Hep ilginc transferler yaptik
Mesela gs macindaki pozisyonu gol yapamayacak 4 milyon uzeri yuro maas alan dunya uzerinde tek futbolcu var
Bugun internette gezerken mesela aklima afrikadan aldigimiz arjantili oyuncu geldi. Sonradan perulu oldugu anlasilmisti ama olsun.
Kulturumuzde duzgun transfer yok arkadas.
Bu arjantin asilli perulu afrika vatandasi arkadas tsyd kupasinda bi penalti atmisti offff futbol komedi 2kg toprak kaldirmasini gectim, kirec tozu ile kaleciyi kor edecekti.
Soyle girilmis haberi var
ATTIĞI 3 FRİKİKTEN 2’Sİ GOL OLURMUŞ
FRANCESCO MANASSERO
Türkiye’de transferin nasıl yapıldığı ile ilgili pek çok hikaye anlattık.
Üç kağıtçı menajerlerin elinde kulüplerimizin nasıl oyuncak olduklarını, Yugoslavya’nın üçüncü ligi sayılabilecek bir kümede mücadele veren Sancak’ın üçüncü kalecisi posizyonunda, kadroya giremediğinde stat yanında köfte ekmek satan Halitoviç’in milli kaleci Simoviç’le, Efsane kaleciler Schumacher’le, Pfaff’la güzel yurdumda nasıl karşı karşıya aynı ligde oynadıklarını zaman zaman anlattık.
Rumen Becali, Juan Figer, Peravanoviç basettiğimiz çakal menajerlerden bir kaçıdır sadece.
Tabii ki tüm suç onlarda değil. Transferine onay verip komisyon alanlar daha da suçlu.
Bugün size çok enteresan bir transfer hikayesi anlatacağım. Peru’lu FRANCECO MANSSERO’nun Beşiktaş macerası.
fran4Francesco, Beşiktaş Teknik Direkterü Gordon Milne’in Afrika’ya futbolcu bakmak için gidip beraberinde döndüğü Arjantinli diye transfer edilip sonrasında Peru’lu olduğu anlaşılan 1993 tarihli transfer bombası!
Valla bomba ki ne bomba.
Afrika’ya topçu bakmaya git, Arjantinli diye al, herif Peru’lu çıksın.
Bir de neler neler yazıldı hakkında bi bilseniz?
Frikik ustası mı dersin, çalımın kitabını yazmış mı dersin, Latin Amerika’nın en saygın futbolcusu mu dersin.
Ühüüüü neler neler.
Sonuçta adam sadece bir kaç kez oynadı. Eminim bugün bir çok Beşiktaşlı hatırlamıyordur kendisini.
Oynadığı her maçta da kötüydü.
Hakkında hatırımda kalanlar da çok az.
Beşiktaş’da oynadığı ilk maçı olan Karabükspor maçında topa 35 dakika boyunca hiç dokunmadığı anlaşılmıştı. Bu bir dünya rekorudur falan dediler. Guinness’e tescil ettirildi mi araştırmak lazım.
Bir de TSYD maçında kaçırdığı penaltı var.. Sonra da şutlandı zaten.
Şimdi Francesco Transferinde yaşanılan sürece bakalım Milliyet arşivden.
Asıl makara olan O :
Kendisinin adı ilk olarak 19 haziran 1993’te çıkıyor. gazeteye göre 26 yaşında olan futbolcu 15 kez Arjantin milli takım forması giymiş. Gordon Milne diyor ki, Nartallo ile büyük işler başaracak. 6 gün sonra anlaşma sağlanıyor. Bonservisiyle beraber 550 000 dolar. Feyyaz da Francesco’lu orta saha ile 30 gol atacağını iddia ediyor.
29 Haziran’da Francesco menajeriyle beraber geliyor. Ancak ilginç ki yanında zenci biri de var. Menajer diyor ki “bu arkadaş Güney Afrikalı Khumalo. Ona da kulüp arıyoruz. Khumalo,”Doktor” lakaplı ünlü bir oyuncu. Milli oyuncu. Menajerin aklına uyup kulüp kulüp dolaşıp iş arayacak bir oyuncu değil. Muhtemelen başka bir zenci oyuncuyu Khumalo diye kakalama operasyonu.
Bir sonra ki sezon Bursaspor’a gelen Güney Afrikalı Ndlanya adlı balta bile olabilir menajerin yanındaki O zenci.
30 haziran tarihli Francesco röportajı. Trajikomik:
” Frikiklerde üstüme tanımam”, “üç atıştan ikisini kesinlikle gol yaparım”, ” Peru’da bir kaç kez yılın sporcusu seçildim”, “beklesinler ve Francesco’yu izlesinler”
Temmuzda hazırlık maçları olur. Bilal Meşe Francesco’yu Oğuz’a benzetse de daha hazır değil demeyi de unutmaz. Aynı yorumu Milne’in kendisi ve kaptan Rıza da yapar.
