela yol arkadasi icin ayri kelime, is arkadasi icin ayri kelime, yakin yerde yasadiginiz arkadasiniz icin ayri kelime vs.
Ama icki ictiginiz arkadasiniz icin de ayri kelime var.

Once ekurini bulacaksin @OrhanAker sonra iyice karnini doyuruo, mezelerini hazirlayacaksin, ilk dubleden sonra dil uyusunca aman aman iki buyuk icersin

Simdi mesela ben bir otursam masaya @Necmi @Serhat Akkaya (levent erdogan) @tuncaboylu (fikret orman) @Mehmet Ali C. (Ospina) @Yunus Emre Dökmeci (quaresma)[icki kullanmaz muhabbet icin] @sozkul abim @Hasan Tahsin abimi ekurik can dostum @tangaz olsa yanimda bir tane seftali ile iki buyuk icmeyini kopruden assagi atsinlar.
Olay raki ya da tadi degil ortamidir

Konu disini baglayalim ayni eski inonu vodafone arena gibi atad degisiyor ama aliskanliklarimiz kaliyor. Neler yasadim ben o eski stadta. Bayrama cevirip 4 yedigimiz ayaks maci eski acikta tek meselayi ben yakmistkm hayatimda anlatirken gururlwndigim anlardan biridir. Malmo maci, valeranga maci, okser maci. Stad degisiyor futbolcular degisiyor ama bizim misafire ikram kulturumuz degismiyor

Çevrimdışı cursedofdragon

Genel konuştum kanki lig tv pisliği sesi kısıyor, umarım gidebilirsin gidip görünce bana hak verirsin..


 

Ligtv'nin sesi kıstığını bende biliyorum kanki.

Elimde geçen seneki vodafone arena'da ki son  3 maç var diyorum ligtv ne kadar sesi kısarsa kıssın o taraftarın ıslığı tepkisi o iştahı bu sene yok diyorum elimde bu senenin de maçları var bi şunu anlatamadık.

Beşiktaş-Kiev maçını yabancı kanaldan izledim mesela onlar ses ile oynamıyorlar geçen seneden eser yok.


Çevrimdışı Yusuf Tekeli

Ora nere lan, ben turkiyeye gidersem, gavurun bol oldugu, andimizin okundugu dingonun ahiri gavur izmirde yasarim diye dusunmustum ama meger kesfedilmemis bir cennet varmis!

Ara ara yaparim @Yusuf Tekeli bende kan degisimi, damarlarimdaki asil kani pis rus vodkasiyla degistirmis oldugum vardir.

Ustte sana bir yerde durtukletmektwn dumteklemek istedim bir yemek konusunda ama sonra unuttum, neydi o yaa

 :lol: :lol:

Şirin Gırşehir abi o abdallar nasıl öyle yanık yanık çalıp söylüyo zannediyon :evillol:
Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.

"I don't know if we each have a destiny, or if we're all just floatin' around accidental-like on a breeze. But I, I think maybe it's both."

Çevrimdışı DenizAnt

Tribünlerin eski İnönü'ye nazaran zayıf olduğu doğrudur. Ama bazı şeyleri atlamamak gerek. Kapalıda tezahüratları organize eden, kapalı üstteki setin sağ ve sol çaprazlarına ve tam hizasına düşen üç grup var. bunlar yaklaşık 100-200 kişilik gruplar olabilir, sayı belki de daha düşük de olabilir bilemedim. Israrla başlatmaya çalıştıkları tezahüratlar, sık sık tribün kapama cezasına neden olan ve nette bunlar cezaya neden oluyor başkalarını yapalım bunları söylemeyelim diye kampanya bile yaptığımız tezahüratlar. Başlatılan tezahürat bunlar olunca tribünün daha oturarak maç seyretmeye meyilli müdavimleri katılmakta isteksiz oluyor. GS maçında ve nasıl olsa Uefa küfürden anlamaz diye Dinamo Kiev maçında tribünün koyuverdiği ve küfürlü tezahüratı hep birlikte yaptığı uzun süreler oldu. GS maçında ikinci yarıda maç zaten 0-2 olmuş, bundan sonra ceza kaygısı 2. planda diye düşünüp tüm stat ortak tezahürata yüklendi. Taraftar profilinde bir sorun yok bence, istedikten sonra her türlü tezahüratı hep birlikte yapacak kapasite var.

Dinamo Kiev maçına 45 dakika kala kapalı üstteki yerime gittim, benim oturacağım koltuk ve sağındaki 4 koltukta 25-30 yaş arası 5 kişi vardı, hiçbirinin kombinesi yok, hatta biletleri olmadığını da biliyorum, çünkü birini daha önceki maçlarda da koltuk sahibi yerine geldikçe yer değiştirdiğini bizzat gördüğümden tanıyorum. Kombine ya da bilet sahiplerinden maça gelmeyen birini denk getirene kadar şansını deniyor. Hatta kombine/bilet sahibi gelip müsaade istediğinde de oflayip pufluyor. Dinamo Kiev maçında da ben yerim için müsaade isteyince bir sağa kaydılar, ama o koltukların tamamının kombineli olduğunu, bu statta daha önce izlediğim geçen sezonun son 3 maçı ve bu sezon ceza yüzünden biletini kulübe devrettiğim Karabük maçı hariç izlediğim 2 maçtan biliyorum, hatta pek diyaloğumuz olmasa da kombine sahiplerinin tamamının simasını ezberledim. Haliyle o adamlar da gelince bu arkadaşlar kayboldu. Tabii ki stattan dışarı çıkacak halleri yok, muhakkak maça gelmeyen birilerini bulup yerine oturdular. Orayı terk etmeden önce aralarındaki diyalog, "koskoca kapalının ne hale düştüğü, kimsenin bağırmadığı, Fikret Orman'ın Beşiktaş tribünlerinin a.ına koyduğu" minvalindeydi.

Valla kimse kusura bakmasın da, bu muhabbeti "yaşasın kapalı mücadelemiz" sloganıyla birleştirdiğimde, bu mücadelenin pek de Beşiktaş hayrına olduğu intibaı edinmedim. 5 tane adam Beşiktaş kulübünün  borç sarmalındayken taraftarını ve takımını 3 yıl stat stat süründürmeyi de göze alarak borç harç 120 milyon dolar para harcayıp yaptığı stadın kapalı tribününde bir yandan bedava maç izlemeye çalışıp, bir yandan da Beşiktaş'ın istikbali, bu istikbalin daha iyi olması için tribün profilinin nasıl olması gerektiği, iç saha baskısının nasıl kurulması gerektiği hakkında ahkam kesemez. Goodfellas diye bir twitter hesabı var, tezahüratlara katılmayan taraftara seslenerek, "tribüncüler olarak sizleri izliyoruz, vakti geldiğinde cezanızı vereceğiz" diye tehditler savurdu Galatasaray maçından sonra. Kimse Beşiktaş taraftarına ceza veremez, kimsenin haddi değil. Ne bu öfkenin sebebi? 2.100 Galatasaray taraftarının bölüm bölüm statta sesi çıktı diye mi? Halbuki maçın 2. yarısı başlar başlamaz tüm stat, ceza riskini de göze alıp, maçın sonuna kadar hep bir ağızdan "k.y. şu xxxxxxxxxxx cimboma" tezahüratını ve birkaç daha başat tezahüratı yapmıştı ve bazı taraftarlarımızca bizi madara ettiği düşünülen galatasaray tribünleri g.tlerinin üstüne oturtulmuştu. 2. yarıda çok az fırsat buldukları (Beşiktaş'ın yaptığı baskıya rağmen gol bulamaması ve Galatasaray'ın bir iki dakika iyi pas yapması üzerine) bir anda oley çekip, üstüne 2 tane yiyip mal gibi kalmaları da süsü oldu. Bu neyin davası ben anlamıyorum. Eski İnönü'de 1994-1995 sezonunda Galatasaray'a Sergen, Johnsen, Alpay gibi isimlerin olduğu kadroyla 3-2 yenildik (sezonu şampiyon bitirdik o ayrı), o maçta deplasman yasağı filan yoktu, ben yeni açıkta oturuyordum, GS tribünü ise eski açıktaydı, yani aramızda o efsane kapalının da büyük gürültüsü olmasına rağmen, eski açıktaki GS tribünü sesini yeni açığa gayet de duyurmuştu. Bu maçta ise GS tribünün sesi kapalı tribüne çok çok az geldi. TV yayınında çok duyulduğu iddia ediliyor, peki deplasman tribününün basın tribününe ve yayın kamerasına mesafesinin kısalığını dikkate alan var mı? Eski açıkta ve kapalıda maç izleyip GS deplasman tribünü çok ses çıkardı diyecek adam bir elin parmağını geçmez.

