Beşiktaş orta sahası skor üretemiyormuş! Geçen sezon 5/10, ondan önceki sezon 11/9 tabela yapan ve bu sezonlarda takımın santraforlarına en çok asist yapan kim acaba? İzlediği oyunu anlamayanlar için cevap kolay: Formsuz.
Burada neredeyse bir yıl önce olacaklara ve olmayacaklara dair yazılmış bir yazı var.
« : 24 Haz, 2017 18:56 »
Gelecek sezon üzerine...
Alıntı yapılan: atalay - 24 Haz, 2017 01:14
Bunu geçen sezonun başında da yazmıştım. Şayet gelecek sezon Quaresma ve Caner'i hücumun bir numaralı opsiyonu olarak kullanma planı varsa -aslında bunu detaylandırmak lazım ama kabaca- hiç düşünmeden Llorente, Bas Dost profilinde bir santrafor tercih ederdim. Beşiktaş'ın pas, geçiş ve yerleşerek oynadığı oyunda bu iki isim hücumun ana planı olmaz. Fakat bu oyuncuların dominant oyun karakterleri ve tekdüze hücum oyunları belli. Üstüne Talisca tamamlayıcı isim olacaksa kadroda böyle bir oyuncu işleri olduğundan daha kolaylaştırabilir. Zaman zaman göğsüne, kafasına uzun atarak sırtı dönük oynayabilecek ve aldığı topları kenarlara indirebilecek bir isim kadroda olmalı. Tarif etmek gerekirse Adebayor tarzı. Hatta o kimi zaman alıp-dönüp-basıp gidebilen bir oyuncu. Fakat Abou tarzı forvet oyuncusuna da ihtiyaç var. Caner'in aksiyon bölgelerine oynadığı direkt toplar veya Quaresma'nın kenar ortaları yerine Gönül-Adriano gibi pas istasyonu dışında üçüncü bölgede koridorları iyi kullanabilecek bekler üzerinden yada merkezden dikine katedebilen Sosa - Tolgay - Oğuzhan gibi oyuncuları hücumun ana planına koyacaksanız en ileri uçta pas-iade oyununu iyi oynayabilecek bir merkez forvet veya mobilizasyonu yüksek bir santrafor tiplemesini tercih ederdim.
Eldeki kadroda Caner ve Quaresma hücuma genişlik katacak isimler. Fakat halihazırda bu işi yapabilecek; pas istasyonu olup, koridorları kullanabilecek ve kutuya girebilecek Adriano ve Gönül var. Eldeki kenar oyuncuların neredeyse tamamın orta kalitesi yüksek. Şut üzerinden oynayabilecek ve onlara şut asisti yapabilecek pek çok oyuncu var. Oyun genellikle Tolgay, Ozzy, Sosa hatta Talisca gibi kısa adımlar ile geriden gelip merkez üzerinden ağırlıklı oynanacak ise o halde öndeki ismin link-up'ı yüksek, bağlantı ve pas-iade oyununda etkili olması ve derinlik vermesi lazım. Eğer orta saha kurgusunda Talisca olmaya devam edecek ve onun oyun merkezi geriye çekilmeyecek ise bölgeler arası topsuz geçişleri ve sahayı enine kullanma alışkanlığımızı sürdürebiliriz. Eldeki orta saha oyuncuları pas metrajını dilediği zaman kısa tutup-uzatabiliyor. Keza bekleri oyuna sokma konusunda yeterince iyiler. Yatay, dikey veya diagonal paslar ile Quaresma üzerinden yerleşerek oynanabilir. Burada Caner gibi geriden yüksek metrajlı toplar, Adriano ve Gönül gibi kısa paslar ve topla mesafe katederek