Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu
×
Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu

Beşiktaş Forum|Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu 2018/19 sezon başlığında transfer konusu hariç Beşiktaş ile ilgili her konu forum kuralları çerçevesinde tartışılabilir. Başlıktaki

0 Üye ve 60 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu  [Okunma sayısı 3736381 defa] Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu

Çevrimdışı tangaz

Senol Gunes ikidebir topu yönetime atiyor, içerde önemli sorunlar olugundan bahsediyor ama detay vermiyor. Bukadar da eveleyip gevelemek artik kabak tadi vermeye basladi. Herkes kacak dövüsuyor ve artik son 3-5 yil rayina oturan bilinçli taraftari bile yuhalamaya ve istifa tezahuratlarina ittirdiniz. Hatta maci kazanmamiza ragmen de tepki gosteren bir taraftar profili cikti bugun karsimiza.

Kisacasi, Fikret Orman yönetime soktugu Safak ve Umut yüzünden iyi çalisan çarka çomak soktu ve bu yaptigi hataninda farkinda degil. Bu iki arkadas yuzunden kulupten giden kac kisi oldu? Ahmet Nur Cebi, Erdal Torunogullari, Serkan Recber, Senol Gunes, Ilhan Mansiz vee bu llistenin sonuna yazilacak son kurban da Fikret Orman'in ta kendisi olacak.

Bu durum keyifsiz bir hal almaya basladi. Senol Gunes'in daha buyuk tepkilerle gitmesine gonlum razi olmaz, o yuzden de en yakin zamanda ayrılıp, daha fazla yara almamasi taraftariyim.

 :claps: :claps: :claps:

hoca başkanın ricası ile göreve dewam ediyor önümüzde seçim var yeni hoca yeni maliyet demek mevcut oyunculardan bir kaçının kadrodışı kalması demek ve başkan bunun oluşmaması için hocadan rica etmiş sene sonuna kadar gemiyi limana getirme görevini vermiş. guti yeterli bu iş için söylemine de geçmişteki tayfur carvalhal gibi acemilerin takımın başına açtıgı işlerden ötürü soğuk bakıyormuş. velev ki 2.lik şansı biter o zaman hocayla vedalaşırız düşüncesinde. hoca bu gömleği de gelebilecek tepkilere rağmen daha fazla yıpranma riskine rağmen fedakarca giymeyi kabul etmiş. hocanın başkana saygısı büyük ekibine ise tam tersi durumda bu sıkıntıları da başkana iletmiş yeni yönetiminde bunlardan ders çıkarması tavsiyesinde de bulunmuş.

bu satırlardaki cümleler yorum değil, bilgidir...
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı cursedofdragon

içinizdeki öfke gözlerinizi kör etmiş bu zihniyetten sağlıklı yorum çıkmaz hocanın serkanla alakalı yaptıgı espriyi bile ciddiye alıp gömü malzemesine çeviriyorsunuz.

gözleri dönmüş.




Çevrimdışı ozankarakoc

O kalecin yüzünden maç gitmek üzereydi.
Hoca- yönetim olayına hiç girme bu süreçte rezillik diz boyu.
Yönetecek baska adamlar vardır bu kadar adamlara , isimlere baglı kalmayın.

Yahu maçın bitmesine 10 dakika kalmış. Gol bulamazsan kendi sahanda müthiş önemli 2 puan bırakacaksın. Karius'u ıslıklasan ne olur ıslıklamasan ne olur? Kaleci kötü olsa ne yazar iyi olsa ne yazar? Senin bütün gücünle takımını destekleyip 3. golü attırman lazım. Üstelik takım da öyle ruhsuz, isteksiz bir oyun oynamıyor, canla başla mücadele ediyor. Sen de bir ucundan tut, maçı kazandır, üç puanı aldır, sonra kimi istifaya çağıracaksan çağır, istersen Taksim Meydanı'nda toplanıp basın açıklaması yap hocayı istemiyoruz diye...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı Orhan_

adam 25 maç dayandı sabrın da bir sonu var karyus takımın da hocanın da her hafta anasını ağlatıyor sus sus bir yere kadar az bile dedi ben daha basın toplantısında hoca bunları demeden evvel tolganın maaşı ödemiyormuyuz affedelim kaleyi verelim demiştim. karyus konusunda hocayla hem fikirim ben olsam çok daha evvel yapardım bu açıklamayı.

hocanın burak quaresma eleştirlerini ne zaman yaptıysa bunu die sanki yokmuş gibi dawranıyorsan demekki ezberden yazıyorsun işine gelenleri duyup gelmeenleri dinlemiyorsun derim gömmek için bahane üretiyrmuşsun bunu da ispatladın der geçerim

İsterse 50 maç sabrını sınasın. Bu yaptığı şeyi doğru kılmaz. Sen daha önce yapardım diyorsan hocadan 50 kat daha bu işten uzak durman gerekir demektir. Oyuncuyu yem eden açıklamalarına bile göğüs gerdiğinize göre! Bu kadar saçma bir şeye bile bahane üretiyorsunuz vallahi helal olsun. Bakalım daha hangi saçmalıklarını ört bas için kavrulacaksınız :evillol:

Burak için değil, Quaresma için "ne zaman yaptıysa" dedim (önemli de değil) çünkü öyle bir eleştiri hiç hatırlamıyorum. Bunun üzerinden maşallah Freud gibi psikanaliz kasıp neyi niçin yazdığımı anlatmışsın da baya baya mesnetsiz, boş bir tespitte bulunmuşsun. Şaşırdım mı?