Maçları tribünün kazandığı konusunda da elimizde yeterli kanıt yok. Öyle olsaydı bizim İnönü'de o kadar derbi kaybetmemizin izahı yok. Barcelona, Bayern gibi takımların statlarında öyle cehennemi bir tezahürat filan da yok. Adamların takımı iyi, içerde dışarda tıkır tıkır oynayıp tokatlıyorlar herkesi. Olay tribünse Lech Poznan bana göre ilk üçte. Takım hangi turnuvada oynuyor bu sezon bilmiyorum. Haa, ben Beşiktaş tribününü gümbür gümbür gürlerken seviyorum, bu benim kişisel tercihim. Ama sağımdaki kombineli Kiev maçında bana dedi ki, "yok kardeşim burada maç izlenmez, ben hiç memnun değilim, seneye numaralıdan kombine alacağım". Dedim neden, "ben maç izlemek istiyorum, bağır bağır yoruluyorum, bu yaşta oturup maça odaklanmak istiyorum". Adam haksız da değil, ben her maç tüm tezahüratlara katılıyorum, ıslık anında da ıslık çalamadığım için yuhalama işine girişiyorum. Tribün organizasyonuna uymak için bi gözüm sürekli kapalı set civarında ya da yeni açık ya da eski açıkta olduğu için, arada pozisyonları kaçırıyorum. Yaş 41, maç sonu 90 dakika ben koşmuş gibi yorgun oluyorum. E benim yanımdaki adam benden 5-6 yaş daha yaşlı, adamın tercihi, saygı duyarım. Gerçi abicim adam da çok bağırmasa da maç boyu yerine oturamadı, bol bol alkış, ıslık v.b. organizasyonlara katıldı, damarda Beşiktaşlılık var :D

Bunun dışında, maçları iki kategoriye ayırıp ıslık-tezahürat ayrımını ve organizasyonunu da buna göre yapmak gerektiği kanaatindeyim. Geçen sezonki Bursa, Kayseri, Osmanlı ve bu sezonki Alanya maçlarında top rakipteyken ıslık çok işe yaradı. Ama Galatasaray ve Kiev maçlarında ıslığın rakip takımı etkilediğini sanmıyorum. Siz Sneijder olsanız ıslıktan etkilenir misiniz? Ben olsam etkilenmem. Anadolu takımlarının futbolcuları etkilenebilir, ama Galatasaray, Fenerbahçe karşısında ve Avrupa maçlarında tribün tezahürat ağırlıklı organize olmalı. Islık küçük maçlarda rakip takımı bozarken, Beşiktaş takımına bir tesiri olmuyor. Çünkü küçük takımlar iyi top çeviremiyor, ıslık uzamadığı için, topu bir türlü kapamadık diye futbolcuların asabı bozulmuyor. Ancak GS, FB, ve CL maçlarında belli bir standardın üstünde takım organizasyonu ve pas kapasitesi ile yüzleşmek zorundayız. Bu maçlarda ıslık süresi uzar ve takımın, özellikle yerlilerin asabı çabucak bozulur. Büyük maçlarda tribünün odaklanacağı yer rakip takımı bozmak olmamalı, çünkü rakip takım kolay kolay bozulmaz. Mourinho'ya 3-2 kaybedip tur atladıkları GS maçındaki GS tribününün Real Madrid'i olumsuz etkileyip etkilemediği soruldu, "takımım bundan olumsuz etkilenmedi ama gördüğüm kadarıyla GS takımı çok olumlu etkilendi" şeklinde cevap verdi. Bizim sorunumuzun cevabı burada saklı. Bize denk ya da bizden güçlü takımlarla oynarken odak noktamız, kendi takımımızı maksimumuna ya da kapasitesinin üstünde bir performansa çıkarmak olmalı, bu da ıslıkla değil tüm stadın organize olduğu olumlu ve teşvik edici tezahüratlarla mümkün. Anadolu takımlarına karşı ise top rakipteyken ıslık, top bizdeyken tezahürat organizasyonuna devam etmekte yarar var.

Çevrimdışı mylife1903

Süpersin abi önerilerini kesinlikle dikkate alacağım, doğru olduğunu düşündüğüm şeylerin arkasında sonuna kadar dururum


 
Dogrusu odur ayrica cifte standart yapmayacaksin, kul hakki yemeyeceksin kalanlari teferruat.

Besiktasli okdugum icin mi cifte standarttan nefret ediyorum yoksa karakterim mi boyle oldugu icin besiktasliyim bir turlu anlayamiyorum. Askerde ne kavgalar etmistim iki tane patates az koyuyorlar benim askerime diye, ucan yumruk atmisligim vardir heytttt, pelerinsiz hemide oyle zuperman gibi kiyafetlen falan deeel bildigin gamuflajlan

Çevrimdışı cursedofdragon

"Caner Erkin 2 ay da oynamasa yine koydum, yine koyacağim. Caner Erkin özel bir bek."
- fatih terim / 26.05.16 (Basın Toplantısı)

Çevrimdışı mylife1903

:lol: :lol:

Şirin Gırşehir abi o abdallar nasıl öyle yanık yanık çalıp söylüyo zannediyon :evillol:
Girsehirde alkol mu satiiler offff

Havalar nasil girsehirde, nem orani falan benim hanim icin onemli bu nem orani. Kafami zanzinglogluyo yuzu kuruyormusta bilmem ne, sonra nem orani artinca yuzu burusuyormus ulan ne cektim be arabaya oturur sicak kilimayi ac, 2 dakika sonra dondum ben kapatsana kilimayi, ozellikle aciyorsun usuteyim diye, arkadan cocuk baba sican, baba soguk sonra bu millet neden cinnet geciriyor.