çıkan bek oyuncuları varken, gelecek sezon bu kaliteli ön alan baskılarına karşı iyi bir metot geliştirmek gerek. Ayrıca eğer gelecek sezon için sol önde Babel'in minumum 40 maç oynatılması planlanıyorsa o zaman onun ileri uçta sırtı dönük oyunlarından daha çok faydalanmak gerek. Fakat mevut temposunu yükseltmesi ve oyun içi istikrarını arttırması gerekecek. Beşiktaş'ın elinde winger özellikli değerli kanat bekleri var. Bunları daha fazla oyunun içine sokmak lazım. İlaveten gelecek sezon daha çok ikili-üçlü oyunlar yaratmak lazım. Kadroda bu oyunları en iyi oynayacak isim Oğuzhan. Fakat öndeki isimler bu oyunlara pek uygun değil. Eğer orta saha kurgusu değişir, oraya defansif aksiyonları güçlü bir isim eklenirse beklerin oyun merkezleri daha önde, oyun mesafelerini ise daha da arttığını görebiliriz. Bu arada Beşiktaş geçen sezon ligin oyun boyu en uzun takımıydı. Buna rağmen transition'u en iyi oynayan ekipti. Gelecek sezon ilk reaksiyonu yükseltip, topu geri kazanma sürelerimizi aşağı çekmemiz lazım. Burada oyuncu tiplemeleri mühim, akla bu hususta ilk olarak press kalitesi geliyor. Fakat asıl önemli olan saha geometrisi. Burada pozisyon oyunlarını güçlendirmek, oyun merkezini ileri taşıyıp, highline'ı öne çekmek gerek. Bunun için oyunun ihtiyaçlarını karşılayacak bir stoper transferi yapmak işleri kolaylaştıracaktır. Beşiktaş'ın elinde yazılımında direkt oyun olan hücum özellikli isimler var. Doğru press metodları geliştirebilirsek set oyunlarından bağımsız skor alabiliriz. Eğer yerden kısa-akıcı-seri paslar yerine, bölgeler arasındaki mesafeyi topsuz hızlı geçmeyi planlıyor isek o halde atılan uzun menzilli toplar sonrası sekenleri alıp, atak devamlılığını sağlayabileceğimiz bir oyun pratiği geliştirmemiz lazım. Sezonun ilk bölümünde bunu oynamaya çalışırken bu ikinci topların çoğunu kazanamadık. Kadronun neresi muhafaza edilir ya da nereden kayıp yaşanırsa yaşansın gelecek isimlerin pas temposu yüksek, topsuz ve alan oyun becerisi iyi, taktiksel algısı yüksek olmalı. Özellikle hücum oyuncusunun ön bölge hareketliliği, aksiyon ve koşu kanalarını kullanma becerisi iyi aynı zamanda başta final pozisyonları olamak üzere tüm oyunlarda karar kalitesi yüksek olmalı. Başta Talisca olmak üzere bazı oyuncuların bazı şeyleri yapamayacağını düşündüren bir takım ezber yanılgılar var. Oyuncuların rollerinin değişmesi durumunda bu oyuncuların farklı yapabilirliklerini de görebiliriz. Muhtemelen daha sonra yazmayacağım için Beşiktaş'ın gelecek sezon ki oyununa dair çıkarımlarımı yazayım dedim. Bunu yazarken fark ettim ki Beşiktaş'ın oyununda bir dolu belirsizlik var. Benim arzu ettiğim oyun net. Tarifini çok kez yaptım. Fakat gelecek sezon böyle bir oyun izleyeceğimizi sanmıyorum.
Burada ise bir önceki sezona dair.
