Geçen haftaki maç başlığına da yazmıştım, bu üç antrenörlü sezonda dahi istatistiklere göre gol atma beklentisi en yüksek ve gol yeme beklentisi en düşük takım Beşiktaş. Pazar günü olmasına rağmen dayanamadım ve açtım Exceli biraz hesap yaptım.
Bu sezon maç başı ortalama gol beklentimiz 1.99. 37 maç sonrası yuvarlarsak 74 gol demek oluyor. Attığımız ise 55. Yani %75ini atabilmişiz beklenenin. Küme düşen takımları çıkarırsak sondan ikinciyiz bu oranda, sonuncu da Galatasaray. Geçen sene gol beklentimiz 1.87 imiş. 75 gol beklentisine karşılık 89 gol atarak %119luk bir oran sağlamışız. Trabzon örneğin bu sene 61 beklenen gole karşılık 68 gol atmış yani oranı %112.
Maç başına gol yeme beklentimiz ise 1.26. 37 maç sonrası 47 gol demek oluyor ki yediğimiz gol da 47. İlk bakışta normal gelebilir ama düşen takımları çıkarırsak bu istatistikte de Kasımpaşanın arkasından sondan ikinciyiz. Trabzon 58 beklenene karşı 33 gol yiyerek bu alanda açık ara lider. %57lik bir orana denk geliyor ki ligde ligde başka %70in altına inen takım yok. Kaleci farkı.
Bununla bağlantılı, örneğin kamuoyunu yönlendirmek isteyen biri olsam verebileceğim bir istatistik: Ersin hem geçen sene hem bu sene maç başına en az kurtarış yapan kaleci. Ama tabi bu istatistik tek başına bir anlamı olan bir istatistik değil. Maç başına en az şut çekilen takım da biziz ve aşağı yukarı maç başına en az şut çekilen 5 takımın kalecisi maç başına en az kurtarış yapan 5 kaleci. Ama belli olan bir şey var ki ekstrası olan bir kaleci değil şu ana kadar.
Sonuç olarak diyeceğim; Bats, Teşeyra ve Piyaniç transferlerinden sorumlu kimse lütfen önümüzdeki sezon transfere karışmasın.