Merhaba,
Az yazan, çok okuyan bir forum üyesiyim. Haddim olmayarak beni rahatsız eden iki konuyu paylaşmak istiyorum.
Birincisi, yarı Türkçe yarı İngilizce yazılması. Kulağımı çok tırmalayan stopper, base, overdose, overrated gibi kelimeleri okuyup duruyorum. Stoper, buradan hareketle (bu temelden, buna dayanarak), fazla/aşırı (overdose yazan arkadaş, "fazla, aşırı" demek istemiş ama ingilizcesi de yanlış, overreaction'dan bahsetmesi gerekirdi de neyse

), abartılmış v.b. gibi tamamen Türkçe ya da dilimize yabancı dillerden alınmış ama yerleşik kullanımı olan sözcüklerle ikame edilebilecek kelimeler bunlar. Acizane görüşüm.
İkinci konu (konu dışı deyip taarruz etmeden önce sonuna kadar okunmasını rica ediyorum) kullanıcı adımdan da anlaşılabileceği üzere, Antalyalı bir Beşiktaş taraftarıyım. 2,5 yıldır İstanbul'da olduğum için takımı canlı izleme imkanım var, önceki yıllarda bulunduğum şehirlere deplasmana gelirse izleyebiliyorduk. Futbol maçlarını canlı izlemeye ise Antalya Atatürk Stadı'nda, Antalyaspor dışında takım tutmayan babamın beni adam yerine koyduğuna delil olarak gördüğüm hareketiyle maça götürmesiyle başladım. Onlarca maça gitmişimdir Antalya'da. Antalya o zamanlar 300 bin nüfuslu bir kentti. Şu anda yanılmıyorsam 1.200.000 civarında şehir nüfusu var. Uluslar arası bir şehir. Havaalanı Türkiye'de İstanbul'dan sonra en çok uçağın inip kalktığı havaalanı. Expo2016 gibi bir fuara ev sahipliği yapıyor. Milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Bu şehir, çevresinde Alanya, Manavgat, Belek, Kemer gibi yerleri ve kışları da dahil yerleşik 10 binlerce yabancıyı da dikkate alınca, İstanbul'dan sonraki en uluslar arası 2. ildir Türkiye'de. Burada okuduğum, biraz da küçümseme amaçlı "Anadolu kulübü" tanımlaması, olsa olsa coğrafi olarak haklıdır. Sosyo-ekonomik olarak isabetli değildir. Antalyaspor'a gelince. Bu şehirle orantısız olarak zayıf bir kulüp. Bu anlamda Anadolu kulüplerinden bir farkı yok. Takdir edersiniz ki bunun sebebi kentle ve o kentte yaşayıp bu takıma gönül verenlerle ilgili değil, ülkeyi pençesine almış vasat yönetim illeti ile ilgili. Çoktan Avrupa'nın elit 15 kulübü arasında yerini almış olması gereken üç büyükler uzun yılların kötü yönetimleri yüzünden bu haldeyken, 1966 yılında kurulan bir kulübün bu halde olmasına şaşırmamalı. Antalyaspor 10-15 bin civarı kemik taraftarını Antalya Atatürk Stadı'nın köhneleşmesi, ikinci lige düşüp çıkmak ve Mardan Stadı dönemi nedeniyle büyük ölçüde kaybetti. Yeni stadın merkezi bir yerde faaliyete geçmesi ve Eto'o gibi bir futbolcunun gelmesiyle yeniden taraftar kazanmaya başladı. Eğer Eto'o ile sözleşmesinde futbolcu bonservissiz başka kulübe imza atabilir gibi bir madde yoksa, Antalyaspor'un elindeki böyle bir futbolcuyu bonservissiz göndermek istememeye hakkı olduğunu teslim edersiniz sanırım. Haa, 5 milyon Euro o yaştaki bir futbolcuya verilmemeli, bana göre Ömer şişmanoğlu veya Mustafa Pektemek artı 1-1,5 milyon euro gibi bir para makuldür. Ancak eğer Beşiktaş kulübünü muhatap almadan Eto'o ile görüşmüşse bunun etik olmadığını, Milan'ın Sosa ile bizden izinsiz görüştüğü kanaati edindiğimizde nasıl kızıyorsak, Eto'o transferinde de böyle bir durum varsa o takımın taraftarının da bu olaydan rahatsızlık duymasının tabii olduğunu kabul edelim. Sonuç olarak, istisnalar ayrık vicdanlı ve adalet duygusuna sahip insanlardan müteşekkil bu forumda, ki Beşiktaşlı olmak için önce iyi insan olmak gerekir, Eto'o transferinin gündeme geliş şekli değerlendirilirken Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarında görmeye alışık olduğumuz o küçümseyici ve objektif olmayan bakış açısının izlerine rastlamak beni hem Beşiktaşlı, hem de Antalyalı olarak üzdü. Beşiktaş yönetimi Eto'o ile görüştük diye bir açıklama yapmadı, ama basında transferin bittiğine kadar varan haberler yapılınca, kendileriyle hiçbir görüşme yapılmadığını beyan eden Antalyaspor yönetiminin bu transfere ilişkin yalanlama yapılmamasına tepki göstermesini doğal karşılıyorum. Antalyaspor taraftarı olduğu anlaşılan birilerinin sitesinden Beşiktaş'a dil uzatılması ise hadsizlik, tipik holigan tavırları, transferle ilgili bir aksiyon alınacaksa bu Antalyaspor yönetiminin işi, taraftar yönetim yerine sağa sola açıklama yapamaz. Bu bizim bazı taraftar grupları için de geçerli bence. Guti'nin frikikten gol attığı 0-2'lik Mardan Stadında oynanan maçı o dönem işimin Antalya'da olması nedeniyle statta izledim. Kale arkasında bir avuç Beşiktaş taraftarı bir kez bile Antalyaspor'a ve taraftarına sataşmazken, tamamen dolu olan statta yalnızca 150-200 kişilik bir ergen sürüsü, Antalyaspor taraftarı sıfatıyla Beşiktaş'a maç içinde küfür ettiler. Maç 2-0 olunca Beşiktaş taraftarı "Stadı terkedin .... çocukları" diye tezahürat yaptığında, tepkinin haklılığından dolayı ben dahil kimse ağzını açıp bir kelime etmedi, ama memleketim adına üzüntü ve utançtan boğazım düğümlendi. Hülasa, Beşiktaş en büyük olacaksa, ki o yolda, kendinden küçüklerine karşı daha vakur, kucaklayıcı ve tutarlı bir tavır ve duruşu korumalı ki, şımarık renklilerden farkını bilmeyenler de öğrensin.
Sevgi ve saygılarımla