12 Ağustos tarihinde Gaziantepspor maçında forma giyer. İlk yarı sonunda oyundan alınır. Milliyet’in yıldız notu tabii ki 1’dir. Francesco eleştiri yağmuruna tutulur. 14 Ağustos’ta Galatasaray ile oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçını Beşiktaş kaybeder. Maçta Francesco yedeklerdedir. Bu kez de Peru’luyu aldın niye oynatmıyorsun diyerek yöneticiler Milne’i eleştirir.
fran3Galatasaray’la oynanan oynanan TSYD Kupası maçında ise Francesco beğenilir. “Top ayağına yakışıyor”, “biraz daha zamana ihtiyaç var”yorumları gelmeye başlar.
23 ağustos 1993, TSYD maçı. Beşiktaş Fenerbahçe ile 1-1 berabere kalıp, kupayı alıyor. Francesco 63 dakika oynuyor. Milliyet’in notu bir yıldız. Bununla da kalmayan “frikik ustası” bir de penaltı kaçırıyor. 3 gün sonra oynanan Gaziosmanpaşaspor hazırlık maçı 2-1 kaybedilir. Francesco yine 1 yıldız ve protestolar. Milne açıklama yapar. “Francesco, iklim kurbanı”. Francesco da hocasını destekler; “havaya alışamadım, oksijen bile alamıyorum.”
2 Eylül 1993’te Beşiktaş Bakırköyspor ile hazırlık maçı yapar. Beşiktaş maçı 2-0 kaybeder. Francesco yine protesto edilir.
Bu başarısız performanslardan sonra 3 eylül’de ilk kez Francesco ve para muhabbeti ortaya çıkar. Kendisi eski kulüp başkanını “para sızdırmakla” suçlar, başkan bir şey yapmadım der. Sonra Peru’lu başkan açıklama yapar; “ Beşiktaş 350 000 bonservis ödemiş diyor, bize sadece 20 000 geldi, burada bir şey var” der.
Milne, gelecek maçta kendisini morali bozuk diye ilk 16’ya bile almaz. Bu sırada Başkan Seba, hem menejeri Türkiye’ye çağırır hem de Milne ile neler döndüğünü konuşur.
Francesco’nun kötü performansı da aynen devam etmekteydi. 9 eylül’de yapılan Rumelikavağıspor hazırlık maçını Beşiktaş kazandıysa da Francesco yine etkisizdir ve tepki alır. Lig maçları da başlamıştır ama Francesco hep yedekte oturmaktadır. 16 eylüldeki Farul Kosice maçında da yedektir. 20 eylül’deki 0-0’lık Bursa beraberliğinde sahade yer alsa da 1 yıldızı yemekten kurtulamaz.
21 Eylül tarihinde ise büyük bomba patlar. Francesco’nun eski takımının başkanı ve genel sekreter Serdar Bilgili faks ile konuşurlar. Futbolcunun menajerinin elindeki başkan isminin yanlış olduğu ortaya çıkar. Beşiktaş ödemeyi durdurur. Francesco’nun menajeri Beşiktaş’ı dolandırmıştır. Daha sonra menajerin yetki belgesinin de sahte olduğu ortaya çıkar.
2 Ekim’de Francesco’nun menajerinin abisi muhteşem bir öneriyle Beşiktaş’a gelir: “Francesco ve Nartallo’yu alayım, size iki yeni oyuncu vereyim, bu konu kapansın!”
fran26 Ekim’de Franceco Milne’i derinden sarsan bir açıklama yapar: “Milne beni zaten canlı izlemedi, kasetlerden izlemiş.” Parasını istediğini söyleyen Francesco’nun arabasını da aynı gün Beşiktaş kulübü geri alır. Ülkesine gönderileceği haber verilince Perulu, Peru fahri konsolosu ile kulübü gelip bir şans daha ister. Hem bu istekten, hem de Şenes Erzik, “oynatın valla ceza alırsınız” diyince kadroya geri döner. Bu antrenmanlar notere tasdiklendirilir.
9 Kasım’da Milne takımdan ayrılacağını açıklayıp Japonya’dan bir takımla anlaşır. Milne’in gitmesinden bir süre sonra Francesco da gönderilir. Beşiktaş da Serdar Bilgili’nin çabalarıyla transferin 3,5 milyar tl’sını kurtarır.
Vay anam vay…
Internette hakkında araştırma yaparken rast geldiğim kronolojik olarak verilmiş bu süreç beni de şoke etti.
Gerçekten şaka gibi.
Yok yok, biz gerçekten şaka gibiyiz!!!
