tam fırsatıydı renklilere tekmeyi vurmanın juventus gibi olmanın beceremedik koca bir transfer sezonu heba oldu taraftar bölündü ve bşkan değişik triplerde
Olamayız dahası üç takımdan hiç biri olamaz bu ülkede. Üçünden herhangi biri bilimsel ve bütünlüklü bir planı yürürlüğe sokup 5 üzeri yıl ısrarla devam etse diğerlerinin ulaşamayacağı seviyeye çıkabilir, ülkedeki genel yönetim tarzlarının zaaflarından faydalanabilir. Hatta bunu çok daha az kaynağa ve potansiyele sahip Trabzon filan bile yapabilir. Ama ülkedeki kültür buna izin vermiyor.
Anlatmak istediğim basitçe şu. Başarı ve güç bu ülkede hiç bir kulübe istikrar getirmiyor. Aksine sürdürülebilir gibi gözüken planlamaların bile dışına çıkılmasına vesile oluyor. Sisteme, perspektife bağlılık yok. Kişiler ve gruplar var. Başarı arttıkça kimi kişiler ve gruplar güçleniyor. Güç zehirliyor, herşeye hakim, herşeye gücü yeten bir noktada olunduğu yanılsamasını yaratıyor. Başarıyı getiren doğrular kişisel çıkarlar uğruna hızla terkedilebiliyor. Popülerleşen kurumlarda hem statü vaadi hem ekonomik faydalar artttıkça birlikte çalışması gereken parçalar birbiriyle çatışmaya başlıyor. Bütünlük kayboluyor. Kişisel hırsların ön planda olduğu, kimsenin birbirine güvenmediği çalışma ortamında zaten uzun vadeli planlamadan, stratejik yaklaşımdan söz etmenin imkanı kalmıyor.
Bakın üç takımda sürdürülebilir başarı elde edemiyor yıllardır. 2-3 yıllık dönemler süren saltanatlar var. Biri çok dominant gözüküyor. Bir kaç doğru şey yanyana gelmiş oluyor. En güçlü olunan dönem aslında aynı zamanda çöküşün başlangıcı anlamına geliyor üstte bahsettiğim nedenlerle. Bu çatışma ve parçalar arası uyumsuzluk hep aynı şekilde cereyan etmiyor tabi. Zaman zaman yönetimler birbirine giriyor, zaman zaman bir kişi güç zehirlenmesi yaşayıp akıl dışı yönetim tarzları geliştiriyor, bazen teknik yönetimlerle çatışmalar başlıyor, onların gereksinimleri dikkate alımıyor, bazen kulüp içindeki güç grupları arasında çatışma tırmanıyor vs vs Ne şekilde gerçekleştiğinin çok bir önemi yok bir şekilde bu dominant dönem sonlanıyor. Bizim gibi kültürler için başarıyı yakalamak zor değil sürdürülebilir başarı zor.
Örneğin Fb 2000den sonra 2 kez ligi uzun yıllar domine edecekmiş havasına girdi. İkisinde de çok garip gerekçelerle teknik kulübeyi değiştirdi, kadro yapılanmasına dair saçma kararlar aldı ve kendi kendine gücünü yitirdi. (şike sürecini dahil etmiyorum) Gs, bir önceki Terim döneminde bir çok başarı kazandı. Lige göre etkili bir kadro kurdu. Federasyon gazı falan derken yıllarca şampiyon olacak sanıyorlardı kendilerini. Bu da olmadı. 3. senenin başında tüm camiaları birbirlerine girmişti. Yeni toparlanmaya çalışıyorlar. Bizim ligin epey üstüne çıktığımız son dönemimiz de bu dönemler gibi tarihteki yerini alacak bunun emareleri gözüküyor. Bunlar sadece yakın dönemden örnekler. Daha da gerileri eşelersek böyle otuz tane döngü yazarız.
Uzun lafın kısası Türkiye'de Juve hatta buranın Bayern'i olacak koşullar mevcut ama olmayacak. Birileri varolan dinamiklere boyun eğmeyip bir süre dayak yeme pahasına farklı bir yol izlemeye karar verene kadar böyle bir hikaye olmayacak. Dahası son söylediğim de politik meseleleri falan da işin içine katarsak iyiden iyiye imkansız. Böyle insanlar ve fırsatlar çıksa da camialar onları yiyor, ortadan kaldırıyor.