Genel izlenimim, genç arkadaşların umutsuz olduğu, Beşiktaş' ın büyüklüğünden şüphe ettikleri yönünde. 1980 li yıllarda ben de aynı şüphe içindeydim. Renkliler çok kötü olmadığı sürece asla şampiyon olamayacağımıza inanmıştım. Çok şükür Seba döneminde bu düşüncem değişti. Bu kadronun da birkaç iyi transferle çok başarılı olacağına inanıyorum.
Şahsi fikrim artık eskisi gibi sadece takım oyunu ve kolej takımı havasının şampiyonluk için tek başına yeterli olmayacağıdır. Bu saydıklarım bizim karakterimizi yansıttığı için devam etmeli, ama artık bu takıma büyük yıldızlar da eklemek gerekiyor. Seba dönemindeki en büyük eksiğimiz yabancı yıldız oyuncumuzun olmamasıydı. Hatta Feyyaz bu yüzden büyük başkanı eleştirmiş ve eğer o kolej takımına birkaç çok iyi yabancı oyuncu eklenseydi Avrupa' da büyük başarılar elde edilebileceğini iddia etmişti. Zaten Seba' nın son 8 yılında sadece 1 şampiyonluk gelmesi belkide bu yüzdendi.
Gerçi Seba haklıydı. Kendisinden sonraya sıfır borç ve kasada para bırakmıştı. Eğer Fulya' yı da yapmasına izin verselerdi, buna ek olarak yılda 50 milyon usd ek gelire kavuşmuş bir takım bırakacaktı. Belki de o zaman her yıl borçlanmadan yıldız oyuncu almak mümkün olacaktı. Üstelik borçlanmayacağımız için, yılda 120 milyon tl banka faizine ödeyeceğimize o parayı da transferde kullanacaktık.
Bence her şey mali yapıyla alakalı. Bu sene yıldız transfer etmek benim için birinci öncelik değil. Önce takımın geliri arttırılsın, stadyum ve 15 bin kişilik salon bitirilsin. Mümkünse Fulya' da son kalan araziye kendi imkanlarımızla gökdelen dikilsin ve oranın da yarısını müteahhite kaptırmayalım. Eğer bunu başarırsa, her sene takım üçüncü olsa bile Fikret Orman benim için en büyük başkan olur. Bunlar başarılırsa Beşiktaş' ın geleceği çok parlak olur.