Doyamadım arkadaş Beşiktaş'a...
Yurtdışında (hem de öyle böyle değil, bayağı dışında) yaşamanın en kötü yanı bu sanırım... Kimseyle paylaşamadığın için zaferlerin tadına doyamıyorsun...
Öğlene doğru 11:30'da geçtim televizyonun başına. Evden, serbest çalışıyorum. Her zamanki gibi konu Beşiktaş olunca işi gücü bıraktım, koltuğa kuruldum. Yayın Fox Soccer'da. İngiliz bir spiker sunuyor 'Porto-Bezigtaş' maçını... Kadroları sayıyor. 'Senk Tosun'un ilk kez bir Şampiyonlar Ligi maçına ilk onbirde başladığını söylüyor, 'Kaner Erkin'in, Adriano'nun yerine solda oynayacağından söz ediyor, 'Ozyakup'un Arsenal geçmişini hatırlatıyor...
'Geçen sene de etkileyici bir performans sergileyip ilk 5 maçta yenilgi yüzü görmediler. Sadece 1 yenilgi aldılar ama o da ne yenilgi, Dinamo Kiev'e karşı 6-0' diyor... Tabi izlememiş maçı, nerden izlesin... Olandan bitenden haberi yok.
'Allah allah' (ya da 'oh god' her neyse) diyordur,
'adamlar Napoli'yi deplasmanda 3'lemişler, Dinamo Kiev'den 6 gol yemişler'... Ah be spiker! Sen benim bugünkü tek yoldaşımsın! Sen de böyle 'yabancıysan' konuya, benim yalnızlığımı kim giderecek!
Ve nihayet maç başlıyor. Quaresma'nın ortası, Talisca'nın kafası ve gol!
'Brilliant header from Brazilian' derken spiker soğukkanlı tavrıyla, ben koltuktan deli gibi fırlayıp, olanca gücümle 'GOOOOL' diye bağırıyorum. Sesim bütün Güney Kaliforniya'da yankılanıyor... Birazdan annemden mesaj geliyor.
'Goool oğlum gool! Burada birisi goool diye bağırdı, balkondan duydum'... 'Anne o bendim' diyorum. Gülüyor... Siyah beyaz renkli kedim yine hayatının şoklarından birini yaşayıp can havliyle içeriye koşuyor.
Golü yiyoruz, ardından yeniden öne geçiyoruz. Yine deliriyorum. Arkasından 3 oluyor... 'Porto'ya deplasmanda 3 attık olm' diye kendi kendime hava atıyorum. Maç bitiyor, saat öğlen 13:30 civarı... Yerimde duramıyorum, ama yapabileceğim de hiçbir şey yok... İngiliz spiker 'haydi iyi günler' deyip yapayalnız bırakıyor beni salonun ortasında... Ben de, Beşiktaşlılığımı doğuştan borçlu olduğum babamı arayıp onunla kutluyorum zaferi...
İşte böyle geçiyor dostlar gurbet hayatı
Maçı babanızla, ağabeyinizle, dostlarınızla, ya da bir kafede hiç tanımadığınız onlarca Beşiktaşlı kardeşinizle omuz omuza izleyebildiyseniz şanslı olduğunuzu unutmayın
Nice zaferlere!