Yüksekliği belli, çevre sınırları belli, eğimi sınırlarda ve zemin genişliği de kurallarla belirlenmiş bir araziye,
yapılabileceğin en fazlasını yapmamak için uğraşan biri varsa; ispatlayın, gidip dalalım hep birlikte
Ayağa kalkmasak yanındakiyle baldır temas aralığında oturma düzeni kurgulandı neredeyse

-ki başkan "sıkıştırıyoruz, aralara da koymağa çalışıyoruz, 42bini biraz geçecek gibi" cümleleriyle zaten ipucunu vermedi mi?
Diğer yandan; siyaset, sporun dibine kadar içinde. Ve gidip bir araştırın lütfen, bu stadın yenilenme izinleri konuşulurken, ta Demirören zamanındaki projede dahi Başbakanın ağzından çıkan cümleleri. 3 tane alt mesaj var her ropörtajda; "35-40bini geçmesin, projeden otel / avm kısımlarını çıkarın, etrafın tarihi dokusuyla uyumlu olsun"
Meâlen; "tamam ben de onay vermek istiyorum ama aleyhimde kullanılabilecek sıkıntılı bir şey zinhar olmasın"
Tahminim verilen onay bile 40bin idi de, başkan sembolik 1903 ekleyelim pazarlığıyla hadi ona da tamam onayı aldı
ve şu anda onun fazlasının peşinde olduğu için bu konuyu çok da dillendirmiyor.
Hûlasa; Sabır.
Artık bu detaylar ve ilgi alanımıza çok giren ama etkileyemeyeceğimiz konularla enerji kaybetmeyi bırakıp,
mabede dönüşü, çağ atlayacak seyir konforumuzu, 40 küsür bin kişinin bu eğimle yaratacağı baskıyı konuşup, bayram arefesinde gibi hissediyor olmamız daha doğru olmaz mı?
Vodafone Arena yeniden doğuşumuzun sembolü olacak.
Sportif olarak da, mali yapılanma tarafında da, camianın kenetlenmesi anlamında da bir fırsat.
Bunun ilk ikisi yönetim ve teknik ekibin elinde, sonuncusu bize bağlı, bunu şu sıra bari becerebilelim istedik diye, hemen yapıştırmayın handikabı, dilemmayı, birilerinin adamı olmacayı lütfen.
Rasgele.