Çevrimdışı Orhan_

Yahu maçın bitmesine 10 dakika kalmış. Gol bulamazsan kendi sahanda müthiş önemli 2 puan bırakacaksın. Karius'u ıslıklasan ne olur ıslıklamasan ne olur? Kaleci kötü olsa ne yazar iyi olsa ne yazar? Senin bütün gücünle takımını destekleyip 3. golü attırman lazım. Üstelik takım da öyle ruhsuz, isteksiz bir oyun oynamıyor, canla başla mücadele ediyor. Sen de bir ucundan tut, maçı kazandır, üç puanı aldır, sonra kimi istifaya çağıracaksan çağır, istersen Taksim Meydanı'nda toplanıp basın açıklaması yap hocayı istemiyoruz diye...

Maç esnasında yapılan protestoların hiç kimseye bir faydası yok aksine külliyen zararlı bir tavır. Kötü gol yemiş adam -çok kötü bir kaleci de olsa- bir de üstüne ıslık gelince nabız 180, baskı 10G... Hata olasılığı iyice artacak. O vakit Beşiktaş'tan başka kaybeden olmaz.

Çevrimdışı ozankarakoc

Hoca taraftara saldırmaya başladı. "Serkan demek ki seyircilerin attığı şutları kurtarmış. Ya bu takım bugün rakibini ezdi geçti ya."

Gerçekten inanılır gibi değil.

Taraftarı protesto etmesine yorum yapmam da, takım rakibini ezip geçti derken haksız mı?

Lens'in direkten dönen topu,
Gökhan'ın direkten dönen kafası,
Adriano'nun yüzde yüz gollük pozisyonu,
Quaresma'nın çaprazdan kaçırdığı yüzde yüzlük gol pozisyonu...
Kaleye atılan 12'si isabetli 20 şut (Konya'nın 2)...

İlk golün hazırlanışı mükemmel, son vuruş mükemmel...
Bazı pozisyonlarda kısa paslar, atakların olgunlaşması iyi...

Tempo yüksek, bütün oyuncular (kötü oynayanlar dahil) çok çalışmışlar, 90+5'te bile pres yapıyorlar...

İki tane kıytırık gol yedik diye bütün bunları unutmayalım. Konya'nın iki sıra altımızda olduğunu da unutmayalım...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı Orhan_

içinizdeki öfke gözlerinizi kör etmiş bu zihniyetten sağlıklı yorum çıkmaz hocanın serkanla alakalı yaptıgı espriyi bile ciddiye alıp gömü malzemesine çeviriyorsunuz.

Espri mi? Olsa olsa taraftarla alay ediyor denir buna. Ama hoca yaptıysa masumdur. Yahu masum olsa bile bu ağız ishali (sözüm camiadan dışarı) olmanın tanımıdır.

Ayrıca öfkeden bir şeyler söylemiyoruz, söylenen şeylere öfkeleniyoruz. Senin gördüğün öfke bu ama aradaki farkı algılar mısın emin değilim? Algılar mısın abi :D?

Benim zihniyetimin sağlığından şüphelenme, senden öndeyim o konuda :D. Zehir gibi çalışıyor bazen durduramıyorum... Şaka şaka seninle konuşurken rölantiye alıyorum :D :D (Şaka yapıyorum biliyorsun abi. Yemişim Şenol Güneş'i, Konya'yı bize bir şey olmasın)

Çevrimdışı ozankarakoc

Maç esnasında yapılan protestoların hiç kimseye bir faydası yok aksine külliyen zararlı bir tavır. Kötü gol yemiş adam -çok kötü bir kaleci de olsa- bir de üstüne ıslık gelince nabız 180, baskı 10G... Hata olasılığı iyice artacak. O vakit Beşiktaş'tan başka kaybeden olmaz.

Aynen öyle...

Biraz düşünerek konuşmak lazım.

Şenol Hoca için de herkes hemen yapıştırıverdi etiketi... 'Paragöz', 'para için Beşiktaş'ı sattı', 'Beşiktaş'ı milli takım için basamak olarak kullandı' falan... İnsafsızlık değil mi bu? İşte adam çıktı konuştu, 'çok sinirliyim, bizim namusumuz paradan daha önemlidir' dedi. 'Benim de acılarım var, paylaşırsam o acıların altında başkaları daha da acı çekerler' dedi. Kimbilir neler yaşanıyor da adam camiaya zarar gelmesin diye susuyor.

Şu adamın futbol anlayışını, taktik dizilişini, oyun sistemini eleştirin, ama ne olur karakterini eleştirmeyin!

Son olarak, şu maç özelinde, Şenol Güneş'i istifaya çağıracak ne var, onu da hiç anlamadım. Lens'in direkten dönen şutu, Gökhan'ın kafası, Adriano'nun akıl almaz pozisyonu kaçmasa, 5'e 6'ya gidecek maç... Rakibin bir tane pozisyonu yok gol dışında...

