Fener sanıldığı gibi dik duran güçlü takım değil . Kırılganlar özellikle deplasmanlarda. Bizim sorunumuz değiştirmemekte inat ettiğimiz kafa yapımız . Asıl rakibimiz Fener değil kendimiz. Kafa yapımız değişmedikçe sürekli benzer hataları yapıp bunların bedelini ödemek zorunda kalabiliyoruz. Taraftar olarak daha güçlü olmalı , dik durmalıyız . Duygusallığa kapılıp aklımızı ikinci plana atmamalıyız . Asıl önemli mesele yöneticilerimiz .Yöneticiler ile oyuncular arasında belli bir mesafe olmalı. Oynayan oyuncu kendisine yatırım yapıldığını , imzalanan sözleşme gereğince yerine getirmesi beklenen yükümlükleri olduğunu bunları yerine getirmeyince bir bedeli de olabileceğini bilmeli. Ama bakıyorum bizim yöneticilerin geneline ,oyuncularla olması gerekenden fazla iç içe olup bunu pekiştirecek şekilde 'Bizim çocuklar' gibi kavramlar türetiyorlar . Bu kavram suistimal edilmeye çok uygun bir kavram. Bizim çocuk kriterlerine uyarsan performansına fazla dikkat edilmeksizin sana ayrıcalıklar sunulması , yeni sözleşme imzalanması gibi . Yöneticilerimiz daha profesyonel hareket etmeli, oyuncularla arada belli bir mesafe olmalı .