@YunusEmre hiç kusura bakmasın Ayhan (abi, bey) öyle bir özgürlük olamaz.
Bak ben Çarşı'yı çok severim. 2013'te de çok severdim. Hayata karşı vicdanlı ve adil tutumlarını severim. Mazlumun yanında olmalarını çok severim. Hatta Asi Ruh belgeselinde, Gezi olayları sırasında verilen röportajlarda da anlattıkları gibi "kendini Çarşı'lı" hisseden herkesi kabul etseler de uzaktan beğenmeyi yeğlerim.
Hatta şöyle anlatayım durumu, arkada ki adam oturarak maç izliyorsa, ayağa kalkıp maç izlemek bile olmaz. Buna da hakkın yok.
Beşiktaş Kulübünün maçlarını izlemek için sattığı biletlerdir konu. O bilet bir koltuğu işaret eder ve sen sadece o koltukta o maçını izlersin. Hak budur. Bununla sınırlıdır. İstediğim yerden maç izleme özgürlüğü diye bir argüman koyarsan ortaya, o zaman bilet bile almadan maç izleme talebine kadar gider o iş. Onu neden yapmıyorsun o zaman? Kim veriyormuş sana bana ya da bu arkadaşlara o hakkı? Kimden almışlar? Kaldı ki artık bu kısımların biletlerinde fiyat farkı da var. Futbolun bu kadar endüstüriyelleşmesine de karşı olunabilir. Ancak o tren kaçtı artık. Bende isterim sırtta isim yazmayan Sahaya çıkarken "Takımın Forma numarasını" giyen bir oyuncu. Şimdi oyuncunun forması var. Keşke değişse. Keşke belirlenen bonservis bedelinin yüzde yirmisine oynasa futbolcular. Feyyaz neden ayrılmıştır Beşiktaş'tan?
Sabahtan beri burada dönen tartışmada eksik bırakılan olay bu. "Çarşı" herkes. Kapalı tribünde duran adamlar değil çarşı. Ön ayak oldukları müspet işlere onlardan ayrı hareket eden var mı? Sahaya atkı atılacak dendiğinde kimse itiraz etti mi? Köy okullarına destek için mırın kırın eden oldu mu? Kan bağışına, Lösev'e, sokak hayvanlarına....
Ancak burada da insanlar kendi yaşanmışlıklarını anlattı. Yerlerinden kaldırılan insanlar. Küfür etmeleri ıslıklanınca karşı tribüne saldırmalar. Bir kaç sözüm ona liderin bilet işinde olmaları. Birilerinden nemalanıp Başkanlara küfretmeler. Bunların hepsi yaşanmış olaylar. Demek ki bir kısım insan da böyle berbat şeyler yapıyor. Bunları görmek gerekiyor.
Ha, ben birde stada maça desteğe değilde kapalıyı izlemeye giden tiplere takılmış vaziyetteyim. Hani var ya, karşı tribünü göremiyoruzcullar. Çarşıya tapınanlar (bana göre). Onlar en vahim gurup. Çünkü onlara istediğini yaptırabilirsin. Ancak bunlar her yerde konuşulmalı ki durum anlaşılabilsin.
Evet severiz Çarşıyı ama o sevgi sorgusuz ve sonsuz değildir. O kısım Beşiktaş'a ayrılmış durumdadır ki onunda bir sınırı elbet var.
Kendi öz eleştirisini yapmaları, aralarında bulunan ayrık otlarını temizlemeliler. Gezi'de kazandıkları sempatiyi yıkmamalılar. Ki zaman zaman takımın önüne çıktıkları konusunda eleştirilerini de yaptılar zaten. Tribün içinde bir parça olmayı başarmalılar. Tribünleri organize etmek başka bir durum. Burada da
@ZEKI abi yazmış, maçın içinde takıma destek olacak eylemler ortaya koymalılar. Çünkü bir gün bir grup çıkar ve böyle destek olmaya başarırsa, maça ve kazanmaya daha fazla katkı verirse emin ol insanlar onlarla birlikte hareket eder. Tarihte güzel bir sayfa olarak kalırlar.
Toplum fena halde kutuplaşmış bir halde ve bu Çarşı tartışması aslında siyasi bir tartışma. Eğer bir gün yine haksızlığa uğramış insanlar olursa sokakta yine orada olurlar ve ben yine onlarla yan yana olurum. O başka bir konudur ve buranın konusu değil bu. Tribününde konusu değil. tribün destek yeri. Eğer ki bu ortam sinsi ve kirli bir ortam; diğer tüm aktörler sana karşı, sen öyle bir baskı ortamı oluşturacaksın ki stadında o korner köşesine geldiğinde rakip oyuncu sırtında tüm o insanların ağırlığını hissedecek. Çakmağı su şişesini değil. Çarşı varlık kaynağını el üstünde tutmak zorunda. Beşiktaş'ta en haylaz ve deli dolu çocuklarını....
@ALI RIZA bunu silmeyi unutma