on numara bir yazı olmuş.. hislerime tercüman olduğu için paylaşmak istedim... Buyrunnn....
Korkmak ya da korkmamak İşte bütün mesele bu. Bilic bu takımı bir yere getirdi, bu doğrudur.
Neresi orası? 28 haftası oynanmış bir ligin
13 haftasını lider götürmek. Hâlâ da lider
Beşiktaş. Lamı cimi yok, altı maçın altısını
da kazanırsa şampiyonluğunu engelleyecek
bir “dış ses”, ” dış faktör” yok. Yani kader ipi kendi elinde. Ama burda hesap kitap
yaparsak da şampiyonluk geliyor. Yani altı
maçı kazanmak gerekmiyor. Trabzon’u ve
Galatasaray’ı deplasmanda yenerse, bana
kalırsa 2 beraberlik hakkı da var Beşiktaş’ın,
siyah beyazın, Türkiye’nin onur, şeref ve haysiyet timsali Karakartalın. Brugge maçından beri alırsak Bilic hatalarla
dolu bir teknik adam. Futbol da takım
oyunu. Nasıl Necip Uysal’ın farzı mahal bir
hatasını Ersan Gülüm ya da başka bir
Beşiktaşlı takım arkadaşı örtüyorsa, hatta
bu örtmeler takımın genelinde bir “oyun kültüründe” alışkanlığa dönüp, Beşiktaş
hatalar yaptığı maçları kazanabiliyorsa ( ki
futbol hatalar oyunudur, az hata yapan
kazanır), bu takımın bir parçası olan teknik
adamı da “hatalar” yapıyor, hatalarına
karşın Beşiktaş takım halinde gene de kazanıyorsa, işte geldiğimiz yer burasıdır. Keşke Bilic daha az hata yapsa. Bu bir
paralel evren isteği, o zaman ne olurdu
bilmiyoruz, cevabı da yok. Ama Bilic’in
tercihlerinin sonucunu biliyoruz,
yorumlarımız da bu yaşanana dair oluyor
elbette. Beşiktaş-Karabük maçının 45. dakikasında
Beşiktaş ikinci yarıya 1-0 önde ve rakibini
10 kişi “yakalamış” şekilde başlarken,
Beşiktaş’ın attığı golde “görevini yapmış”
Pektemek’in yerine neden Oğuzhan ile
çıkmaz? Ya peki, biz de 10 kişi kaldıktan sonra, daha iyi oynuyorken, yani pişmiş bir
aş varken, neden geriye dökülen ve hava
toplarında bir kara delik haline gelen Pedro
oyuna sürülür ve Ba çıkarılır. Ba’nın
çıkarılmasının şöyle bir anlamı var benim
için. Ba’yı çıkardın mı, Pektemek de otomatikman yok oluyor. Ba’sız Pektemek,
hem de en önde sıfır hale geliyor. Bu bir
vaka artık. 80’den fazla resmi maç yönetmiş
Bilic bunu nasıl çözemiyor? Ba oyundan
çıkınca Pektemek de çıkmış sayıldı, bu
sayede Beşiktaş 9 kişi kaldı. Bir de üstüne hava toplarındaki kara delik oyuna girince
golü yiyiverdi. Sonrası ise tam bir kâbus. 45. dakika
itibarıyla güle oynaya, istediğin zaman gol
de atabilleceğin bir oyun nasıl bu hâle
geldi? Cenk Tosun, Beşiktaş tarihine
yazılacak bir kafa attı. Bu kafa Bilic’i de
ipten aldı. Bilic artık bu oyuncu
değişikliklerinde”korkuları” ağır basan
Beşiktaş’ı getirdiği noktada bile “ürkek” bir
lise takımı yapan yapısı ile ligi bitirecek.
Korkmaya devam ederse ne Trabzon, ne de
Galatasaray maçlarını kazanamaz. O zaman gider West Ham’da Stoke City maçını
kazanmaya çalışır. Korkmadan cesaretle bu
maçları yönetir ve kazanırsa da seneye
Beşiktaş ile Şampiyonlar Ligi müziğini yeni
stadında dinleterek hak ettiği yerde olur,
biz de önüne 5 yıllık anlaşmamızı koyarız. Korkma hocam!