Istanbuldan sonra alistim kucuk sehire, daha rahat yasiyorum, bir daha da buyuk sehirde yasamam, ancak emeklilikte

Çevrimdışı ilhan mansız

Tribünlerin eski İnönü'ye nazaran zayıf olduğu doğrudur. Ama bazı şeyleri atlamamak gerek. Kapalıda tezahüratları organize eden, kapalı üstteki setin sağ ve sol çaprazlarına ve tam hizasına düşen üç grup var. bunlar yaklaşık 100-200 kişilik gruplar olabilir, sayı belki de daha düşük de olabilir bilemedim. Israrla başlatmaya çalıştıkları tezahüratlar, sık sık tribün kapama cezasına neden olan ve nette bunlar cezaya neden oluyor başkalarını yapalım bunları söylemeyelim diye kampanya bile yaptığımız tezahüratlar. Başlatılan tezahürat bunlar olunca tribünün daha oturarak maç seyretmeye meyilli müdavimleri katılmakta isteksiz oluyor. GS maçında ve nasıl olsa Uefa küfürden anlamaz diye Dinamo Kiev maçında tribünün koyuverdiği ve küfürlü tezahüratı hep birlikte yaptığı uzun süreler oldu. GS maçında ikinci yarıda maç zaten 0-2 olmuş, bundan sonra ceza kaygısı 2. planda diye düşünüp tüm stat ortak tezahürata yüklendi. Taraftar profilinde bir sorun yok bence, istedikten sonra her türlü tezahüratı hep birlikte yapacak kapasite var.

Dinamo Kiev maçına 45 dakika kala kapalı üstteki yerime gittim, benim oturacağım koltuk ve sağındaki 4 koltukta 25-30 yaş arası 5 kişi vardı, hiçbirinin kombinesi yok, hatta biletleri olmadığını da biliyorum, çünkü birini daha önceki maçlarda da koltuk sahibi yerine geldikçe yer değiştirdiğini bizzat gördüğümden tanıyorum. Kombine ya da bilet sahiplerinden maça gelmeyen birini denk getirene kadar şansını deniyor. Hatta kombine/bilet sahibi gelip müsaade istediğinde de oflayip pufluyor. Dinamo Kiev maçında da ben yerim için müsaade isteyince bir sağa kaydılar, ama o koltukların tamamının kombineli olduğunu, bu statta daha önce izlediğim geçen sezonun son 3 maçı ve bu sezon ceza yüzünden biletini kulübe devrettiğim Karabük maçı hariç izlediğim 2 maçtan biliyorum, hatta pek diyaloğumuz olmasa da kombine sahiplerinin tamamının simasını ezberledim. Haliyle o adamlar da gelince bu arkadaşlar kayboldu. Tabii ki stattan dışarı çıkacak halleri yok, muhakkak maça gelmeyen birilerini bulup yerine oturdular. Orayı terk etmeden önce aralarındaki diyalog, "koskoca kapalının ne hale düştüğü, kimsenin bağırmadığı, Fikret Orman'ın Beşiktaş tribünlerinin a.ına koyduğu" minvalindeydi.

Valla kimse kusura bakmasın da, bu muhabbeti "yaşasın kapalı mücadelemiz" sloganıyla birleştirdiğimde, bu mücadelenin pek de Beşiktaş hayrına olduğu intibaı edinmedim. 5 tane adam Beşiktaş kulübünün  borç sarmalındayken taraftarını ve takımını 3 yıl stat stat süründürmeyi de göze alarak borç harç 120 milyon dolar para harcayıp yaptığı stadın kapalı tribününde bir yandan bedava maç izlemeye çalışıp, bir yandan da Beşiktaş'ın istikbali, bu istikbalin daha iyi olması için tribün profilinin nasıl olması gerektiği, iç saha baskısının nasıl kurulması gerektiği hakkında ahkam kesemez. Goodfellas diye bir twitter hesabı var, tezahüratlara katılmayan taraftara seslenerek, "tribüncüler olarak sizleri izliyoruz, vakti geldiğinde cezanızı vereceğiz" diye tehditler savurdu Galatasaray maçından sonra. Kimse Beşiktaş taraftarına ceza veremez, kimsenin haddi değil. Ne bu öfkenin sebebi? 2.100 Galatasaray taraftarının bölüm bölüm statta sesi çıktı diye mi? Halbuki maçın 2. yarısı başlar başlamaz tüm stat, ceza riskini de göze alıp, maçın sonuna kadar hep bir ağızdan "k.y. şu xxxxxxxxxxx cimboma" tezahüratını ve birkaç daha başat tezahüratı yapmıştı ve bazı taraftarlarımızca bizi madara ettiği düşünülen galatasaray tribünleri g.tlerinin üstüne oturtulmuştu. 2. yarıda çok az fırsat buldukları (Beşiktaş'ın yaptığı baskıya rağmen gol bulamaması ve Galatasaray'ın bir iki dakika iyi pas yapması üzerine) bir anda oley çekip, üstüne 2 tane yiyip mal gibi kalmaları da süsü oldu. Bu neyin davası ben anlamıyorum. Eski İnönü'de 1994-1995 sezonunda Galatasaray'a Sergen, Johnsen, Alpay gibi isimlerin olduğu kadroyla 3-2 yenildik (sezonu şampiyon bitirdik o ayrı), o maçta deplasman yasağı filan yoktu, ben yeni açıkta oturuyordum, GS tribünü ise eski açıktaydı, yani aramızda o efsane kapalının da büyük gürültüsü olmasına rağmen, eski açıktaki GS tribünü sesini yeni açığa gayet de duyurmuştu. Bu maçta ise GS tribünün sesi kapalı tribüne çok çok az geldi. TV yayınında çok duyulduğu iddia ediliyor, peki deplasman tribününün basın tribününe ve yayın kamerasına mesafesinin kısalığını dikkate alan var mı? Eski açıkta ve kapalıda maç izleyip GS deplasman tribünü çok ses çıkardı diyecek adam bir elin parmağını geçmez.

Maçları tribünün kazandığı konusunda da elimizde yeterli kanıt yok. Öyle olsaydı bizim İnönü'de o kadar derbi kaybetmemizin izahı yok. Barcelona, Bayern gibi takımların statlarında öyle cehennemi bir tezahürat filan da yok. Adamların takımı iyi, içerde dışarda tıkır tıkır oynayıp tokatlıyorlar herkesi. Olay tribünse Lech Poznan bana göre ilk üçte. Takım hangi turnuvada oynuyor bu sezon bilmiyorum. Haa, ben Beşiktaş tribününü gümbür gümbür gürlerken seviyorum, bu benim kişisel tercihim. Ama sağımdaki kombineli Kiev maçında bana dedi ki, "yok kardeşim burada maç izlenmez, ben hiç memnun değilim, seneye numaralıdan kombine alacağım". Dedim neden, "ben maç izlemek istiyorum, bağır bağır yoruluyorum, bu yaşta oturup maça odaklanmak istiyorum". Adam haksız da değil, ben her maç tüm tezahüratlara katılıyorum, ıslık anında da ıslık çalamadığım için yuhalama işine girişiyorum. Tribün organizasyonuna uymak için bi gözüm sürekli kapalı set civarında ya da yeni açık ya da eski açıkta olduğu için, arada pozisyonları kaçırıyorum. Yaş 41, maç sonu 90 dakika ben koşmuş gibi yorgun oluyorum. E benim yanımdaki adam benden 5-6 yaş daha yaşlı, adamın tercihi, saygı duyarım. Gerçi abicim adam da çok bağırmasa da maç boyu yerine oturamadı, bol bol alkış, ıslık v.b. organizasyonlara katıldı, damarda Beşiktaşlılık var :D