Öyle bir şey olur ki, maç 2-2'ye gelir, oyuncular hiç sallamıyordur, pozisyon yoktur, herkes kafasına göre takılıyordur. Hoca en gole ihtiyacımız olduğu zamanda Burak'ı çıkarıp Muhayer'i falan sokar, o zaman dersin ki bu adam gönderilmek istiyor, takım da bilerek oynamıyor falan filan... Ama ne yapsın bu adam... Necip'in yerine Roco oynasaydı fark mı olacaktı? Buna mı bağlıydı Konya maçının kaderi? Ya da Quaresma tercihi bu maça özel bir şey miydi? Maçı 80. dakikada 2-2'ye getiren 'yegane sebep' Quaresma'nın isabetsiz ortaları mıydı? Neden bu maç, neden 80. dakika?

Düşünmeden hareket ediliyor, çocuk gibi... Çocuklar da her şeyi bildiklerini zannederler ya... O hesap... Sanki dışarıya yansımayan hiçbir konu yok, her şey %100 açık... Hoca paragöz, Quaresma öz evladı, Necip dayısının oğlu...

- Kimse demiyor ki 'bu Roco'yu kim aldı?'...
- Kimse demiyor ki, 'hocayı, ikisini toplasan bir adam etmeyecek Quaresma-Lens ikilisini kanatlara bölüştürüp oynatmak zorunda bırakan kim?'...
- Kimse demiyor ki 'hoca Burak diye çırpınırken 4.5 milyon euro verip Negredo denen kazmayı takımın başına musallat eden kim?'...
- Kimse demiyor ki 'Fabri'yi 6 milyona gönderip, 8 milyon satın alma bedeliyle Karius'u getiren kim?'...
- Kimse demiyor ki 'dünya yıldızı Pepe'yi getirdikten sonra, parasını ödemeyip, dünyaya rezil olup gönderen kim?'...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı cursedofdragon

Taraftarı protesto etmesine yorum yapmam da, takım rakibini ezip geçti derken haksız mı?

Lens'in direkten dönen topu,
Gökhan'ın direkten dönen kafası,
Adriano'nun yüzde yüz gollük pozisyonu,
Quaresma'nın çaprazdan kaçırdığı yüzde yüzlük gol pozisyonu...
Kaleye atılan 12'si isabetli 20 şut (Konya'nın 2)...

İlk golün hazırlanışı mükemmel, son vuruş mükemmel...
Bazı pozisyonlarda kısa paslar, atakların olgunlaşması iyi...

Tempo yüksek, bütün oyuncular (kötü oynayanlar dahil) çok çalışmışlar, 90+5'te bile pres yapıyorlar...

İki tane kıytırık gol yedik diye bütün bunları unutmayalım. Konya'nın iki sıra altımızda olduğunu da unutmayalım...

Ellerine sağlık  :claps: :claps:

Çevrimdışı cursedofdragon

Aynen öyle...

Biraz düşünerek konuşmak lazım.

Şenol Hoca için de herkes hemen yapıştırıverdi etiketi... 'Paragöz', 'para için Beşiktaş'ı sattı', 'Beşiktaş'ı milli takım için basamak olarak kullandı' falan... İnsafsızlık değil mi bu? İşte adam çıktı konuştu, 'çok sinirliyim, bizim namusumuz paradan daha önemlidir' dedi. 'Benim de acılarım var, paylaşırsam o acıların altında başkaları daha da acı çekerler' dedi. Kimbilir neler yaşanıyor da adam camiaya zarar gelmesin diye susuyor.

Şu adamın futbol anlayışını, taktik dizilişini, oyun sistemini eleştirin, ama ne olur karakterini eleştirmeyin!

Son olarak, şu maç özelinde, Şenol Güneş'i istifaya çağıracak ne var, onu da hiç anlamadım. Lens'in direkten dönen şutu, Gökhan'ın kafası, Adriano'nun akıl almaz pozisyonu kaçmasa, 5'e 6'ya gidecek maç... Rakibin bir tane pozisyonu yok gol dışında...

Öyle bir şey olur ki, maç 2-2'ye gelir, oyuncular hiç sallamıyordur, pozisyon yoktur, herkes kafasına göre takılıyordur. Hoca en gole ihtiyacımız olduğu zamanda Burak'ı çıkarıp Muhayer'i falan sokar, o zaman dersin ki bu adam gönderilmek istiyor, takım da bilerek oynamıyor falan filan... Ama ne yapsın bu adam... Necip'in yerine Roco oynasaydı fark mı olacaktı? Buna mı bağlıydı Konya maçının kaderi? Ya da Quaresma tercihi bu maça özel bir şey miydi? Maçı 80. dakikada 2-2'ye getiren 'yegane sebep' Quaresma'nın isabetsiz ortaları mıydı? Neden bu maç, neden 80. dakika?

Düşünmeden hareket ediliyor, çocuk gibi... Çocuklar da her şeyi bildiklerini zannederler ya... O hesap... Sanki dışarıya yansımayan hiçbir konu yok, her şey %100 açık... Hoca paragöz, Quaresma öz evladı, Necip dayısının oğlu...

