Görüşün kapalı olmasının sorun olmadığını zaten yazdım. Uzaktan şut kullanmaktaki tek amaç direkt olarak gol atmak değil.
Topu rakibe vermeyi böyle anlamamak gerek. Büyük takımlar rakibin nasıl atak yapacağına bile karar verebilir. Rakibi yönlendirebilecek akıl gerekiyor.
Amacımız zaten rakibin dengesini bozmak. Kanatların içeri girmesini içeri girip yerleşmek olarak algılama? Ben koşulardan ve paslardan bahsediyorum.
Stoper'i ceza sahasında topla buluşturmak mı? Ben böyle birşey yazmadım. Stoper ileride sayıca çoğalmayı sağlayacak. Ve bu çıkışların çoğu zaten ani çıkışlar olacak. Ani çıkış sonuç vermediğinde pas trafiğine katılacak.
Oğuzhan, Negredo ve Cenk bence bunları gayet iyi yapan futbolcular. Çok hızlı şekilde tekte oynayabilirler. Ama ne yazıktır ki şuan denenmeyen birşeyden bahsediyoruz...
Çift forvet oynamakta amaç rakip savunmanın içine daha fazla girmektir. Sahaya daha çok hücum oyuncusuyla yayılmaktır. Savunmadan risk alıp ofansda sayıca çok almaktır.
Son satırda yazdığına katılmıyorum. Rakiplerimiz ölümüne kapanıyor ama bireysel olarak kaliteli savunmacılardan söz edemiyoruz zaten burada. Buyüzden eğer doğru işleri yaparsan bu bireylerin kalitesizliklerini ortaya çıkartırsın. Yani yeteri kadar şans bulursun. Ama bunların hepsi afaki. Çünkü denenmiyor. Hoca değişime sıcak bakmıyor. Umarım ikinci yarı bakar.
Gelişigüzel yapılan uzaktan şut, takımın rakip sahaya yerleştiyse ve top saçma bir yere sekerse kontra yemene sebep olur. Ayrıca auta çıkan her atağın sana en az 30 saniye(kale vuruşu) ve momentum kaybettirdiğini de dikkate alman lazım.
Topu rakibe verdiğinde karşı tarafın niyeti önemli. Rakibe ver, şok presle geri kazan ve gol bul. Tamam bu Avrupa maçlarında işe yarıyor, ama ölümüne kapanan Türk takımlarına karşı bir anlam ifade etmiyor. Herif pas yapmak yerine 60 metre uzun oynayacak, hele ileride hızlı bir adamı varsa onu yakalayıp topu geri kazanmakla uğraşacaksın bir de.
Stoperi ileri çıkarıp sayıca çoğalmak mantıklı, mesela Atiba'yı da ceza sahasına sokabilirsin böylece. Peki ceza sahasındaki yeni adamları topla buluşturma yöntemi olarak yine orta yapmak çok mu saçma?
Rakip ceza alanı ve çevresi çok kalabalıksa, orayı pasla delmen çok zor. Birbirinin ruhu okuyan 3-4 oyuncun olmalı ya da tek hareketle önündekini eksrta edebilecek bir ekstra yetenekli oyuncun. Bizde var, denenebilir. Ama bu hücumun da Quaresma'nın ortalarından üretken olması çok zor.
Benim bakış açımı söyleyeyim:
1- Organize savunma yapan takımlara karşı deliği açabilmek için en etkili yöntem, duran toplar ve kenar ortalar.
İkinci yöntem hızlı ve seri paslaşmalarla rakibin dengesini bozmak ve ceza sahasına sürpriz oyuncu sokmaktır.
3. yöntem şapkadan tavşan çıkaracak oyuncularına inisiyatif verip, bir şeyler üretmesini beklemektir.
Biz sene başından beri 1'i ve 3'ü deniyoruz, 2'yi ise pek denemiyoruz. Bu yüzden de hocanın Tolgay-Oğuzhan'la oynayıp, full ofansif bir kadro çıkarmasını talep ediyordum. Ama hoca benim aklımdaki çözüm önerisini uygulamıyor diye "Alzheimer olmuş", "kendini kovdurmaya çalışıyor", "aklı milli takımda", gibi iğrenç ifadeler kulanmadım ve bunu doğru bulmuyorum. (Sen kullandın diye demiyorum, geriden gelirken okudum).
Hele ki oyuncu tercihleri konusunda artık hiç eleştirmiyorum, çünkü 2 senedir bu konuda güvenimi kazandı hoca.
Bence artık Medel de düzenli oynamaya başlayacak, çünkü son iki şansını iyi kullandı. Sene başında Fenerbahçe maçında batırmasaydı, daha önce de girebilirdi kadroya.