Tazminat konusunda insanların yanlış bildiği bir şey var.
Açıklayım;
Profesyonel futbolcu ve antrenör sözleşmeleri hizmet sözleşmesi kapsamında iş sözleşmesi benzeri sözleşmelerdir. Hizmet sözleşmesinde iş sözleşmesinde farklı olarak bağımlılık unsuru yoktur yani çalışan (futbolcu ya da antrenör) işverenin emir ve talimatlarına göre hareket etmezler kendi yeteneklerine bilgilerine göre hareket ederler. Dolayısıyla hizmet sözleşmesiyle çalışanlar işçi değil işçi benzeri kabul edilir ve uyuşmazlıklarda genel hükümler yani borçlar kanununa bakılır iş kanunu ise yedek kanundur. Yani başkan oyunculara iyi oynayın ya da hırslı oynayın oynamazsanız sözleşmenizi fesih ediyorum diyemez

fakat elbette sözleşmesini "herhangi bir sebep" göstermeksizin fesih edebilir.Fakat sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Hocanın sözleşmesi 3 yıl şeklinde belirli hizmet sözleşmesidir. Bu şekildeki belirli hizmet sözleşmesinin feshi halinde sözleşmenin kalan süresi için teknik olarak kalan bütün sözleşme süresine karşılık gelen ücret ödenir fakat vakanın tarafların durumuna göre hakimin indirim hakkı her zaman vardır. Genel kural belirsiz hizmet sözleşmesini haksız fesih eden taraf kalan sürenin parasını vermek zorundadır fakat çalışanın maddi kaybı ve kazancı, gelir gider dengesi olayın feshin oluş biçimi hakimin takdir yetkisi ve benzeri birçok kıstas bu ücrette inidirim yapılmasına cevaz verir.
Sonuç olarak belirli profesyonel bir sözleşme yapılmış anlaşarak uzlaşarak ayrılmak her zaman en güzelidir. Anlaşmak uzlaşmak zorunluluğu sözleşmedeki tazminat maddesinin varlığı ya da yokluğundan değil kanundan doğan bir takım haklar sebebi iledir. Sözleşmede tazminat olmasa dahi hoca ile yönetim Beşiktaşın maddi çıkarları gereği yine de anlaşmak zorundadırlar. Bunun tazminat ile bir ilgisi yok adamın hakkı kanundan geliyor.