- Kimse demiyor ki 'bu Roco'yu kim aldı?'...
- Kimse demiyor ki, 'hocayı, ikisini toplasan bir adam etmeyecek Quaresma-Lens ikilisini kanatlara bölüştürüp oynatmak zorunda bırakan kim?'...
- Kimse demiyor ki 'hoca Burak diye çırpınırken 4.5 milyon euro verip Negredo denen kazmayı takımın başına musallat eden kim?'...
- Kimse demiyor ki 'Fabri'yi 6 milyona gönderip, 8 milyon satın alma bedeliyle Karius'u getiren kim?'...
- Kimse demiyor ki 'dünya yıldızı Pepe'yi getirdikten sonra, parasını ödemeyip, dünyaya rezil olup gönderen kim?'...

imzamı atıyorum

 :claps: :claps:

Çevrimdışı ozankarakoc

:claps: :claps: :claps:

hoca başkanın ricası ile göreve dewam ediyor önümüzde seçim var yeni hoca yeni maliyet demek mevcut oyunculardan bir kaçının kadrodışı kalması demek ve başkan bunun oluşmaması için hocadan rica etmiş sene sonuna kadar gemiyi limana getirme görevini vermiş. guti yeterli bu iş için söylemine de geçmişteki tayfur carvalhal gibi acemilerin takımın başına açtıgı işlerden ötürü soğuk bakıyormuş. velev ki 2.lik şansı biter o zaman hocayla vedalaşırız düşüncesinde. hoca bu gömleği de gelebilecek tepkilere rağmen daha fazla yıpranma riskine rağmen fedakarca giymeyi kabul etmiş. hocanın başkana saygısı büyük ekibine ise tam tersi durumda bu sıkıntıları da başkana iletmiş yeni yönetiminde bunlardan ders çıkarması tavsiyesinde de bulunmuş.

bu satırlardaki cümleler yorum değil, bilgidir...

Şunu tahmin edemeden, 'acaba mı' demeden, direkt 'hoca paragöz, hoca hain, hoca Beşiktaş'ı basamak olarak kullandı, çıkarı için istifa etmiyor' demek ne kadar çirkin ve ne kadar büyük bir haksızlık...

Böyle bir şey olduğundan çok emindim. Bu durumda başkanın yaklaşımı da son derece doğru, Şenol Hoca'nın yaklaşımı da... Her ikisinin de kendi işlerinde başka başka önemli hataları oldu, onları konuşmak ve eleştirmek, Beşiktaş'ın 'asıl sahipleri' olarak hepimizin hakkı. Ama bilmediğimiz konularda atıp tutarak insanları itibarsızlaştırmak, televizyondaki üç beş palyaçonun kuklası olmak hiç içime sindirebildiğim bir şey değil...

Aynı Şenol Hoca'nın dediği gibi olacak... Dün Süleyman Seba'ya küfredenler, bugün 'efsane başkan' diye triplere giriyorlar, fotoğraflarını paylaşıyorlar, kabrine falan gidiyorlar. Yarın da Şenol Hoca için aynısını yapacaklar.
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı cursedofdragon

Türkiye de hiç bir başarı cezasız kalmaz.

Herkese iyi geceler.

Çevrimdışı ozankarakoc

Türkiye de hiç bir başarı cezasız kalmaz.

Herkese iyi geceler.

:(
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı Librarius

konuşulacak çok şey var ama Burak'a hakkini vereyim. Acikcasi transferini hiç istemiyordum. Ahlakcilik oynayanların one sürdüğü nedenlerden degil oyununu begenmememden kaynaklı bir tavırdı benimkisi. Acikcasi düştüğü ofsaytlarla bizi cildirtacagini düşünüyordum fakat adam komple bir forvet oyuncusuymuş meger.

Bugun hosuma giden tarafları:

1. Sirti donuk oyunu harika oynuyor, top tekniği gayet iyi.

2. Adem'le çok uyumlular masallah, dikine oyun konusunda takıma kalite katıyorlar kollektif olarak.

3. Ozellikle cakal hakemlere karşı çok iyi bir baski unsuru. Ozellikle Var icin Palabiyik tetikcisine yaptigi baskılar harikaydı. Iste bu dedim. Tecrubeli yerli oyuncu gibisi yok bu konuda.

4. Rakip stoperleri perisan ediyor çapraz kosularla. Bu kadar çok gol atmamızın en büyük nedeni Burak'in bu hareketli oyunu.

5. Ayrıca bencil degil, müsait olan arkadaşına hemen pas veriyor.

6. Adam golcu beyler.

Masallah diyeyim.

NOT: dun macin ilk yarısında Atiba'ya Quaresma'ya degil Lens'e atin topu uyarısı muazzamdı. Ljajic ve Burak Quaresma'ya zorunlu olmadıkça pas atmadılar. Hocanin göremediğini goruyor zeki oyuncular.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı Librarius

Necmi abi sana zahmet stadyumda yasanan protesto olaylarını yazarsan çok makbule geçer. Stadyumda olmayı çok istediğim bir gundu. Neler yasandigini senden dinlemek isteriz.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı Librarius

25 resmi maçta en az 45 dakika oynaması durumunda zorunlu satın alım: 6.500.000 €

Bu arada ljajic'in bonservisi için transfermarkt böyle diyor.

Şuan : 24 maç olmuş durumda. 1 maç kaldı.

Bu cocuk etrafında modern futbolu bilen oyuncularla çok parlar. Burak'la uyumu harika. Çok kosuyor, dripling yapmayi seviyor. Masallah neredeyse her mac skora etki ediyor. Transferi şart. Zaten kendiside kalmak istediğini belirti bugun.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı ozankarakoc

Reha Kapsal, 'Beşiktaş yönetimi ile Şenol Güneş arasında sözleşmede sıkıntı var' diyor.

