Şimdi daha önce yazmıştım ama geriye dönüp bakmayacağım.Brugge maçı öncesiydi sanırım.Yolun sonunda herkesin nedamet maçları olacak yıllardır aynı filmi izliyorum ve bu filmin sonu kötü bitiyor diye.Özellikle genç arkadaşlar ne kadar vakıf bilmem alma;Beşiktaş'ın son 10 yılı bu.Bazen 25.haftada bazen 5.hafta da bir "kırılma" yaşar işte.Tabiri caizse çokta şey yapmayın;nasıl olsa hedefte belli değil.
O yüzden olur da şampiyon hatta 2.olamaz isek Balıkesir,Erciyes diye üzülmeyin biz şampiyonlukları bu kadar basit tek maçlarda kaybetmiyoruz.Daha komplike bir mesele bu.Rakibine haddinden fazla saygı duyarak,hakkını savunmayarak,fırsatları altın tepside sunarak yapıyoruz.Söylediklerim hem saha içi hem saha dışı mevzular.
Yahu kaybetmemeyi bileceksin.Bazen 1-0 kaybetmek bile kardır diyeceksin ama risk alman gerektiği yerde de o 1 puana ya da 1-0'a razı olmayacaksın.İş Galatasaray'ı yenmek ile bitse 33.haftada(velev ki bu 5 haftada puan kaybeden biz olduk)1-0 yetmiyor.Sebep 85.dakika da oyuna giren İsmail'in Burak'ı yakalayamaması

Not:Çıkan oyuncuda Sosa.Veli'nin Gs maçında yaptığı;Brugge maçında olanlar.(Olcay'ın rakibine iki kez tekme atması)
Sıkıntı bunlar işte yoksa olur 7'de 7'de olur;son maçta şampiyonluk kaçar o da olur.Lakin;bu iş kaşar oyuncu ve kaliteli kadro ile çok rahat olur.Çok değil 2 tane derbide işi 0-0'a bağlasan yine "kral" sendin(Bilic)
O yüzden her yıl bir acemilik,bir anlamsızlık,bir bahane.Geçiniz bunları.Yok Serdar topu taca atsaydı;penaltı verilseydi;Dany penaltı yaptırmasaydı.Almeida,Sivas'ta o golü atsaydı hiç bir şey olmazdı.3 hafta önce 4 puan önde Fener olsaydı bizi İnönü'de,Olimpiyat'ta,Fizan'da gelip yener;bizi yarışın dışına atardı.Mesele bu.