bergman ve tarkovsky'nin tüm filmlerini izledim maalesef. antonioni'nin blow up'ıı yine buradan gördüğüm tavsiyeyle yakın zamanda izledim. birazdan, biraz da istemeyerek godard'ı izleyecem. fransız sinemasından sevdiğim tek film yok. önyargılıyım
edit: stranger than paradise'ı izledim ayrıca onu da çok beğendim teşekkürler
Nouvelle Vouge sinemasını sevmiyor musun? Godard ve Truffaut'ın filmleri başta olmak üzere bu tarz ile Fransız sineması birbirinden ayrılır. Keza Robert Bresson, Jean Vigo, Abel Gance, Haneke hatta zorlarsak Gaspar Noé? Evet, Noé baya zorlama oldu. Bergman'ın tüm filmlerini izlediysen Bresson'dan Mouchette ile başlayabilirsin - bence başlama - Bergman'ın en sevdiği filmlerden biridir. Her neyse sana bir reçete yazayım; belki ön yargılarından arınırsın.
La scaphandre et le papillon, La Haine, La Jetée, Jules et Jim, Vivre sa Vie, Les quatre cents coups, A bout de souffle, Ma nuit chez Maud, Le Mépris, Les enfants du paradis, Amour, L'atalante ve Zero de conduite, Une femme est une femme, ilk bilim-kurgu filmi olan Le voyage dans la lune, Le Grand Bleu, Seul contre tous, Papillon. Daha popüler olsun dersen; The Intouchables, Yann Tiersen'in müziklerinin hatırına Amélie, müziklerden ziyade hikayesini beğendim dersen Mic Macs à Tire-Larigot, pek bir naif Les Choristes, künyede Fransa yazdığı için Léon yine aynı şekilde Persepolis, Les triplettes de belleville, İtalyan Bertolucci kaşesi olsa da yarı amerikan-yarı fransız hikayesi olan The Dreamers, Édith Piaf'ın hikayesi La vie en Rose yada Gainsbourg'un anlatıldığı Gainsbourg vie heroique. Kieslowski'den La double vie de Véronique ve Trois Couleurs bunlara Fransız yapımı diyebiliriz. Kalibre düşürürsek Les petit mouchoirs. Bonus olarak ise Cyrano de Bergerac. İlaveten istemeyerek Godard diyorsun ama bir kere Godard izlememek Anna Karina'dan mahrum olmak demek. Bunu bi' düşün.