Şenol Güneş cevap veriyor 'Az evvel arkadaşlar konuşuyor. Para yüzünden ayrılmıyor, yok tazminat var falan. Bizim namusumuz paradan önemlidir, öyle kamuoyu oluşturmaya gerek yok. Neyin parası var, kim kimden para almamış, anlatsınlar.'

Reha Kapsal kendini savunuyor, 'Ben kesin tazminat var demedim. %100 var demedim. Bir şey var mı dedim. Yani kesin var demedim. Para için kalıyor ya da gitmiyor demedim'...

Böyle kekelersin işte sonunda... Kulaktan dolma bilgiyle, duyumla, tahminle adam gömülmez. Elinde belge varsa gösterirsin, 'Şenol Güneş bugün giderse 1 milyon euro tazminat alacakmış, sezon sonu giderse almayacakmış. O yüzden istifa etmediğini de şu yöneticiye şu konuşma sırasında söylemiş' dersin. Belgelerini de kamuoyuyla paylaşırsın. İş biter. 'Yani galiba, ama ben şey demedim, yani kesin demedim, yani %100 diye şey etmedim' dersen rezil olursun.

Şenol Güneş gibi sakin, mütevazı, her fırsatta 'biz gelir geçeriz, önemli olan ülkedeki futbol ahlakı' falan gibi şeyler söyleyen, 'başka dertleri' olan bir adama 'tazminat peşinde koşturuyor' demek insafsızlık değil midir? Üstelik bu adam Beşiktaş'tan dört sezonun sonunda 6.8 milyon euro (41.5 milyon TL) kazanmış olacak. İki sene milli takımı çalıştırınca da eline 6.4 milyon euro (39.1 milyon TL) geçecek. 17 senelik futbolculuk ve 31 senelik teknik direktörlük kariyerlerinin sadece son 6 sezonunda cebine 80 milyon TL'den fazla para girmiş olacak. SEKSEN MİLYON TL... Bu adam, üçün beşin hesabında olabilir mi?

Para konusu işin içine girince sinirlenmekte sonuna kadar haklı...

Ha kaldı ki, sözleşmede tazminat maddesi varsa, hoca da 'aman canım boşverelim sözleşmeyi, ben tazminatımı almıyorum, varlığım Beşiktaş varlığına armağan olsun' demiyorsa, bu adama yine de 'paragöz, hain' falan denir mi? Bu neyin duygusallığı... Yönetime 'neden o maddeyi koydun' denir. Yılda 4.5 milyon maaşla adam alıp, 'aman canım, ne oynadın ki' diyerek parasını vermeme mantığıyla aynı mantık bu... Tipik bir Ortadoğulu yaklaşımı...

Çalıştığı şirket, kendi maaşından 10 TL kesinti yapsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidecek adamlar neler konuşuyorlar...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı ozankarakoc

konuşulacak çok şey var ama Burak'a hakkini vereyim. Acikcasi transferini hiç istemiyordum. Ahlakcilik oynayanların one sürdüğü nedenlerden degil oyununu begenmememden kaynaklı bir tavırdı benimkisi. Acikcasi düştüğü ofsaytlarla bizi cildirtacagini düşünüyordum fakat adam komple bir forvet oyuncusuymuş meger.

Bugun hosuma giden tarafları:

1. Sirti donuk oyunu harika oynuyor, top tekniği gayet iyi.

2. Adem'le çok uyumlular masallah, dikine oyun konusunda takıma kalite katıyorlar kollektif olarak.

3. Ozellikle cakal hakemlere karşı çok iyi bir baski unsuru. Ozellikle Var icin Palabiyik tetikcisine yaptigi baskılar harikaydı. Iste bu dedim. Tecrubeli yerli oyuncu gibisi yok bu konuda.

4. Rakip stoperleri perisan ediyor çapraz kosularla. Bu kadar çok gol atmamızın en büyük nedeni Burak'in bu hareketli oyunu.

5. Ayrıca bencil degil, müsait olan arkadaşına hemen pas veriyor.

6. Adam golcu beyler.

Masallah diyeyim.

NOT: dun macin ilk yarısında Atiba'ya Quaresma'ya degil Lens'e atin topu uyarısı muazzamdı. Ljajic ve Burak Quaresma'ya zorunlu olmadıkça pas atmadılar. Hocanin göremediğini goruyor zeki oyuncular.

Tamamına katılıyorum, bir de 'iştahını' eklemek istiyorum. 'Bu adam gerçekten Beşiktaşlı ya' dedirtiyor. Quaresma'nın lüzumsuz pasıyla kaybettiği topta gol yedik. Şortunu parçalayacaktı çocuk sinirden. 90 dakika boyunca maçı 'yaşadı' tam anlamıyla. Ben de futbolunu sevmezdim, aynı sebeplerden gelmesini istemiyordum, ama ben alıcı gözüyle izlemeyi bıraktığımdan beri ya kendini çok geliştirmiş, ya da Beşiktaş formasını giyince dünyası değişmiş... Sebebi her neyse, varlığı büyük kazanç...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı Librarius