Bunun dışında, maçları iki kategoriye ayırıp ıslık-tezahürat ayrımını ve organizasyonunu da buna göre yapmak gerektiği kanaatindeyim. Geçen sezonki Bursa, Kayseri, Osmanlı ve bu sezonki Alanya maçlarında top rakipteyken ıslık çok işe yaradı. Ama Galatasaray ve Kiev maçlarında ıslığın rakip takımı etkilediğini sanmıyorum. Siz Sneijder olsanız ıslıktan etkilenir misiniz? Ben olsam etkilenmem. Anadolu takımlarının futbolcuları etkilenebilir, ama Galatasaray, Fenerbahçe karşısında ve Avrupa maçlarında tribün tezahürat ağırlıklı organize olmalı. Islık küçük maçlarda rakip takımı bozarken, Beşiktaş takımına bir tesiri olmuyor. Çünkü küçük takımlar iyi top çeviremiyor, ıslık uzamadığı için, topu bir türlü kapamadık diye futbolcuların asabı bozulmuyor. Ancak GS, FB, ve CL maçlarında belli bir standardın üstünde takım organizasyonu ve pas kapasitesi ile yüzleşmek zorundayız. Bu maçlarda ıslık süresi uzar ve takımın, özellikle yerlilerin asabı çabucak bozulur. Büyük maçlarda tribünün odaklanacağı yer rakip takımı bozmak olmamalı, çünkü rakip takım kolay kolay bozulmaz. Mourinho'ya 3-2 kaybedip tur atladıkları GS maçındaki GS tribününün Real Madrid'i olumsuz etkileyip etkilemediği soruldu, "takımım bundan olumsuz etkilenmedi ama gördüğüm kadarıyla GS takımı çok olumlu etkilendi" şeklinde cevap verdi. Bizim sorunumuzun cevabı burada saklı. Bize denk ya da bizden güçlü takımlarla oynarken odak noktamız, kendi takımımızı maksimumuna ya da kapasitesinin üstünde bir performansa çıkarmak olmalı, bu da ıslıkla değil tüm stadın organize olduğu olumlu ve teşvik edici tezahüratlarla mümkün. Anadolu takımlarına karşı ise top rakipteyken ıslık, top bizdeyken tezahürat organizasyonuna devam etmekte yarar var.
bu yazıyı sık sık üste taşımak gerek, tebrikler, 20 yıldır maçlara gidiyorum, gözlemlerimiz neredeyse birebir aynı.

Çevrimdışı OrhanAker

Bu rusyada bizim arkadas kelimesine bir cok karsilik var. mesela yol arkadasi icin ayri kelime, is arkadasi icin ayri kelime, yakin yerde yasadiginiz arkadasiniz icin ayri kelime vs.
Ama icki ictiginiz arkadasiniz icin de ayri kelime var.

Once ekurini bulacaksin @OrhanAker sonra iyice karnini doyuruo, mezelerini hazirlayacaksin, ilk dubleden sonra dil uyusunca aman aman iki buyuk icersin

Simdi mesela ben bir otursam masaya @Necmi @Serhat Akkaya (levent erdogan) @tuncaboylu (fikret orman) @Mehmet Ali C. (Ospina) @Yunus Emre Dökmeci (quaresma)[icki kullanmaz muhabbet icin] @sozkul abim @Hasan Tahsin abimi ekurik can dostum @tangaz olsa yanimda bir tane seftali ile iki buyuk icmeyini kopruden assagi atsinlar.
Olay raki ya da tadi degil ortamidir

Konu disini baglayalim ayni eski inonu vodafone arena gibi atad degisiyor ama aliskanliklarimiz kaliyor. Neler yasadim ben o eski stadta. Bayrama cevirip 4 yedigimiz ayaks maci eski acikta tek meselayi ben yakmistkm hayatimda anlatirken gururlwndigim anlardan biridir. Malmo maci, valeranga maci, okser maci. Stad degisiyor futbolcular degisiyor ama bizim misafire ikram kulturumuz degismiyor
Tek tabanca takıldığım için haklı olabilirsin abi :D

Çevrimdışı Yusuf Tekeli

Girsehirde alkol mu satiiler offff

Havalar nasil girsehirde, nem orani falan benim hanim icin onemli bu nem orani. Kafami zanzinglogluyo yuzu kuruyormusta bilmem ne, sonra nem orani artinca yuzu burusuyormus ulan ne cektim be arabaya oturur sicak kilimayi ac, 2 dakika sonra dondum ben kapatsana kilimayi, ozellikle aciyorsun usuteyim diye, arkadan cocuk baba sican, baba soguk sonra bu millet neden cinnet geciriyor.

Istanbuldan sonra alistim kucuk sehire, daha rahat yasiyorum, bir daha da buyuk sehirde yasamam, ancak emeklilikte

Abi bozkır işte kupkurudur havası :D
Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.

"I don't know if we each have a destiny, or if we're all just floatin' around accidental-like on a breeze. But I, I think maybe it's both."

Çevrimdışı mylife1903

Tribünlerin eski İnönü'ye nazaran zayıf olduğu doğrudur. Ama bazı şeyleri atlamamak gerek. Kapalıda tezahüratları organize eden, kapalı üstteki setin sağ ve sol çaprazlarına ve tam hizasına düşen üç grup var. bunlar yaklaşık 100-200 kişilik gruplar olabilir, sayı belki de daha düşük de olabilir bilemedim. Israrla başlatmaya çalıştıkları tezahüratlar, sık sık tribün kapama cezasına neden olan ve nette bunlar cezaya neden oluyor başkalarını yapalım bunları söylemeyelim diye kampanya bile yaptığımız tezahüratlar. Başlatılan tezahürat bunlar olunca tribünün daha oturarak maç seyretmeye meyilli müdavimleri katılmakta isteksiz oluyor. GS maçında ve nasıl olsa Uefa küfürden anlamaz diye Dinamo Kiev maçında tribünün koyuverdiği ve küfürlü tezahüratı hep birlikte yaptığı uzun süreler oldu. GS maçında ikinci yarıda maç zaten 0-2 olmuş, bundan sonra ceza kaygısı 2. planda diye düşünüp tüm stat ortak tezahürata yüklendi. Taraftar profilinde bir sorun yok bence, istedikten sonra her türlü tezahüratı hep birlikte yapacak kapasite var.

Dinamo Kiev maçına 45 dakika kala kapalı üstteki yerime gittim, benim oturacağım koltuk ve sağındaki 4 koltukta 25-30 yaş arası 5 kişi vardı, hiçbirinin kombinesi yok, hatta biletleri olmadığını da biliyorum, çünkü birini daha önceki maçlarda da koltuk sahibi yerine geldikçe yer değiştirdiğini bizzat gördüğümden tanıyorum. Kombine ya da bilet sahiplerinden maça gelmeyen birini denk getirene kadar şansını deniyor. Hatta kombine/bilet sahibi gelip müsaade istediğinde de oflayip pufluyor. Dinamo Kiev maçında da ben yerim için müsaade isteyince bir sağa kaydılar, ama o koltukların tamamının kombineli olduğunu, bu statta daha önce izlediğim geçen sezonun son 3 maçı ve bu sezon ceza yüzünden biletini kulübe devrettiğim Karabük maçı hariç izlediğim 2 maçtan biliyorum, hatta pek diyaloğumuz olmasa da kombine sahiplerinin tamamının simasını ezberledim. Haliyle o adamlar da gelince bu arkadaşlar kayboldu. Tabii ki stattan dışarı çıkacak halleri yok, muhakkak maça gelmeyen birilerini bulup yerine oturdular. Orayı terk etmeden önce aralarındaki diyalog, "koskoca kapalının ne hale düştüğü, kimsenin bağırmadığı, Fikret Orman'ın Beşiktaş tribünlerinin a.ına koyduğu" minvalindeydi.

