Arkadaşlar, 1986-1987 sezonunda Malatyasporlu futbolculara verilen teşvik primiyle çalınan şampiyonluğumuz Beşiktaşımızın çalınan tek şampiyonluğu değildir. 1992-1993 sezonundaki 0-8'lik Ankaragücü - Galatasaray maçıyla çalınan şampiyonluğumuz da vardır. Trabzonspor'un eski teknik direktörlerinden Sadi Tekelioğlu, 1992-1993 sezonunda Gençlerbirliği'nin yardımcı teknik direktörü olarak görev yapıyormuş ve o sezon son hafta oynanmış olan Beşiktaş - Gençlerbirliği maçı için Gençlerbirliğili futbolculara Galatasaray tarafından teşvik primi verilmiş. Sadi Tekelioğlu bu itirafı yaptı sağolsun. Anlaşılan o ki o dönemde bu şike işlerini yapan Galatasaraylı yönetici ya da yöneticiler iki taraflı çalışmışlar; bir taraftan Ankaragücülü futbolcuları bağlarken diğer taraftan da Gençlerbirliğili futbolcuları bağlamışlar. Beşiktaşımızın çalınan şampiyonlukları bununla da sınırlı değil. Koyu Galatasaraylı Rasim Ozan Kütahyalı'nın, 'Galatasaray'ın o şampiyonluğundan (1996-1997 sezonu şampiyonluğu) utanıyorum' minvalinde sözler söyleyerek şaibeli bir sezon olduğunu vurguladığı 1996-1997 sezonunda ise bariz hakem hataları sonucunda şampiyonluğumuz elimizden alındı. Bütün bu ve benzeri yaşananlardan sonra taraftarlarımız çoğumuzun malûmu olduğu üzere, 'Parayla şampiyonluk ne kadar kolay' sözleriyle başlayan tezahüratı üretip söyleyerek Galatasaray'a olan tepkilerini o tezahüratla dile getirmeğe başladılar. Beşiktaşımızın çalınan şampiyonlukları bunlarla da sınırlı kalmadı. 2003 yılında 100. yılımızda şampiyon olduktan sonra 101. yılımıza girerken sezonun ilk yarısının sonunda bir maçı eksik Fenerbahçe'nin 11 puan önünde lider durumdaydık. Beşiktaşımıza o sezon (2003-2004 sezonu) büyük bir operasyon yaptılar ve 2003-2004 sezonu şampiyonluğumuzu herkesin gözü önünde çalarak Fenerbahçe'ye verdiler.
Bunlar kamuoyuna yansımış ve kamuoyunca malûm olan alenen çalınan şampiyonluklarımız. Beşiktaşımızın yukarıda belirttiklerimden başka çalınan şampiyonlukları da vardır belki. Fenerbahçe kulübünün eski genel sekreterlerinden Semih Bayülken, Fenerbahçe'deki 35 yıllık yöneticilik döneminin öz eleştirisini şu sözlerle yaparak itirafta bulunmuş: "Her şeyi yaptım, hakem bile satın aldım, hatta aklınıza gelebilecek her türlü hakem hilesini yaptım. Zamanında her şey yaptık; ancak şimdi anlıyorum yaptıklarımın çoğu yanlışmış. Hatalarımı kabul ediyorum." Bütün bu yazdıklarım sonrasında açıkça ve rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki Türk futbolunu kirlettiler ve Makyavelist anlayışla yani başarı için her yol mubahtır anlayışıyla kendi kulüplerini ve kendilerini yukarı taşımak, başarılı kılmak için her türlü gayrimeşruluğu, yalanı, dolanı, spekülasyonu, manipülasyonu yapmaktan vb. kötülükleri, hırsızlıkları yapmaktan çekinmediler. Türkiye'de yapılan bu tür kötülüklerden açık ara en çok zarara uğrayan kulüp ise bildiğim kadarıyla Beşiktaşımız olmuştur.