:claps: :claps: :claps:

hoca başkanın ricası ile göreve dewam ediyor önümüzde seçim var yeni hoca yeni maliyet demek mevcut oyunculardan bir kaçının kadrodışı kalması demek ve başkan bunun oluşmaması için hocadan rica etmiş sene sonuna kadar gemiyi limana getirme görevini vermiş. guti yeterli bu iş için söylemine de geçmişteki tayfur carvalhal gibi acemilerin takımın başına açtıgı işlerden ötürü soğuk bakıyormuş. velev ki 2.lik şansı biter o zaman hocayla vedalaşırız düşüncesinde. hoca bu gömleği de gelebilecek tepkilere rağmen daha fazla yıpranma riskine rağmen fedakarca giymeyi kabul etmiş. hocanın başkana saygısı büyük ekibine ise tam tersi durumda bu sıkıntıları da başkana iletmiş yeni yönetiminde bunlardan ders çıkarması tavsiyesinde de bulunmuş.

bu satırlardaki cümleler yorum değil, bilgidir...

Guti'nin futbol bilgisi Tayfur ve Carvalhal'i cebinden cikarir. Sırf Real Madrid kariyeri bile adama çok şey katmistir. Kaldiki Real Madrid genc takimini calistirdi. Ayrıca bizim takimida ligide çok iyi tanıyor. Kulübün icinde bulunduğu kaosu sona erdirecek, taraftari yeniden moda sokacak tek opsiyon suanda o. Fikret Orman'in hocayı tutmak istedigini de zannetmiyorum. Fikret Orman sadece iyi polisi oynuyor Senol Güneş'e karşı. Bundan emin olabilirsin.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı Librarius

Aynen öyle...

Biraz düşünerek konuşmak lazım.

Şenol Hoca için de herkes hemen yapıştırıverdi etiketi... 'Paragöz', 'para için Beşiktaş'ı sattı', 'Beşiktaş'ı milli takım için basamak olarak kullandı' falan... İnsafsızlık değil mi bu? İşte adam çıktı konuştu, 'çok sinirliyim, bizim namusumuz paradan daha önemlidir' dedi. 'Benim de acılarım var, paylaşırsam o acıların altında başkaları daha da acı çekerler' dedi. Kimbilir neler yaşanıyor da adam camiaya zarar gelmesin diye susuyor.

Şu adamın futbol anlayışını, taktik dizilişini, oyun sistemini eleştirin, ama ne olur karakterini eleştirmeyin!

Son olarak, şu maç özelinde, Şenol Güneş'i istifaya çağıracak ne var, onu da hiç anlamadım. Lens'in direkten dönen şutu, Gökhan'ın kafası, Adriano'nun akıl almaz pozisyonu kaçmasa, 5'e 6'ya gidecek maç... Rakibin bir tane pozisyonu yok gol dışında...

Öyle bir şey olur ki, maç 2-2'ye gelir, oyuncular hiç sallamıyordur, pozisyon yoktur, herkes kafasına göre takılıyordur. Hoca en gole ihtiyacımız olduğu zamanda Burak'ı çıkarıp Muhayer'i falan sokar, o zaman dersin ki bu adam gönderilmek istiyor, takım da bilerek oynamıyor falan filan... Ama ne yapsın bu adam... Necip'in yerine Roco oynasaydı fark mı olacaktı? Buna mı bağlıydı Konya maçının kaderi? Ya da Quaresma tercihi bu maça özel bir şey miydi? Maçı 80. dakikada 2-2'ye getiren 'yegane sebep' Quaresma'nın isabetsiz ortaları mıydı? Neden bu maç, neden 80. dakika?

Düşünmeden hareket ediliyor, çocuk gibi... Çocuklar da her şeyi bildiklerini zannederler ya... O hesap... Sanki dışarıya yansımayan hiçbir konu yok, her şey %100 açık... Hoca paragöz, Quaresma öz evladı, Necip dayısının oğlu...

- Kimse demiyor ki 'bu Roco'yu kim aldı?'...
- Kimse demiyor ki, 'hocayı, ikisini toplasan bir adam etmeyecek Quaresma-Lens ikilisini kanatlara bölüştürüp oynatmak zorunda bırakan kim?'...
- Kimse demiyor ki 'hoca Burak diye çırpınırken 4.5 milyon euro verip Negredo denen kazmayı takımın başına musallat eden kim?'...
- Kimse demiyor ki 'Fabri'yi 6 milyona gönderip, 8 milyon satın alma bedeliyle Karius'u getiren kim?'...
- Kimse demiyor ki 'dünya yıldızı Pepe'yi getirdikten sonra, parasını ödemeyip, dünyaya rezil olup gönderen kim?'...

Ozan'cim akli selim fikirler yazıyorsun, bir çok gorusun makul ve kabul edilebilir ama suraya hoca Quaresma'ya mecbur yazdiginda gercekten olmuyor. Yahu oynadiginda takimin oyununu sevip atan bir oyuncudan bahsediyoruz. Sirik koysan daha faydalı olur. Herif takim defansına yardim etmez, araya kaçmaz, araya kacan oyuncuya pas atmaz, hatta pas atmaz, mütemadiyen iceriye orta keser. Simdi bu adami oynatmaya mecburum diyen hocanın ağzına kürekle vururlar. Bir oyuncu bir maçta 27 orta yapar mi ya? Bu nasıl bir aymazlık ve disiplinsizlik. 27 ortanın teki isabetli. Neden Israrla bunu dener bir oyuncu? Bir hoca buna neden göz yumar? Yahu gidin bunu Manchester City'ye veya Barcelona'ya koyun vallahi de billahi de cokerler. Onlar bile bu yuku taşıyamaz. Beşiktaş'a bu zulmu niye yapar bir hoca? Bir hoca bu herif yokken iyi giden bir takimi niye bozar? Hoca Quaresma'ya mecbur deme lütfen.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı ozankarakoc