Valla kimse kusura bakmasın da, bu muhabbeti "yaşasın kapalı mücadelemiz" sloganıyla birleştirdiğimde, bu mücadelenin pek de Beşiktaş hayrına olduğu intibaı edinmedim. 5 tane adam Beşiktaş kulübünün  borç sarmalındayken taraftarını ve takımını 3 yıl stat stat süründürmeyi de göze alarak borç harç 120 milyon dolar para harcayıp yaptığı stadın kapalı tribününde bir yandan bedava maç izlemeye çalışıp, bir yandan da Beşiktaş'ın istikbali, bu istikbalin daha iyi olması için tribün profilinin nasıl olması gerektiği, iç saha baskısının nasıl kurulması gerektiği hakkında ahkam kesemez. Goodfellas diye bir twitter hesabı var, tezahüratlara katılmayan taraftara seslenerek, "tribüncüler olarak sizleri izliyoruz, vakti geldiğinde cezanızı vereceğiz" diye tehditler savurdu Galatasaray maçından sonra. Kimse Beşiktaş taraftarına ceza veremez, kimsenin haddi değil. Ne bu öfkenin sebebi? 2.100 Galatasaray taraftarının bölüm bölüm statta sesi çıktı diye mi? Halbuki maçın 2. yarısı başlar başlamaz tüm stat, ceza riskini de göze alıp, maçın sonuna kadar hep bir ağızdan "k.y. şu xxxxxxxxxxx cimboma" tezahüratını ve birkaç daha başat tezahüratı yapmıştı ve bazı taraftarlarımızca bizi madara ettiği düşünülen galatasaray tribünleri g.tlerinin üstüne oturtulmuştu. 2. yarıda çok az fırsat buldukları (Beşiktaş'ın yaptığı baskıya rağmen gol bulamaması ve Galatasaray'ın bir iki dakika iyi pas yapması üzerine) bir anda oley çekip, üstüne 2 tane yiyip mal gibi kalmaları da süsü oldu. Bu neyin davası ben anlamıyorum. Eski İnönü'de 1994-1995 sezonunda Galatasaray'a Sergen, Johnsen, Alpay gibi isimlerin olduğu kadroyla 3-2 yenildik (sezonu şampiyon bitirdik o ayrı), o maçta deplasman yasağı filan yoktu, ben yeni açıkta oturuyordum, GS tribünü ise eski açıktaydı, yani aramızda o efsane kapalının da büyük gürültüsü olmasına rağmen, eski açıktaki GS tribünü sesini yeni açığa gayet de duyurmuştu. Bu maçta ise GS tribünün sesi kapalı tribüne çok çok az geldi. TV yayınında çok duyulduğu iddia ediliyor, peki deplasman tribününün basın tribününe ve yayın kamerasına mesafesinin kısalığını dikkate alan var mı? Eski açıkta ve kapalıda maç izleyip GS deplasman tribünü çok ses çıkardı diyecek adam bir elin parmağını geçmez.

Maçları tribünün kazandığı konusunda da elimizde yeterli kanıt yok. Öyle olsaydı bizim İnönü'de o kadar derbi kaybetmemizin izahı yok. Barcelona, Bayern gibi takımların statlarında öyle cehennemi bir tezahürat filan da yok. Adamların takımı iyi, içerde dışarda tıkır tıkır oynayıp tokatlıyorlar herkesi. Olay tribünse Lech Poznan bana göre ilk üçte. Takım hangi turnuvada oynuyor bu sezon bilmiyorum. Haa, ben Beşiktaş tribününü gümbür gümbür gürlerken seviyorum, bu benim kişisel tercihim. Ama sağımdaki kombineli Kiev maçında bana dedi ki, "yok kardeşim burada maç izlenmez, ben hiç memnun değilim, seneye numaralıdan kombine alacağım". Dedim neden, "ben maç izlemek istiyorum, bağır bağır yoruluyorum, bu yaşta oturup maça odaklanmak istiyorum". Adam haksız da değil, ben her maç tüm tezahüratlara katılıyorum, ıslık anında da ıslık çalamadığım için yuhalama işine girişiyorum. Tribün organizasyonuna uymak için bi gözüm sürekli kapalı set civarında ya da yeni açık ya da eski açıkta olduğu için, arada pozisyonları kaçırıyorum. Yaş 41, maç sonu 90 dakika ben koşmuş gibi yorgun oluyorum. E benim yanımdaki adam benden 5-6 yaş daha yaşlı, adamın tercihi, saygı duyarım. Gerçi abicim adam da çok bağırmasa da maç boyu yerine oturamadı, bol bol alkış, ıslık v.b. organizasyonlara katıldı, damarda Beşiktaşlılık var :D

Bunun dışında, maçları iki kategoriye ayırıp ıslık-tezahürat ayrımını ve organizasyonunu da buna göre yapmak gerektiği kanaatindeyim. Geçen sezonki Bursa, Kayseri, Osmanlı ve bu sezonki Alanya maçlarında top rakipteyken ıslık çok işe yaradı. Ama Galatasaray ve Kiev maçlarında ıslığın rakip takımı etkilediğini sanmıyorum. Siz Sneijder olsanız ıslıktan etkilenir misiniz? Ben olsam etkilenmem. Anadolu takımlarının futbolcuları etkilenebilir, ama Galatasaray, Fenerbahçe karşısında ve Avrupa maçlarında tribün tezahürat ağırlıklı organize olmalı. Islık küçük maçlarda rakip takımı bozarken, Beşiktaş takımına bir tesiri olmuyor. Çünkü küçük takımlar iyi top çeviremiyor, ıslık uzamadığı için, topu bir türlü kapamadık diye futbolcuların asabı bozulmuyor. Ancak GS, FB, ve CL maçlarında belli bir standardın üstünde takım organizasyonu ve pas kapasitesi ile yüzleşmek zorundayız. Bu maçlarda ıslık süresi uzar ve takımın, özellikle yerlilerin asabı çabucak bozulur. Büyük maçlarda tribünün odaklanacağı yer rakip takımı bozmak olmamalı, çünkü rakip takım kolay kolay bozulmaz. Mourinho'ya 3-2 kaybedip tur atladıkları GS maçındaki GS tribününün Real Madrid'i olumsuz etkileyip etkilemediği soruldu, "takımım bundan olumsuz etkilenmedi ama gördüğüm kadarıyla GS takımı çok olumlu etkilendi" şeklinde cevap verdi. Bizim sorunumuzun cevabı burada saklı. Bize denk ya da bizden güçlü takımlarla oynarken odak noktamız, kendi takımımızı maksimumuna ya da kapasitesinin üstünde bir performansa çıkarmak olmalı, bu da ıslıkla değil tüm stadın organize olduğu olumlu ve teşvik edici tezahüratlarla mümkün. Anadolu takımlarına karşı ise top rakipteyken ıslık, top bizdeyken tezahürat organizasyonuna devam etmekte yarar var.
Eskiden ben de boyle uzun yazardim @cursedofdragon galiba abi uzun yazma bizim millet okumaz demisti

Tribunlerin butun olarak yonetilmesi icin 100. Yilda oldugu gibi yeni acigin taraftar geuplarina birakilmasi lazim, oraya alismalari icin 500-600 tane hatta 1000 tane beles bilet verse yonetim agzimi acmam. Numarali tribun cok nador gaza gelse de potansiyelli bir tribundur, cok saglam tepki verir. Simdi benim kendimden utandigim, insanligimdan haz etmedigim zamanlarim vardir bu buyuk boyik en boyuk imparatoreye organize kufurler olmustu, numrali teibunden emzik falan atilmisti buna, gozumden yas geldi uzuntuden ben kandirilmsitim katildim o kufurlere, hatta literatire yeni kufurler ekledigim dedikodulari konusulur, belirtilir kulislerde.