: 31 Ara, 2017 02:50 »
Taraftarlar ve otorite geçinen spor yorumcuları kadar düz bakmadıklarına eminim. Talisca ve Oğuzhan'ın oyunu sağ kenara açıp, takımın rakibi Adriano (Caner), Babel-Cenk ile sol bölgeye çekip-Quaresma'yı 1v1 bıraktığını, merkez forvetin sol kenarda hem bundan hem de üçüncü bölgede derinlik veren oyuncu eksikliği olduğundan Oğuzhan ile ikili oyun aramak için kendini sol koridora attığını bir sezon boyunca anlatamadım. CL'de Quaresma'nın yüksek ortalarıyla Talisca, Cenk karbon kağıdı gibi goller bulunca kendine otorite diyen spor yorumcuları bunun bir plan olduğunu anladı. Bir detay. Geçen sezon Aboubakar'a akan oyunda altı gol attıran Oğuzhan. Biri dışında hepsi sezonun ikinci yarısı. Oyun bölgesi Talisca ve Atiba'nın arkasında. Bunun nedenini bile doğru-düzgün anlatan çıkmadı. Kenardaki oyuncunun vücuduna top atabilmek için. Top rakipte Atiba ön alan baskısı yaparken, hücum sonrası ikinci toplar için switch yapıp, hücum bölgesinde top kazanmak için orada oynadı. Keza ilk yarı Caner ve Quaresma ile sürekli ortalayan takımın, ikinci yarı biraz olsun neden değiştiğini; Oğuzhan, Talisca-Aboubakar, Gönül-Adriano'nun rol değişimlerini tarif eden de. Talisca geldiği gün Abou ile kullanılış şeklini yazdığım saha içi pratiğini, içerideki Dynamo ve Antalya maçını saymazsak neredeyse sezonun ikinci yarısında gördük. Merkezden oyunu bloke eder, geriden gelen oyuncuya koridor açamaz, planlı geniş oynayıp, sağ kenardan gelen yüksek ortaya merkez forvet, forvet arkası ve sol kenar forvetin içeri ani koşuları ile gol ararsanız; Tolgay'ın vertical oyunları, Oğuzhan'ın geriden küçük adımlamalarını, Talisca'nın dribbling üzeri büyük adımlarını sezon içerisinde sadece anlık görürüzsünüz. Rakibin üçlü-dörtlü bölgesel üstünlüğü sağladığı savunmalara karşı... Sonra da Atiba, Oğuzhan formsuz denilir. Çünkü oyunun hakimiyeti kenarlar. Geçen sezonun ilk yarısı Caner ve Quaresma bu kadar oyunun merkezindeyken Atiba'ya yine formsuz deniliyordu. Sonra Trabzon maçının sonunda ilah ilan edildi. Halbuki değişen iki kenar bekinin oyun içinde pas istasyonu olup, orta alan oyuncularının oyun mesafesini öne taşımak ve oradaki geçirgenliği azaltmak oldu. Bir de Beşiktaş topun kıymetini daha çok bilerek hücum etmeye başladı. Sonra Tolisso atletizmi, Gonalons oyun zekası, Lacazette önde verdiği derinlik, Valbuena ise dribblingleri ile git-gelli yüksek tempoda oynayınca Atiba-Oğuzhan yine formsuz oldu. Bu sırada takım boyu 60 metre filan. Aynı oyuncular Leipzig, Porto, Monaco devirdi ama neyse. Şampiyon olan, UEL çeyrek finali gören, CL'de namağlup grup lideri olan takım ligde 21 puan kaybedince bu kez sorun kadro mühendisliği oldu. 1,5 yıldır bir oyuncu dışında on oyuncusu aynı olan takımın, -o transfer sezonunda 12 yeni oyuncu alındığı zamandaki- sıkıntısı bu değildi tabii, parçalar çok tamamlayıcıydı. Futbol aklı çok iyiydi. Napoli'de 7-8 farklı oyuncu ile kazanırken oyun üretilen doğrulara rağmen sanki çok güçlüydü, halbuki bugün rakiplerini dilediği gibi oynatan bir takım var. Fakat orta sahası güçsüz. Enteresan. Bahsedilen de atletizm ya da dinamizm değil. Güçsüz. Güçlü oyunlar oynayabiliyor iken nasıl olabiliyorsa?
Orada Beşiktaş'ın öndeki iki kenar oyuncusun topun arkasına geçerken ki sıkıntılarını söylüyor. Ekseriyet ise merkezin sürekli yumuşaklığından bahsediyor, ki Babel; Quaresma, Talisca ve kendisinin oluşturduğu üçlünün savunmasıyla denge oyuncusu olmasına ve savunma geçişlerinde diğer ikisine rağmen çok daha iyi olmasına rağmen o problemleri yaşıyor. Velhasıl Başakşehir, Beşiktaş maçlarına Beşiktaş'ın Başakşehir'e çalıştığından daha fazla çalışıyor. Fakat Napoli'ye karşı nasıl hücum edilebileceğini Roma maçında doğru analiz eden veya Leipzig'e karşı direkt oynamak konusunda Augsburg maçlarından doğru ipuçları olan bir Beşiktaş da görüyorum. Neyse yine suya yazı yazdık.