Fikret Orman'ın kararı hiç kolay bir karar değil... Bir yandan kongre geliyor... Bir yandan ligin bitimine 9 hafta kalmış. Şampiyonlar Ligi hayal değil. Takım iyi bir hava yakalarsa gayet de mümkün. Şampiyonlar Ligi demek, onlarca milyon euro kazanç demek, prestij demek, taraftara umut demek, transfer sezonunda rakiplere karşı büyük avantaj demek... Şakası yok. O 'hava' nasıl sağlanır? Birlikle... Bugün taraftarın yaptığı şekilde asla değil...

Şimdi yeni bir hoca gelirse (ya da Guti görevi devralırsa), kendi sistemini oturtmaya çalışırken alışılmadık şeyler deneyebilir. Bunlar doğru hamleler bile olsa hemen tutmayabilir... Bu yüzden de anlamsız puan kayıpları yaşanırsa, takım da ligi 4. bitirirse ne olur? 'Şenol Hoca'yı gönderdiniz takım bitti' denir. Ayrıca yeni gelen her kimse anında itibarsızlaştırılır. Guti, 9 haftada 4 galibiyet alırsa hemmmmen topun ağzına konur, yaka paça gönderilir. Bir kayıp olacakken iki kayıp olur.

Kriz yönetimi çok önemli bir kavram... 'Şenol Hoca milli takıma gitti, bizi sattı, defolsun istifa etsin' demek, 'Guti'nin Real Madrid tecrübesi var, bizi uçurur' diye düşünmek, bana göre aşırı duygusallıktır, zarar verebilir. Kriz yönetiminde bin tane ayrı meseleyi düşünüp tartmak gerekir. Başkan bunu bazı zamanlarda çok iyi yaptı, bazı zamanlarda hiç yapamadı... Umarım bu kez iyi yapar. Sonucunda kaç tane taraftarın mutlu olacağı, kaç tanesinin darılacağı hiç umrumda değil, Beşiktaş uzun vadede zarar görmesin yeter...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı Librarius

Tamamına katılıyorum, bir de 'iştahını' eklemek istiyorum. 'Bu adam gerçekten Beşiktaşlı ya' dedirtiyor. Quaresma'nın lüzumsuz pasıyla kaybettiği topta gol yedik. Şortunu parçalayacaktı çocuk sinirden. 90 dakika boyunca maçı 'yaşadı' tam anlamıyla. Ben de futbolunu sevmezdim, aynı sebeplerden gelmesini istemiyordum, ama ben alıcı gözüyle izlemeyi bıraktığımdan beri ya kendini çok geliştirmiş, ya da Beşiktaş formasını giyince dünyası değişmiş... Sebebi her neyse, varlığı büyük kazanç...

Burak bizde oynadigindan beri hep bunu dusundum. Bu adami hiç alici gözle izlemedigimi farkettim. Aklimda hep sıklıkla düştüğü ofsaytlar kalmış. Fakat herif ligin Ronaldo'su olmuş resmen. Masallah diyelim.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı ozankarakoc

Ozan'cim akli selim fikirler yazıyorsun, bir çok gorusun makul ve kabul edilebilir ama suraya hoca Quaresma'ya mecbur yazdiginda gercekten olmuyor. Yahu oynadiginda takimin oyununu sevip atan bir oyuncudan bahsediyoruz. Sirik koysan daha faydalı olur. Herif takim defansına yardim etmez, araya kaçmaz, araya kacan oyuncuya pas atmaz, hatta pas atmaz, mütemadiyen iceriye orta keser. Simdi bu adami oynatmaya mecburum diyen hocanın ağzına kürekle vururlar. Bir oyuncu bir maçta 27 orta yapar mi ya? Bu nasıl bir aymazlık ve disiplinsizlik. 27 ortanın teki isabetli. Neden Israrla bunu dener bir oyuncu? Bir hoca buna neden göz yumar? Yahu gidin bunu Manchester City'ye veya Barcelona'ya koyun vallahi de billahi de cokerler. Onlar bile bu yuku taşıyamaz. Beşiktaş'a bu zulmu niye yapar bir hoca? Bir hoca bu herif yokken iyi giden bir takimi niye bozar? Hoca Quaresma'ya mecbur deme lütfen.

Valla Gökhan Töre'yi yönetemeyip çöpe atarsan, Babel'i küstürüp yollarsan, Lens diye bir adamı ısrarla takımda tutarsan, yirmi küsür kişilik kadroda tek kanat oyuncusu Quaresma kalırsa, belli noktalarda adama mecbur kalabilirsin. 'Solda Güven, sağda Lens oynasın' dersin. Bir maç iyi oynarlar, ikinci maçta Lens başlar saçmalamaya, ki her seferinde bu oldu zaten...