Cozum bir tribun lideri grup olmasidir. Carsi bunu hak ediyor. Kalan gruplar ile butun stadi birlikte yonetmeliler ama bunlari cekip konusmak anlatmak, ogretmek lazim. Egitim sart.

Bir rivayete gore 100. Yilda lucescu basa gecince bu tribun liderlerini karsisina alip konusmas ve anlatmis lneye ohtiyaci oldugunu

Çevrimdışı atalay

Tsarskaya, Russki Standart, Smirnoff, Stolichnaya, Beluga. Fiyat/kalite sıralaması yapsan? @mylife1903

Çevrimdışı Orhan

Tribünlerin eski İnönü'ye nazaran zayıf olduğu doğrudur. Ama bazı şeyleri atlamamak gerek. Kapalıda tezahüratları organize eden, kapalı üstteki setin sağ ve sol çaprazlarına ve tam hizasına düşen üç grup var. bunlar yaklaşık 100-200 kişilik gruplar olabilir, sayı belki de daha düşük de olabilir bilemedim. Israrla başlatmaya çalıştıkları tezahüratlar, sık sık tribün kapama cezasına neden olan ve nette bunlar cezaya neden oluyor başkalarını yapalım bunları söylemeyelim diye kampanya bile yaptığımız tezahüratlar. Başlatılan tezahürat bunlar olunca tribünün daha oturarak maç seyretmeye meyilli müdavimleri katılmakta isteksiz oluyor. GS maçında ve nasıl olsa Uefa küfürden anlamaz diye Dinamo Kiev maçında tribünün koyuverdiği ve küfürlü tezahüratı hep birlikte yaptığı uzun süreler oldu. GS maçında ikinci yarıda maç zaten 0-2 olmuş, bundan sonra ceza kaygısı 2. planda diye düşünüp tüm stat ortak tezahürata yüklendi. Taraftar profilinde bir sorun yok bence, istedikten sonra her türlü tezahüratı hep birlikte yapacak kapasite var.

Dinamo Kiev maçına 45 dakika kala kapalı üstteki yerime gittim, benim oturacağım koltuk ve sağındaki 4 koltukta 25-30 yaş arası 5 kişi vardı, hiçbirinin kombinesi yok, hatta biletleri olmadığını da biliyorum, çünkü birini daha önceki maçlarda da koltuk sahibi yerine geldikçe yer değiştirdiğini bizzat gördüğümden tanıyorum. Kombine ya da bilet sahiplerinden maça gelmeyen birini denk getirene kadar şansını deniyor. Hatta kombine/bilet sahibi gelip müsaade istediğinde de oflayip pufluyor. Dinamo Kiev maçında da ben yerim için müsaade isteyince bir sağa kaydılar, ama o koltukların tamamının kombineli olduğunu, bu statta daha önce izlediğim geçen sezonun son 3 maçı ve bu sezon ceza yüzünden biletini kulübe devrettiğim Karabük maçı hariç izlediğim 2 maçtan biliyorum, hatta pek diyaloğumuz olmasa da kombine sahiplerinin tamamının simasını ezberledim. Haliyle o adamlar da gelince bu arkadaşlar kayboldu. Tabii ki stattan dışarı çıkacak halleri yok, muhakkak maça gelmeyen birilerini bulup yerine oturdular. Orayı terk etmeden önce aralarındaki diyalog, "koskoca kapalının ne hale düştüğü, kimsenin bağırmadığı, Fikret Orman'ın Beşiktaş tribünlerinin a.ına koyduğu" minvalindeydi.

Valla kimse kusura bakmasın da, bu muhabbeti "yaşasın kapalı mücadelemiz" sloganıyla birleştirdiğimde, bu mücadelenin pek de Beşiktaş hayrına olduğu intibaı edinmedim. 5 tane adam Beşiktaş kulübünün  borç sarmalındayken taraftarını ve takımını 3 yıl stat stat süründürmeyi de göze alarak borç harç 120 milyon dolar para harcayıp yaptığı stadın kapalı tribününde bir yandan bedava maç izlemeye çalışıp, bir yandan da Beşiktaş'ın istikbali, bu istikbalin daha iyi olması için tribün profilinin nasıl olması gerektiği, iç saha baskısının nasıl kurulması gerektiği hakkında ahkam kesemez. Goodfellas diye bir twitter hesabı var, tezahüratlara katılmayan taraftara seslenerek, "tribüncüler olarak sizleri izliyoruz, vakti geldiğinde cezanızı vereceğiz" diye tehditler savurdu Galatasaray maçından sonra. Kimse Beşiktaş taraftarına ceza veremez, kimsenin haddi değil. Ne bu öfkenin sebebi? 2.100 Galatasaray taraftarının bölüm bölüm statta sesi çıktı diye mi? Halbuki maçın 2. yarısı başlar başlamaz tüm stat, ceza riskini de göze alıp, maçın sonuna kadar hep bir ağızdan "k.y. şu xxxxxxxxxxx cimboma" tezahüratını ve birkaç daha başat tezahüratı yapmıştı ve bazı taraftarlarımızca bizi madara ettiği düşünülen galatasaray tribünleri g.tlerinin üstüne oturtulmuştu. 2. yarıda çok az fırsat buldukları (Beşiktaş'ın yaptığı baskıya rağmen gol bulamaması ve Galatasaray'ın bir iki dakika iyi pas yapması üzerine) bir anda oley çekip, üstüne 2 tane yiyip mal gibi kalmaları da süsü oldu. Bu neyin davası ben anlamıyorum. Eski İnönü'de 1994-1995 sezonunda Galatasaray'a Sergen, Johnsen, Alpay gibi isimlerin olduğu kadroyla 3-2 yenildik (sezonu şampiyon bitirdik o ayrı), o maçta deplasman yasağı filan yoktu, ben yeni açıkta oturuyordum, GS tribünü ise eski açıktaydı, yani aramızda o efsane kapalının da büyük gürültüsü olmasına rağmen, eski açıktaki GS tribünü sesini yeni açığa gayet de duyurmuştu. Bu maçta ise GS tribünün sesi kapalı tribüne çok çok az geldi. TV yayınında çok duyulduğu iddia ediliyor, peki deplasman tribününün basın tribününe ve yayın kamerasına mesafesinin kısalığını dikkate alan var mı? Eski açıkta ve kapalıda maç izleyip GS deplasman tribünü çok ses çıkardı diyecek adam bir elin parmağını geçmez.

