Günaydın arkadaşlar,
Şampiyonluğun mimarları;
1) Mario Gomez: Çoğu arkadaşım beni eleştirecektir Atiba'nın önüne yazdığım için. Haklılar da. Lakin Mario Gomez sadece rakamsal veya oransal bir katkı yapmadı. Gomez, Beşiktaş'a ruh kattı. Kazanan adam olmak, bunun için riskler almak, her kritik maçın en doğru zamanında bir şekilde o gölü atmak, takımı ileride maestro gibi yönetmek... Demba Ba'da çok iyi bir oyuncudur, Şenol güneş çok iyi bir teknik direktördür, Oğuzhan ve Cenk şu an en formda ve fark yaratan Türk oyunculardır. Bu karakterlere nitelik katan Gomez'dir. Yanlış anlaşılmasın kesinlikle, ne Güneş'i ne de Ozzy ve Cenk'i daha aşağıya çekiyorum. Bu yıl sadece bir iki oyuncu değil, takım şampiyon oldu. En büyük fark ise şu; Gomez, bu yapbozdaki öldürücü eksik parçaydı. O olmasaydı, yine şampiyon olurduk belki ama bu kadar rahat olmazdı. Onunla ilgili ayrı bir yazı yazıp detaylı analiz yapacağım.
2) Atiba Hutchinson: Türk futbol mantalitesinin örneği bu adamdır. Duyduğumuza göre sene başına bavulunu toplamış, gitmek üzereymiş. doğrudan scout ekibimizin lideri Gökhan Keskin'in başkana kişisel telkinleri ile takımda kalmış. Hem de 1 milyon EUR gibi günümüz Türk futbolu için çok cüz'i bir paraya. Herkes iyi bir oyuncu olduğunu biliyordu ama biz dahil kimse bu seviyeye çıkacağını tahmin etmiyordu. Uzatmayacağım, Perşembe günü kupanın bir kulpu mutlaka onun ellerinde olmalı. Takımda ondan daha fazla hakeden birisi daha yoktur.
3) Jose Ernesto Sosa: ilk yarının son maçları, Kayseri maçındaki frikiği dışında yine ortalarda yok Sosa. İki yıldır oldu olacak diye diye artık biz de yavaştan beyaz bayrağı çekmeye hazırız. Ve Osmanlı maçı... bu yıl ligde bir kaç kırılma anı varsa ilki o maçtır. İki golü de kendi yarattı ve attı. Zaten o maçtan sonra vitesi beşe taktı. Arka arkaya oynadığımız MİY, Gençler, Rize, Antalya, bu dört maçtaki 12 puanın tamamı sosa'ya aittir. Zaten biraz Fener maçı hariç (bence GS maçında da kötü değildi, şanssızdı) ikinci yarı hiçbir maçta formsuz değildi.
4) Oğuzhan Özyakup: Çok bekledik be abi... Bilic'i çok severim, hala oyun tarzını da doğru bulurum ama bu yıl WEST HAM'da yaptıklarını gördükçe emin oldum ki kesinlikle Winner değil. Geçen sene bunu görenleri tebrik ederim, ben görememiştim. Bilic'in bu takıma kattıkları olduğu gibi 2 büyük kazığı olduğu; Pektemek'i oynatması, Oğuzhan'a şans vermemesi. Konsantre bir Oğuzhan'ın neler yapabileceğini bu yıl hem milli takımda hem ligde herkese gösterdi. Tabii ki burada Şenol Güneş'i unutmamız gerek. Onu AMC yerine MC'ye çekmesi (biraz zorunluluktan da olsa) hem futbolunu hem oyuncu kimliğini değiştirdi. Beşiktaş'ta kaldığı müddetçe, önümüzdeki 5 yıl en az 3 şampiyonluğumuz daha olacaksa Ozzy en kilit oyuncumuz olacak. durursa sadece sakatlık durdurur.
Ve Şenol Güneş; her zaman ligin üzerinde bir kaliteye sahip oldu. gittiği her takım mutlaka döneminin en pozitif ve göze hoş gelen futbolunu oynadı. Her takımda elini attığı oyuncular mutlaka yıldız oldu. Tek bir negatif yanı vardı: Pozitif futbol anlayışının güzel kaybedeni idi. Geçen sene çok yazmıştım, özetli şöyle idi;
"Şenol Güneş iyi bir TD'dir, 31-32 hafta 10 numara ama sonunu getiremiyor, gelirse Bilic'ten farkı olmaz, bize kazanan bir TD lazım" herkese olduğu gibi çok şükür ki bana da bu lafları yedirdi. Artık üzerindeki baskıyı da attı. Takımı çok güzel bir seviyeye getirdi. Gomez+Sosa+Ozzy+Atiba omurgasını koruyup, çok iyi 2 stoper ve bir bek transferi ile ŞL'de bile başarı hayal değil. Önümüzdeki 5 sene de sanırım en az 3 defa şampiyon olacağız. GS en az 2 sene bitik, FB'nin tek atımlık kurşunu kalmıştı bu sene bitti. Artık yönetim de elini cebine kalın sokacak ve bu fırsatı harcatmayacak. Sen zaten büyüktün, bizi de büyüttün kendi de.
Bunlar dışında süper kahramanımız Cenk Tosun başta olmak üzere Beck, Q17, Rhodolfo Şampiyonluğun diğer mimarları. en çok sevindiren ise tartışmasız, şaibesiz, kara bulutsuz herkesin hep bir ağızdan hakkımızı teslim ettiği bir şampiyonluğa ulaştık. Bize de bu yakışırdı zaten.
Şimdi kutlama zamanı, transferlere falan sonra bakacağız artık

KEyfini çıkaralım biraz, değil mi