Bütün bunlara rağmen Şeref Bey Stadyumumuzun kullanımının Yeni Malatyaspor'a açılması kararını olumlu karşılıyorum. Sadece Yeni Malatyaspor'a değil eğer bir gün Fenerbahçe ya da Galatasaray dahi bizden Şeref Bey Stadyumumuzun kullanımını isteseler, onlar bize stadsız kaldığımız dönemimizde stadyumlarını açmadıkları, dostluk ellerini uzatmadıkları hâlde onlara da stadyumumuzun açılmasından, kullandırılmasından yanayım.
Bunu şunun için söylüyorum arkadaşlar: Kulübümüzün bu sezonki sloganı Efendi Beşiktaş'tır. Bu sloganımız sadece bu sezona has bir şeyi ifade etmiyor. Bu söz Beşiktaş'ın temel karakteristik özelliklerinden birini ifade ediyor. Sadece bugün ya da bu sezon için değildir Beşiktaş'ın efendiliği; Beşiktaş, kuruluşundan bugüne kadar daima Efendi Beşiktaş olarak var olmuştur ve dilerim ki kulübümüz var olduğu müddetçe de daima Efendi Beşiktaş olarak var oluruz.
Sevgili kulübümüz Beşiktaşımızı dünyadaki diğer kulüplerden ayıran ve Dünya'nın en iyi ve en değerli kulübü yapan şey, müzemizdeki sayısız kupalarımız ve çok sayıdaki şampiyonluklarımız, spordaki ve futboldaki ilklerimiz ve rekorlarımız değildir; Beşiktaş'ı Dünya'nın en iyi ve en değerli kulübü yapan şey; Beşiktaşımızın eşsiz ruhu, şanlı ve şerefli tarihi, dürüstlüğü, efendiliği, centilmenliği, sportmenliği, diğer kulüplere ve takımlara olan saygısı ve hürmeti ve bunlar gibi diğer üstün değerleridir. Bizi biz yapan değerlerimiz bunlardır. Rahmetli Efsane Başkanımız Süleyman Seba, başkanlığı döneminde, "Ben bu kulübe haram kupa sokmam!" demiş. Bizim için sportif başarıdan önce değerlerimiz gelir. Beşiktaş ve Beşiktaşlılar olarak haram kupa, şaibeli başarı istemeyiz. O yüzdendir ki şanlı ve şerefli kulübümüzün temel ilkelerinden biri 'Şeref'inle oyna Hakkı'nla kazan' ilkesidir.
Beşiktaş'a tarih boyunca yapılmış olan haksızlıklara ve çalınmış olan şampiyonluklarımıza ben de üzülüyorum. Fakat biz, bize kötülük yapanlara onların bize yaptıkları gibi kötülükle karşılık veremeyiz, vermemeliyiz. Biz Efendi Beşiktaş'ız ve yürüdüğümüz yolda hep Efendi Beşiktaş olarak yürümeliyiz. Bize kötülük yapanlara bile Beşiktaş'a yakışır şekilde iyilikle karşılık vermeliyiz. Dünya'nın en iyi ve en değerli kulübü olmak kolay değildir, sorumluluk ister. Beşiktaş ve Beşiktaşlılar olarak bu sorumluğu taşımağa azmetmek durumundayız hatta zorundayız.
Lütfen hepimiz bunun farkında olalım. Dürüst Beşiktaş, Efendi Beşiktaş, Centilmen Beşiktaş, Saygılı Beşiktaş, Hürmetli Beşiktaş, Şanlı Beşiktaş, Şerefli Beşiktaş... Biz buyuz. Boşuna demiyoruz Beşiktaş Şeref'tir; Şeref Beşiktaş'tır diye. Değerlerimize daima sahip çıkalım ve bize haksızlık, kötülük yapanlara dahi Beşiktaş'a yakışır şekilde efendice karşılık verelim, iyilik yapalım, iyilikle davranalım.