Maçları tribünün kazandığı konusunda da elimizde yeterli kanıt yok. Öyle olsaydı bizim İnönü'de o kadar derbi kaybetmemizin izahı yok. Barcelona, Bayern gibi takımların statlarında öyle cehennemi bir tezahürat filan da yok. Adamların takımı iyi, içerde dışarda tıkır tıkır oynayıp tokatlıyorlar herkesi. Olay tribünse Lech Poznan bana göre ilk üçte. Takım hangi turnuvada oynuyor bu sezon bilmiyorum. Haa, ben Beşiktaş tribününü gümbür gümbür gürlerken seviyorum, bu benim kişisel tercihim. Ama sağımdaki kombineli Kiev maçında bana dedi ki, "yok kardeşim burada maç izlenmez, ben hiç memnun değilim, seneye numaralıdan kombine alacağım". Dedim neden, "ben maç izlemek istiyorum, bağır bağır yoruluyorum, bu yaşta oturup maça odaklanmak istiyorum". Adam haksız da değil, ben her maç tüm tezahüratlara katılıyorum, ıslık anında da ıslık çalamadığım için yuhalama işine girişiyorum. Tribün organizasyonuna uymak için bi gözüm sürekli kapalı set civarında ya da yeni açık ya da eski açıkta olduğu için, arada pozisyonları kaçırıyorum. Yaş 41, maç sonu 90 dakika ben koşmuş gibi yorgun oluyorum. E benim yanımdaki adam benden 5-6 yaş daha yaşlı, adamın tercihi, saygı duyarım. Gerçi abicim adam da çok bağırmasa da maç boyu yerine oturamadı, bol bol alkış, ıslık v.b. organizasyonlara katıldı, damarda Beşiktaşlılık var :D

Bunun dışında, maçları iki kategoriye ayırıp ıslık-tezahürat ayrımını ve organizasyonunu da buna göre yapmak gerektiği kanaatindeyim. Geçen sezonki Bursa, Kayseri, Osmanlı ve bu sezonki Alanya maçlarında top rakipteyken ıslık çok işe yaradı. Ama Galatasaray ve Kiev maçlarında ıslığın rakip takımı etkilediğini sanmıyorum. Siz Sneijder olsanız ıslıktan etkilenir misiniz? Ben olsam etkilenmem. Anadolu takımlarının futbolcuları etkilenebilir, ama Galatasaray, Fenerbahçe karşısında ve Avrupa maçlarında tribün tezahürat ağırlıklı organize olmalı. Islık küçük maçlarda rakip takımı bozarken, Beşiktaş takımına bir tesiri olmuyor. Çünkü küçük takımlar iyi top çeviremiyor, ıslık uzamadığı için, topu bir türlü kapamadık diye futbolcuların asabı bozulmuyor. Ancak GS, FB, ve CL maçlarında belli bir standardın üstünde takım organizasyonu ve pas kapasitesi ile yüzleşmek zorundayız. Bu maçlarda ıslık süresi uzar ve takımın, özellikle yerlilerin asabı çabucak bozulur. Büyük maçlarda tribünün odaklanacağı yer rakip takımı bozmak olmamalı, çünkü rakip takım kolay kolay bozulmaz. Mourinho'ya 3-2 kaybedip tur atladıkları GS maçındaki GS tribününün Real Madrid'i olumsuz etkileyip etkilemediği soruldu, "takımım bundan olumsuz etkilenmedi ama gördüğüm kadarıyla GS takımı çok olumlu etkilendi" şeklinde cevap verdi. Bizim sorunumuzun cevabı burada saklı. Bize denk ya da bizden güçlü takımlarla oynarken odak noktamız, kendi takımımızı maksimumuna ya da kapasitesinin üstünde bir performansa çıkarmak olmalı, bu da ıslıkla değil tüm stadın organize olduğu olumlu ve teşvik edici tezahüratlarla mümkün. Anadolu takımlarına karşı ise top rakipteyken ıslık, top bizdeyken tezahürat organizasyonuna devam etmekte yarar var.
normalde uzun uzadiya yazilari pek okumam ama catir catir yazmissiniz elinize saglik. Bence boyle durumlarda forumda orgutlenip toplu sikayette bulunsak bir sonuc alabiliriz.Valla ben 3 sene ortalarda gorunmeyip Stadin en guzel yerinde kaos cikaranlardan rahatsizim. Madem trilyonluk kamera sistemi var almasinlar bu adamlari iceri daha.Ne demek kacak giris yapmak diye bir sey mi olur hala!!Benim hala sinir oldugum sey de o karagumruk pankarti. Adamlar bir bolumun gorus alanini kisitliyorlardi.Kaldirmadilar da.Fikret Baskanin daha sert onlemler almasi lazim bence.Yonetim vaad ettiklerini saglayamazsa eskiye okkali bir donus yasariz.

Çevrimdışı atalay

Beluga güzel gerçekten. @mylife1903 Yakut bir arkadaş tanıştırmıştı. Bir daha kavuşamadık.

Çevrimdışı Yunus Emre Dökmeci

Tribünlerin eski İnönü'ye nazaran zayıf olduğu doğrudur. Ama bazı şeyleri atlamamak gerek. Kapalıda tezahüratları organize eden, kapalı üstteki setin sağ ve sol çaprazlarına ve tam hizasına düşen üç grup var. bunlar yaklaşık 100-200 kişilik gruplar olabilir, sayı belki de daha düşük de olabilir bilemedim. Israrla başlatmaya çalıştıkları tezahüratlar, sık sık tribün kapama cezasına neden olan ve nette bunlar cezaya neden oluyor başkalarını yapalım bunları söylemeyelim diye kampanya bile yaptığımız tezahüratlar. Başlatılan tezahürat bunlar olunca tribünün daha oturarak maç seyretmeye meyilli müdavimleri katılmakta isteksiz oluyor. GS maçında ve nasıl olsa Uefa küfürden anlamaz diye Dinamo Kiev maçında tribünün koyuverdiği ve küfürlü tezahüratı hep birlikte yaptığı uzun süreler oldu. GS maçında ikinci yarıda maç zaten 0-2 olmuş, bundan sonra ceza kaygısı 2. planda diye düşünüp tüm stat ortak tezahürata yüklendi. Taraftar profilinde bir sorun yok bence, istedikten sonra her türlü tezahüratı hep birlikte yapacak kapasite var.

Dinamo Kiev maçına 45 dakika kala kapalı üstteki yerime gittim, benim oturacağım koltuk ve sağındaki 4 koltukta 25-30 yaş arası 5 kişi vardı, hiçbirinin kombinesi yok, hatta biletleri olmadığını da biliyorum, çünkü birini daha önceki maçlarda da koltuk sahibi yerine geldikçe yer değiştirdiğini bizzat gördüğümden tanıyorum. Kombine ya da bilet sahiplerinden maça gelmeyen birini denk getirene kadar şansını deniyor. Hatta kombine/bilet sahibi gelip müsaade istediğinde de oflayip pufluyor. Dinamo Kiev maçında da ben yerim için müsaade isteyince bir sağa kaydılar, ama o koltukların tamamının kombineli olduğunu, bu statta daha önce izlediğim geçen sezonun son 3 maçı ve bu sezon ceza yüzünden biletini kulübe devrettiğim Karabük maçı hariç izlediğim 2 maçtan biliyorum, hatta pek diyaloğumuz olmasa da kombine sahiplerinin tamamının simasını ezberledim. Haliyle o adamlar da gelince bu arkadaşlar kayboldu. Tabii ki stattan dışarı çıkacak halleri yok, muhakkak maça gelmeyen birilerini bulup yerine oturdular. Orayı terk etmeden önce aralarındaki diyalog, "koskoca kapalının ne hale düştüğü, kimsenin bağırmadığı, Fikret Orman'ın Beşiktaş tribünlerinin a.ına koyduğu" minvalindeydi.