Biz, taraftar olarak, sahada gördüğümüzü değerlendiriyoruz haliyle. Arkaplanını bilmiyoruz işin... Mesela bugün çok zorlayınca Şenol Güneş çıkıp Karius'la ilgili öyle laflar etti ki, şaşırıp kaldık. 'Beşiktaş herifin umrunda bile değil'e getirdi nerdeyse... Bu adamlarla haftanın 7 günü çalışan sen, ben değiliz, hocanın kendisi... Orkan'ın şapşallığını gören de o, Quaresma'nın antrenmandaki çalışmasını gören de o, Lens'i saçma sapan duygusallığını ve beceriksizliğini gören de o, bizim zamanında Youtube'da izleyip bayıldığımız Aras Özbiliz'e 3 dakika bile süre vermeyen de o, Dorukhan diye bir anda karşımıza çıkmış bir ikinci lig topçusunu takımın değişmezi yapan da o, Gökhan Töre'nin uyumsuzluğunu, 'adam'lığını (!) gören de o...

Yani hocanın, 'Quaresma bu takımın beyni, ona hayranım, her maçta 30 orta yapması muazzam bir olay, her rabona yaptığında içimin yağları eriyor, hele o frikiklerde hemen topun başına geçmesi yok mu, allahım hastasıyım' falan diye düşündüğünü gerçekten sanmıyorum. Eğer öyleyse akıl sağlığı bozuk demektir. Ama bence bu kadar siyahla beyaz değil her şey...
"Ben; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim." - Mustafa Kemal Atatürk

Çevrimdışı Librarius

Fikret Orman'ın kararı hiç kolay bir karar değil... Bir yandan kongre geliyor... Bir yandan ligin bitimine 9 hafta kalmış. Şampiyonlar Ligi hayal değil. Takım iyi bir hava yakalarsa gayet de mümkün. Şampiyonlar Ligi demek, onlarca milyon euro kazanç demek, prestij demek, taraftara umut demek, transfer sezonunda rakiplere karşı büyük avantaj demek... Şakası yok. O 'hava' nasıl sağlanır? Birlikle... Bugün taraftarın yaptığı şekilde asla değil...

Şimdi yeni bir hoca gelirse (ya da Guti görevi devralırsa), kendi sistemini oturtmaya çalışırken alışılmadık şeyler deneyebilir. Bunlar doğru hamleler bile olsa hemen tutmayabilir... Bu yüzden de anlamsız puan kayıpları yaşanırsa, takım da ligi 4. bitirirse ne olur? 'Şenol Hoca'yı gönderdiniz takım bitti' denir. Ayrıca yeni gelen her kimse anında itibarsızlaştırılır. Guti, 9 haftada 4 galibiyet alırsa hemmmmen topun ağzına konur, yaka paça gönderilir. Bir kayıp olacakken iki kayıp olur.

Kriz yönetimi çok önemli bir kavram... 'Şenol Hoca milli takıma gitti, bizi sattı, defolsun istifa etsin' demek, 'Guti'nin Real Madrid tecrübesi var, bizi uçurur' diye düşünmek, bana göre aşırı duygusallıktır, zarar verebilir. Kriz yönetiminde bin tane ayrı meseleyi düşünüp tartmak gerekir. Başkan bunu bazı zamanlarda çok iyi yaptı, bazı zamanlarda hiç yapamadı... Umarım bu kez iyi yapar. Sonucunda kaç tane taraftarın mutlu olacağı, kaç tanesinin darılacağı hiç umrumda değil, Beşiktaş uzun vadede zarar görmesin yeter...

Guti gelirse Senol Gunes'in oynattigi oyundan daha kotu oynatmayacagi konusunda garanti veriyorum. Guti sezon basından beri takımla beraber, takimin ve ligin ruhunu kavradı. Ayrıca adam modern futbolun gerekliliklerini de biliyor. Senol Güneş'in Necip ve Quaresma tercihinden daha korkunç ne yapabilir ki? Guti gelirse camiada da birlik sağlanır. Senol Güneş kaldigi müddetçe hele hele 2.lik şansı varken GS'nin guclu basin lobisi bu yarayı hep kasir. Kriz yönetimi berbat giden statükoyu muhafaza etmekle olmaz, sorunun köküne inip kaosu üreten kaynağı bitirmekle olur. Senol Güneş suan bizim icin sadece kaos üretir. Kalirsa ilk 3'e giremeyeceğimize dair iddiaya bile girerim.
Beşiktaş Senol Gunesle güzel...

Çevrimdışı Egos

Burak bizde oynadigindan beri hep bunu dusundum. Bu adami hiç alici gözle izlemedigimi farkettim. Aklimda hep sıklıkla düştüğü ofsaytlar kalmış. Fakat herif ligin Ronaldo'su olmuş resmen. Masallah diyelim.

garip bir örnek olacak, ama takımda olcay şahan'dan sonra doldurulamayan beşiktaşlı boşluğunu kapattı. işler kötü gittiğinde istikrarını koruyabilir mi bilmiyorum, bundan daha kötüye gider mi ondan da emin değilim. yorulunca ya da morali bozulduğunda fazla düşmeye, konuşmaya meyilli. bence transferi her anlamda yönetim başarısızlığıdır. ancak bir dizi basiretsizliğin tezahürü olarak beşiktaş'a gelmesi dışında, acı gerçekleri daha iyi idrak etmemize sebep olmakla birlikte, hiçbir olumsuz etkisi yok şu ana kadar.