Valla kimse kusura bakmasın da, bu muhabbeti "yaşasın kapalı mücadelemiz" sloganıyla birleştirdiğimde, bu mücadelenin pek de Beşiktaş hayrına olduğu intibaı edinmedim. 5 tane adam Beşiktaş kulübünün  borç sarmalındayken taraftarını ve takımını 3 yıl stat stat süründürmeyi de göze alarak borç harç 120 milyon dolar para harcayıp yaptığı stadın kapalı tribününde bir yandan bedava maç izlemeye çalışıp, bir yandan da Beşiktaş'ın istikbali, bu istikbalin daha iyi olması için tribün profilinin nasıl olması gerektiği, iç saha baskısının nasıl kurulması gerektiği hakkında ahkam kesemez. Goodfellas diye bir twitter hesabı var, tezahüratlara katılmayan taraftara seslenerek, "tribüncüler olarak sizleri izliyoruz, vakti geldiğinde cezanızı vereceğiz" diye tehditler savurdu Galatasaray maçından sonra. Kimse Beşiktaş taraftarına ceza veremez, kimsenin haddi değil. Ne bu öfkenin sebebi? 2.100 Galatasaray taraftarının bölüm bölüm statta sesi çıktı diye mi? Halbuki maçın 2. yarısı başlar başlamaz tüm stat, ceza riskini de göze alıp, maçın sonuna kadar hep bir ağızdan "k.y. şu xxxxxxxxxxx cimboma" tezahüratını ve birkaç daha başat tezahüratı yapmıştı ve bazı taraftarlarımızca bizi madara ettiği düşünülen galatasaray tribünleri g.tlerinin üstüne oturtulmuştu. 2. yarıda çok az fırsat buldukları (Beşiktaş'ın yaptığı baskıya rağmen gol bulamaması ve Galatasaray'ın bir iki dakika iyi pas yapması üzerine) bir anda oley çekip, üstüne 2 tane yiyip mal gibi kalmaları da süsü oldu. Bu neyin davası ben anlamıyorum. Eski İnönü'de 1994-1995 sezonunda Galatasaray'a Sergen, Johnsen, Alpay gibi isimlerin olduğu kadroyla 3-2 yenildik (sezonu şampiyon bitirdik o ayrı), o maçta deplasman yasağı filan yoktu, ben yeni açıkta oturuyordum, GS tribünü ise eski açıktaydı, yani aramızda o efsane kapalının da büyük gürültüsü olmasına rağmen, eski açıktaki GS tribünü sesini yeni açığa gayet de duyurmuştu. Bu maçta ise GS tribünün sesi kapalı tribüne çok çok az geldi. TV yayınında çok duyulduğu iddia ediliyor, peki deplasman tribününün basın tribününe ve yayın kamerasına mesafesinin kısalığını dikkate alan var mı? Eski açıkta ve kapalıda maç izleyip GS deplasman tribünü çok ses çıkardı diyecek adam bir elin parmağını geçmez.

Maçları tribünün kazandığı konusunda da elimizde yeterli kanıt yok. Öyle olsaydı bizim İnönü'de o kadar derbi kaybetmemizin izahı yok. Barcelona, Bayern gibi takımların statlarında öyle cehennemi bir tezahürat filan da yok. Adamların takımı iyi, içerde dışarda tıkır tıkır oynayıp tokatlıyorlar herkesi. Olay tribünse Lech Poznan bana göre ilk üçte. Takım hangi turnuvada oynuyor bu sezon bilmiyorum. Haa, ben Beşiktaş tribününü gümbür gümbür gürlerken seviyorum, bu benim kişisel tercihim. Ama sağımdaki kombineli Kiev maçında bana dedi ki, "yok kardeşim burada maç izlenmez, ben hiç memnun değilim, seneye numaralıdan kombine alacağım". Dedim neden, "ben maç izlemek istiyorum, bağır bağır yoruluyorum, bu yaşta oturup maça odaklanmak istiyorum". Adam haksız da değil, ben her maç tüm tezahüratlara katılıyorum, ıslık anında da ıslık çalamadığım için yuhalama işine girişiyorum. Tribün organizasyonuna uymak için bi gözüm sürekli kapalı set civarında ya da yeni açık ya da eski açıkta olduğu için, arada pozisyonları kaçırıyorum. Yaş 41, maç sonu 90 dakika ben koşmuş gibi yorgun oluyorum. E benim yanımdaki adam benden 5-6 yaş daha yaşlı, adamın tercihi, saygı duyarım. Gerçi abicim adam da çok bağırmasa da maç boyu yerine oturamadı, bol bol alkış, ıslık v.b. organizasyonlara katıldı, damarda Beşiktaşlılık var :D

Bunun dışında, maçları iki kategoriye ayırıp ıslık-tezahürat ayrımını ve organizasyonunu da buna göre yapmak gerektiği kanaatindeyim. Geçen sezonki Bursa, Kayseri, Osmanlı ve bu sezonki Alanya maçlarında top rakipteyken ıslık çok işe yaradı. Ama Galatasaray ve Kiev maçlarında ıslığın rakip takımı etkilediğini sanmıyorum. Siz Sneijder olsanız ıslıktan etkilenir misiniz? Ben olsam etkilenmem. Anadolu takımlarının futbolcuları etkilenebilir, ama Galatasaray, Fenerbahçe karşısında ve Avrupa maçlarında tribün tezahürat ağırlıklı organize olmalı. Islık küçük maçlarda rakip takımı bozarken, Beşiktaş takımına bir tesiri olmuyor. Çünkü küçük takımlar iyi top çeviremiyor, ıslık uzamadığı için, topu bir türlü kapamadık diye futbolcuların asabı bozulmuyor. Ancak GS, FB, ve CL maçlarında belli bir standardın üstünde takım organizasyonu ve pas kapasitesi ile yüzleşmek zorundayız. Bu maçlarda ıslık süresi uzar ve takımın, özellikle yerlilerin asabı çabucak bozulur. Büyük maçlarda tribünün odaklanacağı yer rakip takımı bozmak olmamalı, çünkü rakip takım kolay kolay bozulmaz. Mourinho'ya 3-2 kaybedip tur atladıkları GS maçındaki GS tribününün Real Madrid'i olumsuz etkileyip etkilemediği soruldu, "takımım bundan olumsuz etkilenmedi ama gördüğüm kadarıyla GS takımı çok olumlu etkilendi" şeklinde cevap verdi. Bizim sorunumuzun cevabı burada saklı. Bize denk ya da bizden güçlü takımlarla oynarken odak noktamız, kendi takımımızı maksimumuna ya da kapasitesinin üstünde bir performansa çıkarmak olmalı, bu da ıslıkla değil tüm stadın organize olduğu olumlu ve teşvik edici tezahüratlarla mümkün. Anadolu takımlarına karşı ise top rakipteyken ıslık, top bizdeyken tezahürat organizasyonuna devam etmekte yarar var.
Tek nefeste okudum , eline koluna , düşüncene saglik abi :claps: :claps: :claps: @DenizAnt
Kopar Kıyamet Çöker Karanlık
Allah Bizi Affetmez Çok Günah Aldık
Sevenler Ayrılmaz Biz Bir Plan Yaptık
Tüm çArşı Cehenneme Kombine Aldık


Etiketler: